29.10.2014 Views

pdf indir - YDİ Çağrı

pdf indir - YDİ Çağrı

pdf indir - YDİ Çağrı

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

panorama<br />

- SIRBİSTAN-KARADAĞ-<br />

Referandumdan ayrılık çıktı…<br />

Sırbistan ile Karadağ’ın 4 Şubat 2003’ten bu yana varolan devlet birliği, 21 Mayıs’ta yapılan referandum ile son buldu. Böylece Yugoslavya’yı<br />

oluşturan altı birlik cumhuriyetinin hepsi birbirinden ayrılmış, 20. yüzyılın başına dönülmüş, Avrupa’daki devletlerin sayısı artmış oldu.<br />

10<br />

Emperyalist güçlerin Yugoslavya’yı<br />

parçalama siyasetinin<br />

de doğrudan bir sonucu olan<br />

bu gelişme, 2002 yılında Avrupalı<br />

emperyalistlerin Yugoslavya Federal<br />

Cumhuriyeti’ne dayattıkları Belgrad<br />

Anlaşması’nın öngördüğü bir gelişmedir.<br />

4 Şubat 2003 tarihinde<br />

Sırbistan-Karadağ olarak ortaya çıkan<br />

devletler birliğinde, üç sene geçtikten<br />

sonra bu birlikte yer alan iki<br />

tarafa referandum ile birlikten ayrılma<br />

hakkı tanınıyordu.<br />

Avrupa Birliği yetkililerinin böylesi<br />

bir referandumda birlikten ayrılmak<br />

için dayattığı oy oranı %55 idi.<br />

21 Mayıs 2006 tarihinde gerçekleştirilen<br />

referanduma katılım %86.3<br />

oldu. Referandumda oy kullananların<br />

%55.5’i Karadağ’ın Sırbistan’dan<br />

ayrılması yönünde oy kullandı.<br />

Yani yüzde yarım puanla, kimi verilere<br />

göre 1800 civarındaki oyla<br />

Karadağ’ın kaderi belirlenmiş oldu.<br />

Seçim komisyonunun resmi açıklamasına<br />

rağmen seçim sonucuna itiraz<br />

eden sağcı-milliyetçi Sırp partisinin<br />

seçimin yinelenmesi talebi ise<br />

reddedildi.<br />

Karadağ parlamentosu beklendiği<br />

gibi ayrılma kararını 3 Haziran’da<br />

ilan etti. Karadağ’ın devlet olarak<br />

varlığını tanımak için Avrupa Birliği<br />

üyeleri devletler 12 Haziran’da yapılan<br />

Dışişleri Bakanları toplantısına<br />

kadar beklediler ve sözkonusu toplantıda<br />

Karadağ’ın devlet olarak varlığı<br />

kabul edildi. AB üyeleri devletlerden<br />

önce ise İzlanda, İsviçre ve Rusya<br />

Karadağ’ı tanıdığını açıkladı.<br />

Karadağ’ın Sırbistan’dan ayrılmasına<br />

karşı olan radikal milliyetçi kesime<br />

rağmen Sırbistan yönetimi seçimlerin<br />

sonuçlarını Karadağ’ın yasal<br />

bir hakkı olarak kabul ettiğini<br />

açıkladı, Karadağ’ı devlet olarak tanıdığını<br />

ilan etti. Böylece Avrupa’da<br />

620.000 nüfuslu yeni bir devlet ortaya<br />

çıktı.<br />

Yapı la n u lusla ra rası a n la ş-<br />

maya göre böylesi bir ayrılmada<br />

eski Yugoslavya’nın, ardından da<br />

Sırbistan-Karadağ’ın Birleşmiş<br />

Milletler’de veya benzeri uluslararası<br />

kurumlardaki temsiliyet hakkı,<br />

hak ve yükümlülükleri Sırbistan’a<br />

geçmektedir. Bu durumda Karadağ,<br />

uluslararası kurumlara tanınmak<br />

için ya da üye olarak kabul edilmek<br />

için başvuruda bulunmak zorunda.<br />

Karadağ yönetiminin açıklamalarına<br />

göre ulusal hedefleri Birleşmiş<br />

Milletler’e üye olmanın yanısıra<br />

NATO ve AB’ye üye olmaktır.<br />

