Sayı: 303<strong>Yürüyüş</strong>12 Şubat2012...Mütalaada hakimlere ‘Cesaretliolun!’ çağrısı yapan savcılar, acabaterör ve terörizmi araştırma ve açığaçıkarmakonusunda kendileri cesaretlimi? Eğer gerçekleri açığa çıkarmakonusunda cesaretiniz varsaemin olun ki o zaman terör ve terörizmkonusunda hem gerçek bilgilereulaşacak hem de gerçek bilgi vesuçlara dayanan bir iddianame vemütalaa hazırlayabileceksiniz...Terörü siz gidin Filistin halkınasorun, size terör ve terörizm hakkındasomut bilgiler vereceklerdir...Terörü Afgan, Irak, Libya halklarınasorun ve öğrenin.Terörü Afrika, hele de Somalihalkına sorun ve göreceksiniz terörleilgili neler duyacaksınız.Terörü siz Anadolu halklarına,yani bize sorun ve size en ince detaylarınakadar terör ve terörizmhakkında bilgi verelim...Terör ve terörizm konusundabir netleşme sağlanmadıkça, sizTecrit Kalkana Kadar Mücadelemiz Sürecekbize terörü demokrasi diye anlatacaksınızama biz bunu asla kabuletmeyeceğiz.Alman halkı da kabul etmemelive Türkiyeli devrimcilerin Anadolubağımsızlık mücadelesinin destekçisiolmalılar...Buna göre, peki Almanya'nın kurulmasındaönemli katkıları olan Almanköylülerinin ayaklanmalarınıterör ve terörizm olarak mı değerlendireceksiniz?... Emperyalizm güçlü olabiliröyledir de. Ülkeleri yakıp yıkıyor,işgal ediyor, darbelerle hükümetleryıkıyor ve yerli işbirlikçiler aracılığıyla,yarı sömürge, yeni sömürgeülkeler yaratıyor...Ama asıl güç bu değildir...Asıl güç doğruları işgal altındada, tutsaklık koşullarında da, mahkemesalonlarında da, yani herkoşul altında dile getirebilmektir.Asıl güç Teslim olmamaktır...Siz bizden bu iki kelimeyi, yani“Teslim oluyorum”u asla duyamayacaksınız...Uyguladığınız tecritbunun içindir... Türkiye hapishanelerindeyapılan tüm katliamlar bununiçin yapılmıştır...1999 yılında yaşanan AnkaraUlucanlar Hapishane katliamındaİsmet Kavaklıoğlu'nu hamamda yereyatıran ve ellerinde hızar olan askerlerşöyle demişlerdir: “Teslim oluyorumde yoksa boğazını hızar ile keseceğiz”......Dünya halkları adına söz veriyorum,uyguladığınız tecrit, baskı,zulüm ne kadar boyutlu olursa olsun,benden asla bu iki kelimeyi duyamayacaksınız....Dünya halkları adına söz veriyorum,BAĞIMSIZLIK, DEMOK-RASİ VE SOSYALİZM mücadelesindeömrüm yettiğince yer alacakve bundan dolayı ödeyeceğim bedellerinbilincinde olup ve bu bedelleriödemekte asla tereddütlü davranmayacağım...”TAYAD’lı Aileler, 2011 Aralık Ayı Hak İhlalleri Raporu’nu,eylemle duyurarak, Adalet Bakanlığı’na faksçekti. Her ay düzenli olarak hapishanelerden gelen mektuplardanderleyerek yayınladıkları hak ihlalleri raporuylaTAYAD’lı Aileler, hapishanelerde yaşanan tecrite, baskıve yasaklara dikkat çekiyor. Aralık Ayı Hak İhlalleriRaporu da, hapishanelerde yaşanan keyfilikleri, insanlıkdışı uygulamaları anlatıyor.1 Şubat günü İstanbul, Mecidiyeköy’deki AKP ilçebinası önünde yaptıkları bir eylemle hazırladıkları raporubasına dağıtan TAYAD’lı Aileler, “Tecrite Son” ve “YaseminKaradağ’ın Katledilmesine İzin Vermeyeceğiz”pankartlarını da açarak, hasta tutsak Yasemin