03.01.2015 Views

AKP, 20 BİN ELEKTRONİK KELEPÇE İLE - Yürüyüş

AKP, 20 BİN ELEKTRONİK KELEPÇE İLE - Yürüyüş

AKP, 20 BİN ELEKTRONİK KELEPÇE İLE - Yürüyüş

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

SURİYE HALKI YALNIZ<br />

DEĞİLDİR!<br />

Hatay Halk Cephesinin, emperyalist saldırganlığa karşı Suriye<br />

halklarının yanındayız eylemleri Samandağ ilçesinde de<br />

devam etti. 12 Kasım günü ilçe merkezinde saat 11.00’de toplanan<br />

Halk Cepheliler, esnaf ve pazarcılara eylem duyurusunu<br />

yaptı. Eylem öncesi, bir önceki gün Tekebaşı’nda yapılan<br />

yürüyüşten korkan Hatay emniyetinin Samandağ İlçesi’nin her<br />

sokağını tuttuğu; daha önce akrep olmayan Samandağ’da artık<br />

akreplerden geçilmediği görüldü. Polisin korkutma çabalarına<br />

rağmen halk, eyleme destek verdi.<br />

Eylemde yapılan açıklamada halka, emperyalizmin Suriye<br />

yönetimini Sünni kesimi ezmekle suçlamasına karşı, <strong>20</strong> bakanlığı<br />

olan Esad iktidarının 17 bakanının Sünni olduğu söylendi.<br />

“Libya lideri Kaddafi Sünni’ydi ve katledildi. Saddam<br />

Hüseyin Sünni’ydi Kurban Bayramı’nda katledildi. Emperyalizm<br />

ve işbirlikçileri için aslolan halkların inancı değil; işgaldir”<br />

denildi. Ayrıca halkların ilelebet zülüm karşısında susmadıkları;<br />

Libya’nın ABD Konsolosluğu’nda bulunan CIA<br />

ajanlarının halk tarafından cezalandırıldığı söylendi.<br />

Aynı konuşmalar Arapça olarak yapıldı ve şu ifadeler kullanıldı:<br />

“Esad yönetimine desteğimiz vatanını namus belleyip<br />

emperyalizme peşkeş çekmediği içindir. Bunu işbirlikçiler anlayamaz.<br />

Mezhepsel yakınlıktan değildir, emperyalizme karşı<br />

kendi vatanında Suriye halkının yanında savaştığı içindir.”<br />

Ardından eylem bitirildi. Halk coşkulu bir şekilde alkış ve zılgıtlarla<br />

eylemde yapılan açıklamayı destekledi. Eyleme 100<br />

kişi destek verdi.<br />

Hatay Halk Cephesi’nin “Emperyalist Saldırganlığa Karşı<br />

Suriye Halklarının Yanındayız” eylemleri Tekebaşı Beldesi’nde<br />

devam etti. Beldede eylem öncesi, esnaflara, eyleme<br />

destek vermeleri için bildirilerle çağrılar yapıldı. Esnaflardan<br />

sonra sokak aralarına girilerek, evlere gidildi ve kadın, erkek,<br />

genç, yaşlı belde halkını eylemin yapılacağı meydana davet<br />

eden bildiriler verildi.<br />

Çağrılar yapılırken, jandarma aracı Halk Cepheliler’in<br />

önünü kesti. Kimlik tespiti yapan jandarma Cephelilerle beraber<br />

çağrı yapan gençler için, “Bu arkadaşların yaşı eylem için<br />

genç değil mi” sorusuna Halk Cepheliler “Zulme karşı gelmenin<br />

belirli yaşı mı olur” cevabı karşısında halkın da toplanması ile<br />

jandarma komutanı “Arkadaşlar yanlış anlamayın, ben sadece<br />

sordum…” diyerek halktan korkusunu gizlemeye çalıştı.<br />

Yapılan açıklamada, “Vatanımda savaşıp, vatanımda öleceğim<br />

diyen Esad’ın sözlerini iyi anlamamız gerekiyor. Bu sözlerin<br />

anlamı, topraklarımı kan emici, sömürücü tekellere peşkeş<br />

çektirmeyeceğim demektir. Ruhunu emperyalizme satan<br />

Erdoğan, para eden her şeyi satarım demişti. Bugün ülkemizin<br />

topraklarının üçte biri emperyalizmin denetimine girerek<br />

işbirlikçilik katmerleşmiştir” denildi. Açıklamanın ardından,<br />

Vali’nin Hatay’da yürüyüş yasağı ilan etmesine karşın,<br />

fiili yürüyüş yapıldı. Köy, bir baştan bir başa, <strong>20</strong>0 kişilik kitle<br />

ile Arapça ve Türkçe “Amerika Defol Bu Vatan Bizim”, “Suriye<br />

Halkı Yalnız Değildir” sloganları atılarak yüründü. <strong>Yürüyüş</strong><br />