K a r ad a ğ ’ı n refera ndu m i le<br />

Sırbistan’dan ayrılma kararı vermesi<br />

bir yanıyla da ulusların kendi kaderini<br />

tayin etme hakkını kullanması<br />

oluyor. Bu durum, kimi düzen savunucularının<br />

ulusal sorunun gerçek<br />

çözümünün ancak devrimle mümkün<br />

olduğunu savunmamıza karşı,<br />

“bakın işte çözüm budur ve kapitalizm<br />

koşullarında da çözüm mümkündür”<br />

siyasetini haklı çıkarmak<br />

için kullandığı, kullanacağı bir durum.<br />

Bu bağlamda en azından birkaç<br />

nokta bilince çıkarılmak zorundadır.<br />

Karadağ hem Yugoslavya çerçevesinde<br />

hem de Sırbistan-Karadağ çerçevesinde<br />

sürekli belli ölçüde otonom<br />

olan, federal bir cumhuriyetin parçalarından<br />

biri olmuştur. Bir bakıma<br />

kendi başına hep bir “küçük” devlet<br />

olagelmiştir. İkincisi, Yugoslavya’nın<br />

dağılması kanlı çatışmaların, savaşların<br />

doğrudan bir sonucu olmuştur.<br />

Bunda emperyalist güçler, özellikle<br />

de ABD ve AB’li emperyalist güçler<br />

belirleyici rol oynamıştır. Bu süreçte<br />

Karadağ kendi devlet yapısına sahip<br />

olmuş, hükümetini kurmuş, para birimini<br />

önce Mark sonra da Euro olarak<br />

belirlemiş, kendi ekonomisine de<br />

sahip ve gümrük sınırları olan bir<br />

birlik devleti olarak yaşamını sürdürmüştür.<br />

Bu bağlamda aslında<br />

Karadağ’ın “artık bağımsız” olduğunu<br />

tespit etmek gerçeği tam yansıtmamaktır.<br />

Hepsinden önemlisi de<br />

Karadağ’ın Sırbistan ekonomisi için<br />

fazla belirleyici bir role sahip olmamasıdır.<br />

Karadağ’ın Sırbistan için en<br />

önemli yanı Adriyatik’e açılan yol olmasıdır.<br />

Bütün bunlara ek olarak Karadağ’ın<br />

nüfusunun büyük bölümü esas olarak<br />

Sırp kökenlidir. Kendisini Karadağ’lı<br />

olarak gösterenlerin nüfusa oranı<br />

%43 olsa da, Karadağlıların Sırp<br />

ulusundan ayrı bir ulus veya halk<br />

olup olmadığı bizzat halkın kendisi<br />

tarafından soru işareti olarak kabul<br />

edilmektedir. Açıkça Sırp olduğunu<br />

ilan edenlerin oranı ise %32’dir. Bu<br />

duruma bakıldığında 620.000 olarak<br />

gösterilen nüfusun %75’i Sırp olarak<br />

görülmektedir. Bu durumda aslında<br />

bir ulusun –ezilen bir ulusun– diğer<br />

ulustan –ezen ulustan– ayrılması<br />

sözkonusu değil. Buna rağmen ama<br />

ayrılma kararı şimdilik pratiğe geçirilmekte<br />

ve ayrılık süreci barışçıl olmaktadır.<br />

Bu barışçıl sürecin ne kadarının<br />

emperyalistlerin dayatmaları<br />

sonucu olduğu da ayrıca gözönüne<br />

alınması gereken bir gerçekliktir.<br />

Bu noktada Sırbistan yönetimi ile<br />

AB emperyalistleri arasında yürüyen<br />

sürtüşmeler, çelişkiler ve özellikle de<br />

Kosova sorunu ile BM Uluslararası<br />

Savaş Suçluları Mahkemesi bağlamında<br />

çözülmesi gereken sorunlar<br />

önemli rol oynamaktadır. Sırbistan<br />

yönetimi ve özellikle de parlamentodaki<br />

radikal milliyetçi kesimin<br />

Karadağ’ın ayrılma kararına karşı<br />

şiddet, zor kullanma ortamının olmaması<br />