Karadağ’ınsağlık durumunu anlattılar. Hasta tutsakların yaşadığıhak ihlallerinin anlatıldığı eylemde, bu uygulamalarakarşı mücadele çağrısı yapıldı.TAYAD’lı Aileler adına Mehmet Güvel tarafındanyapılan açıklamada “Tutuklu ve hükümlülerden gelenmektuplarla yayınladığımız raporda da göreceğiniz gibi,hapishanelerde ‘hak’ kavramı yok edilmeye çalışılmaktadır.Hasta tutuklular revire ve hastaneye götürülmüyor yada belirli günlerle sınırlandırılıyorlar. Bu sınırlı günlerdede kelepçe uygulaması yüzünden tedavi olamamaktadırlar.Hasta tutsak Yasemin Karadağ örneğinde olduğu gibi,ağır hasta olanlar tahliye edilmemekte, ölüme terk edilmektedir.Bu uygulama sonucu daha önce ölümün kıyısındatahliye edilenGüler Zere’de yaşamıştık.Şimdi hapishanelerdeyeni Güler’lerölümün kıyısında.”denildi.Eylem, tecritinkaldırılması ve Yasemin’inserbest bırakılmasıçağrısıylasona erdi. Eyleminsloganlarla bitmesiylebirlikte rapor basına dağıtıldı. Sonra PTT’ye gidildive Adalet Bakanlığı’na faks çekilerek Yasemin Karadağ’ınserbest bırakılması istendi. Eyleme 15 kişi katıldı.Derneklerimiz mevzilerimizdir!Adana’da faaliyet yürüten Şakirpaşa ÖzgürlüklerDerneği’nin yeni yeri 5 Şubat Pazar günü yapılanbir programla tanıtıldı. Küçük bir konserin verildiğiprogramda misafirlere çay, pasta ikramında bulunuldu.Hep beraber Türkçe, Kürtçe türküler ve marşlarsöylendi. 1 saat süren programa, katılan 20 kişi, kurumlarımızısahiplenmenin, çalışmalarını daha dayükseltmenin öneminden söz ettiler.28YASEMİN KARADAĞ’I
İzmir Doğançay HalkınıDaha İyi Tanıyıp, KültürlerineHalkla Birlikte Sahip Çıkmalıyızİzmir’in Doğançay Mahallesi 3500kişilik nüfusa sahip Tahtacı Alevilerinyaşadığı bir mahalle. Doğançay bir köydür.İzmir’in merkezine 45 dakikauzakta, hafta içi otobüsler 1 saatte, pazargünü 2 saatte bir gelir, köy çile çekmekte,köyde sağlık ocağı bile yok,daha önce yapılan sağlık ocağı köydenkaldırılarak Gümüşpala’ya bağlı NafizGürman Mahallesi’ne taşınmış. İnsanhasta olunca gidecekleri bir sağlıkocağı bile yok. Hastane de Karşıyaka’da.Mahalle halkı çile çekmekte.Yaşlı insanlar hasta olduklarında otobüsya da dolmuşla hastaneye gidiyor.Mahalle halkı geçimini dağda yetişenşefketi bostan, radika, turp otu, gelin alı,ısırgan ve sarmaşık otlarını toplayaraksağlıyor. Karşıyaka ve Bostanlı pazarlarınagötürüp satışını yapıyorlar.Aynı zamanda çiçek satışı yapıyorlar,zeytinleri olanlar da zeytinlerini topluyor.Topladıkları zeytini satıp zeytinyağı alıyorlar, her evin önünde mutlakameyve ve sebze yetiştirilir. Kimisindeinek, koyun ve odunları taşımakiçin eşek ve at vardır. İşte belediyeleringitmediği, hizmetlerden yoksunbıraktığı Doğançay Köyü’ne biz gittik.2005 yılında biz mahallelinin kapılarını<strong>Yürüyüş</strong> dergisi ile çaldık,sohbet ettik. Halk bizi güleryüzle karşıladı.Karşılarında ilk kez onları dinleyenbirilerini gördüler, sonra bildirilerimizidağıttık. Sonrasında mahalleyedernek kurmaya karar verdik. Mahallehalkının birlik ve dayanışmasınısağlamak ve halkı örgütlemek için2006 yılında Doğançay Yardımlaşmave Dayanışma