esnasında halk balkonlardan kolonya, pirinç atarak eylem<br />

yapan kitleyi alkışladı. Eylem, atılan sloganlarla sona erdi.<br />

Basın açıklaması Suriye Ulusal Kanalı tarafından çekime<br />

alındı.<br />

Sosyalist Değerlere Dil<br />

Uzatmanıza İzin Vermeyeceğiz<br />

Güneri Cıvaoğlu’nun 3 Kasım <strong>20</strong>12 tarihli Milliyet<br />

gazetesinde yayınlanan “Özal’a, Nazım’a, Mozart’a zehir!”<br />

başlıklı köşe yazısına cevaben Kültür ve Sanatta<br />

Tavır dergisi açık bir mektup yayınladı. 12 Kasım tarihli<br />

mektupta, Civaoğlu’nun Stalin’in Nazım Hikmet’i zehirlemeye<br />

çalıştığı yalanıyla ilgili olarak, “Stalin’e<br />

saldırmak, aslında daha doğru bir söylemle, Stalin<br />

nezdinde sosyalizme ve sosyalist değerlere saldırmak,<br />

küçük burjuva aydınları arasında adeta bir moda halini<br />

aldı uzun süredir. Siz de o koroya katılmakta gecikmemişsiniz.<br />

Sosyalizme doğrudan saldırmak öyle her<br />

babayiğidin harcı değil çünkü. Sosyalizmin değerleri insana<br />

dairdir, ezen-ezilen yoktur, sömürü yoktur, açlık<br />

yoktur, yoksulluk yoktur, çöplüklerden ekmek toplamak<br />

yoktur, evsizlik yoktur... vb. vb. bunlara kim karşı çıkabilir<br />

ki değil mi İşte, siz de öyle yapamadığınız için<br />

Stalin’e saldırıyorsunuz” denildi.<br />

Mektup, şu sözlerle bitirildi: “Stalin, sizin aşağılamalarınızdan,<br />

nefretinizden, hakaretlerinizden, iftiralarınızdan<br />

etkilenmeyecek kadar önemli bir lider, büyük<br />

bir vatansever ve inançlı bir sosyalistti. Sel gider kum<br />

kalır. Güneri Cıvaoğlu bir gün yok olur gider, Stalin ve<br />

Nazım ezilen halkların yüreğinin en sıcak yerinde yaşamayı<br />

sonsuza kadar sürdürür...”<br />

Tavır’ı Okuyalım, Okutalım<br />

İdil Kültür Merkezi Sanat Cephesi üyeleri, 11 Kasım<br />

günü Tavır dergisinin yeni sayısının tanıtımını yaptılar.<br />

Sanat gündeminin ve tiyatrolar ile ilgili sorunların tartışıldığı,<br />

farklı konularda yazıların da bulunduğu Tavır'ın<br />

124. sayısı tiyatro seyircisine ulaştırıldı. <strong>20</strong> adet derginin<br />

ulaştırıldığı dağıtımların önümüzdeki günlerde de sanatseverlerin<br />

bulunduğu mekanlarda devam edeceği belirtildi...<br />

Sendika Hakkımızı<br />

Gasp Ettirmeyeceğiz<br />

Tüm Bel-Sen İstanbul 3 No’lu Şube üyesi Serdar Kızılay'ın<br />

Maltepe'deki evi 19 Ekim <strong>20</strong>12 tarihinde polis tarafından<br />

basıldı. Yasal hiçbir dayanağı olmayan ev baskınına<br />

karşı Tüm Bel-Sen İstanbul 3 No’lu Şube Yönetim<br />

Kurulu 7 Kasım günü basın toplantısı düzenledi.<br />

Sendika binasında yapılan basın toplantısında<br />

KESK'li tutsakların yanı sıra Tüm Bel-Sen Genel Sekreteri<br />

İzzettin Alpergin ve Kadın Sekreteri Güler Elveren<br />

de dahil olmak üzere <strong>20</strong> üye, temsilci ve yöneticilerinin<br />

tutuklu olduğu belirtildi.<br />

Açıklamaya, Tüm Bel-Sen (1 ve 4 No’lu Şubeler),<br />

DİSK(Genel-İş; Anadolu Bölge Başkanlığı ve 1 No’lu<br />

şube), SES Anadolu Şube, BTS, Kamu Emekçileri Cephesi,<br />

UİD-Der., Birleşik Mücadele Platformu, Dayanışma<br />

Ağı, TKP, Emekliler ve Yaşlılar Hareketi, Kadıköy CHP,<br />

Darıca Kültür ile BDSP katıldı.<br />

Sayı: 339<br />

<strong>Yürüyüş</strong><br />

18 Kasım<br />

<strong>20</strong>12<br />

EVLERİMİZİ HAPİSHANEYE ÇEVİRMEK İSTİYOR! 47

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!