sistem adaletsizlik üretiyor - Yürüyüş
sistem adaletsizlik üretiyor - Yürüyüş
sistem adaletsizlik üretiyor - Yürüyüş
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
maları ihtimal dahilinde değildir.<br />
Oligarşi, Hizbullahçılar için bu kadar<br />
“ceza”yı yeterli görmüş ve<br />
onları yeniden kullanmak üzere tahliye<br />
etmiştir.<br />
Sadece bu olay bile, halka karşı işlenmiş<br />
suçlar söz konusu olduğunda,<br />
düzenden hiçbir şekilde adalet<br />
beklenemeyeceğini göstermeye<br />
yeter.<br />
Adaleti ancak devrimciler sağlayabilir.<br />
Bunun biçimi, faşizme<br />
karşı mücadele sürdürülen dönemlerde<br />
farklı, faşizmin yıkılıp halkın<br />
devrimci iktidarının kurulduğu dönemlerde<br />
farklıdır. Fakat özü aynıdır.<br />
Her iki halde de, hal kın dev rim ci şid -<br />
deti, kendi adaletini ve kendi yasalarını<br />
hâkim kılacaktır. Bu noktada<br />
“her türlü şiddete hayır” nakaratıyla<br />
halkın adaletinin karşısında duranlar,<br />
adaletsizliğin savunucusu olurlar.<br />
Halka yönelik olarak karşı devrimci<br />
şiddeti uygulayanlara ve<br />
bizzat oligarşik güçlere karşı, devrimci<br />
şiddetin uygulanmasına politik<br />
olarak karşı çıkmak, adalete karşı<br />
olmaktır. Halkın devrimci şiddetiyle<br />
adaleti gerçekleştirmesine karşı<br />
çıkmak, oligarşinin resmi ve sivil<br />
infazcı, katliamcı güçleri karşısında,<br />
adaletsizliğin dayatılması karşısında<br />
halkı çaresiz bırakmaktır.<br />
Faşizmden hesap soran devrimci<br />
bir çizgiyi, bunun yerine alternatif<br />
olarak hiçbir şey koyamadan<br />
mahkum etmek, fa şist dev le ti ve<br />
onun kontrgerilla politikalarını meşrulaştırmak<br />
ve onaylamaktır. Oligarşinin<br />
karşı devrimci şid de ti ne karşı,<br />
halkın devrimci şiddetinin uygulanmasına<br />
karşı çıkan, halkın tarihsel<br />
hakkı olan misilleme hak kı nın kul -<br />
lanılmasını meşru görmeyen reformizmin<br />
savunduğu adalet, dü ze nin<br />
adaletidir. Halkı ve devrimcileri düzenin<br />
adaletine mahkum etmek<br />
ise, oligarşinin daha çok ve daha<br />
pervasız katletmesi, <strong>adaletsizlik</strong>ler<br />
zincirine yeni <strong>adaletsizlik</strong>ler eklemesi<br />
demektir.<br />
Düzenin mahkemelerinde adalet<br />
yoksa, –ki tekil olaylarda bile<br />
düzenin mahkemelerinde adaletin<br />
sağlanabildiğini iddia edebilecek tek<br />
bir burjuva çıkmayacaktır- adalet nasıl<br />
sağlanacak? Bu sorunun cevabını<br />
vermelidir herkes. Bu sorunun cevabını<br />
veremeyenler, düşüncelerini ve<br />
politikalarını düzenin çizdiği çerçeveden<br />
çıkaramazlar.<br />
Adalet için mücadele, düzenin<br />
mahkemelerinde katillerin yakasına<br />
yapışmaktan halkın adaletini<br />
fiilen uygulamaya kadar çok çeşitli biçimler<br />
içerir. Hangi biçimde olursa olsun,<br />
halkın adalet arayışının güçlenmesi<br />
ve buna paralel olarak da devletin<br />
bu adaleti yerine getirmekten<br />
uzak olduğunun görülmesi; halkın<br />
devrimcileşmesinde, adalet talebini<br />
bizzat gerçekleştirmek üzere müca-<br />
Halka yönelik olarak<br />
karşı devrimci şiddeti<br />
uygulayanlara ve bizzat<br />
oligarşik güçlere karşı, devrimci<br />
şiddetin uygulanmasına politik<br />
olarak karşı çıkmak, adalete<br />
karşı olmaktır. Halkın devrimci<br />
şiddetiyle adaleti<br />
gerçekleştirmesine karşı<br />
çıkmak, oligarşinin resmi ve<br />
