KONUT HAKKIMIZ İÇİN DİRENECEĞİZ! - Yürüyüş
KONUT HAKKIMIZ İÇİN DİRENECEĞİZ! - Yürüyüş
KONUT HAKKIMIZ İÇİN DİRENECEĞİZ! - Yürüyüş
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Sayı: 254<br />
<strong>Yürüyüş</strong><br />
6 Şubat<br />
2011<br />
Sorunun cevabı, açıktır oysa: Devlet,<br />
Sabancılar’ın devletidir. Duyar’ı<br />
öldürten bu devlettir. Bu kadar<br />
açıktır. Bu cevap, Can Dündar gibi<br />
korkak, tekellerin eteği altına girmiş<br />
gazetecilerin, sol maskelilerin asla yüz<br />
yüze gelebilecekleri bir cevap değildir.<br />
Burjuvazinin hizmetinde<br />
yükselenler, halk<br />
nezdinde alçalır<br />
Semra Duyar, Mustafa Duyar’ın<br />
Sabancı eylemi hakkında anlattıklarını<br />
aktarıyor. Ama aktarırken de<br />
şöyle diyor: “Bana bu da saçma gelmişti<br />
anlattığında...”<br />
Niye saçma Belirsiz. Ya kanıtsız,<br />
belgesiz inanılıyor, ya kanıtsız belgesiz<br />
gerekçesiz saçma denilip geçiliyor.<br />
Bu artık moda bir tarzdır. “Ben<br />
böyle düşünüyorum”... Böyle dediniz<br />
mi, her şey orada bitiyor.<br />
Can Dündar bu açıdan çok iyi anlaşabileceği<br />
birini bulmuş kendisine.<br />
Na s›l B‹R Ya fla m<br />
Na s›l B‹R Ya fla m<br />
Sorumluluk duymak<br />
Nasıl yaşıyoruz<br />
Sorumluluk duyan, yaşama karşı<br />
duyarlı olan, bunun gereklerini yerine<br />
getiren bir anlayışa sahip miyiz<br />
Bir bakıma bu soruların cevabındadır<br />
her şey. Bu sorulara vereceğimiz<br />
cevaplara göre belirlenecektir<br />
nasıl yaşadığımız.<br />
Yaşama karşı sorumluluk duymak,<br />
her şeyi “dert edinmekten”<br />
geçmektedir. Her şeyin başında<br />
halkını ve vatanını sevmek, ona<br />
karşı sorumluluk duymak gelir.<br />
Önce halka ve vatana karşı sorumluluk<br />
duymakla, ilk “yükü”<br />
omuzlarımızda taşımaya başlarız.<br />
Ne halk ne de vatan belirsiz kavramlar<br />
değildir.<br />
Halka ve vatana karşı sorumluluk<br />
duymanın vergi vermeyle<br />
bir ilgisi yoktur. Sorumluluk<br />
duymak, hepimizin yaşadıkları<br />
karşısında, bilinçli hareket etmek,<br />
örgütlü mücadele içinde yer almaktır.<br />
Milyonlarcamızın geleceği ile ilgili<br />
kararlar veren işbirlikçi iktidarların<br />
politikalarına “bana ne” dememektir.<br />
Vatanımızın her karışını<br />
satan iktidarlar karşısında sessiz<br />
kalmamaktır.<br />
Oligarşi “Torba yasa” ile tüm<br />
emekçilere, 1 milyon gecekonduyu<br />
yıkarak tüm yoksul halka saldırıyor.<br />
Halka ve vatana karşı sorumluluk<br />
duymak, bu saldırılar karşısında<br />
seyirci olmamaktır. Yıkılacak ge-<br />
Kendisi de, alçakça itiraflarını “telefonda<br />
Eyüp Aşık dedi ki...” diye yapıyordu.<br />
Karşısındakinin Eyüp Aşık<br />
olup olmadığını test edebileceği bir<br />
durum bile yoktu.<br />
Bu kadar yılda yapılmamış komp<br />
lo teorisi kalmamışken, bir itirafçı artığı<br />
ne söyleyecekti<br />
O da söyleye söyleye bayatlamış<br />
bir komplo teorisini söylüyor:<br />
“Mustafa, Sakıp Sabancı’nın o<br />
günlerde hazırladığı ‘Güneydoğu<br />
Raporu’nun onu hedef haline getirdiğini<br />
düşünüyor, cinayetin bu nedenle<br />
örgüte sipariş edilmiş olduğundan<br />
şüpheleniyordu.”<br />
Dündar da itirafçının anlattıklarından<br />
kendi komplo teorilerine uygun<br />
olanlarını alıp başlık yapıyor.<br />
Ama Can Dündar’ın bu tartışmada<br />
kimin safında yer aldığını,<br />
daha bu röportajı sunduğu ilk yazıya<br />
seçtiği başlık gösteriyor.<br />
‘Mustafa da terör kurbanıydı’<br />
Devrimci mücadeleye ve devrimci<br />
eylemlere karşı “terör” kavramını<br />
kullanmak, kullananı, emperyalizmin<br />
ve işbirlikçilerinin safına<br />
koyar. Can Dündar da oradadır.<br />
O saflardadır. O saflardan yazıp konuşuyor.<br />
Oradan yazıp konuştuğu için, faili<br />
meçhulleri, tekellerin sömürüsünü,<br />
itirafçılığı, ihaneti, her şeyi her türlü<br />
kokuşmuşluk ve çürümüşlüğü meşrulaştırıyor...<br />
Tekellere yaranmak,<br />
devrimi karalamak için yazdığı her<br />
yeni yazıda, o çürümüşlük ve kokuşmuşluk<br />
içine iyice batıyor... Tele<br />
vizyonlardaki cafcaflı sunumlar, Dündar’ın<br />
böyle bir çürümüşlük içinde gazetecilik<br />
yaptığını örtmeye yetmez.<br />
Devam et Can Dündar. Tekelleri,<br />
tekellerin devletini aklayıp devrimcilere<br />
kara çaldıkça, medya dünyasında<br />
yeni koltuklar hediye ederler<br />
sana, daha yüksek konumlara çıkarsın.<br />
Ama unutma, burjuvazinin hizmetinde<br />
yükselenler, orada yükseldikçe,<br />
halk nezdinde alçalır ve alçaklaşırlar.<br />
cekondumuz var ya da yok ama varmış<br />
gibi yoksul halkın acısını duymak,<br />
onun için bir şeyler yapmak<br />
demektir.<br />
Sorumluluk duymak, hiç kimse<br />
görev vermese de, haksızlıklar karşısında<br />
boyun eğmemek, doğruları<br />
söyleyip, onun kavgasını vermektir.<br />
Oturduğumuz sokakta, kapımızın<br />
önünde polis keyfi kimlik kontrolü<br />
yapıyorsa, “niye kimlik kontrolü<br />
yapıyorsun” diye sorabilmektir.<br />
“Ne var bunda, yapsınlar!” dememek,<br />
“ben karışmayayım, başıma<br />
iş açmayayım” dememektir.<br />
Sorumluluk duymamanın karşıtı<br />
sorumsuzca yaşamaktır. Belki<br />
böyle de “yaşanabilir” ama bu<br />
yaşamın adı bizim anladığımız haliyle<br />
yaşamak olmayacaktır. Sorumsuzca<br />
yaşamak, halka ve vatana<br />
karşı sorumluluk duymamak<br />
olsa olsa bencilce sürdürülen bir yaşamdır.<br />
Asıl olarak bu anlayışı reddetmeliyiz.<br />
3 6<br />
HALKIZ EMEĞİMİZLE VARIZ!