olgusu bu hesaplarda bilinçte<br />

tutulmak zorundadır.<br />

Karadağ’ın iç çelişkileri bağlamında<br />

da sözkonusu kararın tüm<br />

oy hakkına sahip olanların çoğunluğunun<br />

değil, referanduma katılan<br />

kesimin oy çokluğuyla verilen bir<br />

karar olduğu bilinçte tutulmalıdır.<br />

Kuşkusuz ki formel bakıldığında bir<br />

oy fazlasıyla da olsa referandumda<br />

çoğunluk ayrılma yönünde karar<br />

vermiştir. Fakat ülkedeki gelişmeler<br />

bağlamında referanduma katılmayanlarla,<br />

referandumda ayrılığa karşı<br />

oy kullanan %44.5’in de hesapta tutulması<br />

gerekiyor. Bu kesimin gelecekte<br />

yeni çatışmaların alevlenmesine<br />

yol açıp açmayacağı da şimdilik<br />

belli değil, ama çatışmaların çıkma<br />

potansiyeli varlığını koruyor.<br />

Sonuçta AB emperyalistlerinin<br />

belirlediği çerçevede, üçte ikilik oy<br />

çokluğunun elde edilemeyeceği öngörüldüğünden,<br />

sınır %55 oranı olarak<br />

belirlenmiş ve Yugoslavya’nın<br />

parçalanmasının son adımı da atılmıştır.<br />

Sırbistan yönetimini bundan<br />

sonra da meşgul edecek olan<br />

şey, Kosova’nın statüsü olacaktır.<br />

Karadağ’ın ayrılma kararı aynı zamanda<br />

Kosova’nın Sırbistan’dan ayrılmasını<br />

isteyenler için bir örnek<br />

teşkil etmektedir. Emperyalistlerin<br />

“Balkanlaştırma”, daha doğrusu böl,<br />

parçala ve rahat yönet siyaseti sürdürülüyor.<br />

Karadağ Sırbistan’la olan devlet<br />

birliğinden ayrılma kararı verse de<br />

ve bu durum siyasi bağımsızlık gibi<br />

görünse de Karadağ gerçekte bağımsız<br />

değil, bilakis emperyalist güçlere<br />

bir sığıntıdır… onlara bağımlıdır.<br />

Karadağ’ın AB’ye üyeliğinin gerçekleşmesi<br />

süreci de esas olarak AB emperyalistlerinin<br />

Karadağ’ı daha çok<br />

kendilerine bağımlı kılmanın süreci<br />

olacaktır. Bu durum gözönüne alındığında<br />

Karadağ’ın bağımsız olduğunu<br />

söylemenin de gerçeği tam yansıtmadığı<br />

bilince çıkarılmalıdır.<br />

Sonuç olarak “Philipp Morris<br />

Cumhuriyeti” olarak da adlandırılan<br />

Karadağ, ekonomisini kara para,<br />

mafya ilişkileri, sigara kaçakçılığı vb.<br />

üzerinden düzenlemektedir. İtalyan<br />

savcılarının hesaplarına göre Karadağ<br />

bütçesinin %60’ını kaçakçılıkla sağlamaktadır.<br />

Turizm gelirleri bir kenara<br />

bırakıldığında, gelirlerinin bu<br />

kaynağı kurutulduğunda Karadağ’ın<br />

ekonomik olarak aslında kendi başına,<br />

bağımsız olarak yaşayabilmesi<br />

zor. Bu da Karadağ’da iktidarı elinde<br />

tutanların emperyalistlere daha çok<br />

sığınmaya, onlara bağımlılığı kabul<br />

etmeye temel oluşturuyor.<br />

Sınıf bilinçli işçilerin görevi, ezilen<br />

ulusların gerçek kurtuluşunun emperyalizme<br />

bağımlılıkla değil, emperyalizme<br />

karşı mücadeleyle, devrimle<br />

gerçekleşebileceğini işçilere,<br />

emekçilere kavratmaktır. Karadağ’ın<br />

somut durumunun bağımsızlığın,<br />

özgürlüğün bir örneği olamayacağını<br />

bilinçlere kazımaktır.<br />

21 Haziran 2006

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!