sivil infazcı, katliamcı güçleri<br />
karşısında, adaletsizliğin<br />
dayatılması karşısında halkı<br />
çaresiz bırakmaktır.<br />
deleye atılmasında belirleyici etkenlerden<br />
biridir.<br />
Sömürü ve soygundaki pervasızlık<br />
karşısında, fa şiz min vah şe ti kar -<br />
şı sın da, halka, dev rim ci ada le tin ol -<br />
du ğu nu göstermek, kitleleri mücadeleye<br />
çekerken, oli gar şi içi çe liş ki -<br />
le ri de artırır. Bu anlamdadır ki, devrimci<br />
adaleti örgütlemek, devrim mücadelesi<br />
açısından olmazsa olmazdır.<br />
Oligarşi güçsüzdür; tüm terörüne<br />
rağmen, milyonlarca liralık bütçelerle<br />
polisi, orduyu, yargıyı daha da<br />
güçlendirmesine, sayıca artırmasına,<br />
yeni araçlarla donatmasına rağmen,<br />
bunlar, oligarşinin güçsüzlüğünü değiştirebilmekten<br />
uzaktır. AKP iktidarı<br />
da güçsüzdür. Kendi mahkemelerine,<br />
yargılarına güvenemiyorlar. Mahkemeleri,<br />
şehirden şehire sürmeleri bu<br />
yüzdendir. Kendi mahkemelerinde<br />
bile, her şeyin tersine döneceğini yargılarken,<br />
yargılanan konuma düşeceklerini<br />
iyi biliyorlar. Bu yüzden<br />
göstermelik yargılardan bile kaçıyorlar.<br />
Pankart açan iki öğrenci karşısında<br />
sergilenen tahammülsüzlük, AKP<br />
iktidarının bu güçsüzlüğünün ifadesinden<br />
başka bir şey değildir.<br />
Dikkat edilirse, uzun süredir, polisin<br />
müdahalesinin olduğu her<br />
durumda “orantısız” bir şiddetten,<br />
orantısız bir müdahaleden söz ediliyor.<br />
Karşılarındaki ister öğrenciler olsun,<br />
ister gecekondu halkı, ister memurlar<br />
veya işçiler, fark etmiyor. Ölçüp<br />
biçemiyorlar mı gerçekten? İktidarın<br />
şiddeti, güçsüzlüğüyle orantılıdır.<br />
Halkı nasıl açlık, yoksulluk içine<br />
ittiklerini biliyorlar, halkı nasıl bir<br />
adaletsizliğe mahkum ettiklerini biliyorlar.<br />
O yüzden en küçük bir eylemden<br />
korkuyorlar. En küçük bir örgütlenme<br />
girişimini daha baştan ezmek<br />
istiyorlar. Karşı devrimci şiddetle,<br />
polis terörüyle ördükleri bentlerin<br />
yıkılması halinde, halkın mücadelesinin<br />
altında kalmaktan korkuyorlar.<br />
Bu yüzden, her seferinde<br />
karşı-devrimci şiddetin “dozajını”<br />
daha da yükseltiyorlar. Güçsüzlük,<br />
orantısızlığı artırıyor. Bu ise, iktidar<br />
için tam bir kısır döngüdür. Çünkü<br />
bizzat bu durumun kendisi de yeni<br />
<strong>adaletsizlik</strong>ler demektir. Yeni <strong>adaletsizlik</strong>ler<br />
ise halkın öfkesinin, hesap<br />
sorma isteğinin büyümesidir.<br />
Burada gözden kaçırılmaması gereken,<br />
“orantısızlığın” sadece<br />
polis terörüyle sınırlı kalmaması,<br />
bizzat yargıda da olmasıdır. Yargının<br />
kendi yasalarını bile çiğnemeye başladığı<br />
bu noktada, karikatür sergisi açmaktan<br />
insanların tutuklanıp aylarca<br />
hapis yatırılması basın toplantısına<br />
katıldı diye, anmaya katıldı diye,<br />
hasta tutsakların özgürlüğünü istedi<br />
diye, parasız eğitim istedi diye tutuklamalar<br />
yapılmasına ulaşmıştır.<br />
Sistem, kendini korumak için kendi<br />
yasalarını çiğnemektedir. Sürekli<br />
<strong>adaletsizlik</strong> üreten bir <strong>sistem</strong>in<br />
adaleti sağlaması mümkün değildir.<br />
Adalet istemek, halkın devrimci iktidarını<br />
istemekle özdeştir bu yüzden.<br />
Sayı : 251<br />
<strong>Yürüyüş</strong><br />
16 Ocak<br />
2011<br />
5