Derneği’ni kurduk.Dernek kurulduktan sonra açılış yaptık,açılışımıza 100’e yakın kişi geldi.Derneğin açılışında mahalle halkı görevve sorumluluklar aldılar. Mahallehalkının kendi sorunlarına sahip çıkmasındanrahatsız olan polis, derneğegelenleri tek tek rahatsız ederek bizdenkoparmaya çalıştı. Bir işbirlikçi muhtarolunca, işleri kolay oldu. Bir sürederneğimize insanlar gelmedi, korktular.Tecritle ilgili düzenlediğimizGrup Günışığı’nın küçük konserine insanlar,polisi görünce gelmedi. Bizlereevlerini bile açmadılar,Muhtar ve polis, “Bunlar terörist,köyü havaya uçuracaklar, çocuklarınızıgöndermeyin” dedilerköylüye. Bizim derneğimizi kapatmakiçin imza toplamaya başladılar.Biz yılmadık, biz kendimize güveniyorduk,Doğançay halkını örgütlemektekararlıydık. Sonra düşündükki, biz önce halkı daha iyi tanıyıp,kültürlerine halkla birlikte sahipçıkmalıyız dedik.Doğançay’ın yerlilerinin Grup Yorum’usevdiğini öğrendik. Sonrasındamahallede Hıdırellez şenliği yaptık.Şenlikten önce köyün mezarlarınıtemizlemeye karar verdik. Bize teröristgözüyle bakanların önyargısınınkırılmaya başladığı an olmuştu işte ozaman. Halk bizi tanımaya başladı.Tekrar halkın kapılarını çaldık, dernektengeldiğimizi, Hıdırellez şenliğiyapacağımızı anlattık ve köy meydanındaHıdırellez şenliği yaptık.İlk olmasına rağmen, 100 kişi katılmıştı.6 Mayıs günü mahalle halkı yakınlarınınmezarının başına giderek pişirdikleriyemekleri davet ettikleri halkaikram ederler. Bizler katıldık, sohbetetmeye başladık. Bize selam vermektenkorkanlar tekrar selam vermeyebaşladı, sofralarına davet ettiler. Sonrasındaköyde temizlik yaptık. Köyünduvarlarına badana yaptık. 2 TemmuzSivas şehitleri anısına lokma döktük.Bundan insanlar bayağı etkilenmişti.Sonrasında Sivas şehitleri için anmayaptık, anmaya 150 kişi katılmıştı.Ardından tekrar derneğimize gelmeyebaşladılar. Biz de kapılarını çaldığımızda,artık bizden korkmuyorlardı.Sonra biz mahalleye halk ekmeği gelmesiiçin imza kampanyası başlattık.Bir de mahallede CHP’li belediyeninmuhtarla bir olup köylünün evini uygunsuzimarına karşı mahalle halkıylabirlikte imza kampanyası başlattık.Köy meydanında eylem yaptık. Eyleme100’e yakın kişi katıldı. Mahalledeimara karşı halk komitesi kurduk,köylülerle birlikte çalışma yaptık. Sonuçtaköy halkı artık gerçeği görmüştü.Polise ve muhtara karşı tavır almayabaşladılar.Artık halkın güvenini kazanmayabaşladık. Mahalle halkı derneğimize sahipçıkmaya başladılar. Derneğin faaliyetlerindegörevler aldılar, bizim derneğimizinkapatılması için imza atanlarbile derneğimize gelmeye başladı.Bizler de evlerine gidip sohbet etmeyebaşladık. Köy halkı bize kapılarınıaçtı, derneğimizde nöbet tutmaya başladılar.Derneğimize gelenler değişikliğigörünce, bize gelip soruyorlardı,“Ya siz ne yapıyorsunuz? Bu insanlardeğişiyor...” diye şaşırıyorlardı.Doğançay halkı içkiyi sever ama bizimanmalarımızda ve şenliklerimizdeiçki içmezler. Halkın derneğimize gelmesindenrahatsız olan polis, mahalleyeyüzlerce polisi ile gelip derneğimizibastı, bizi gözaltına aldı. Bizim, polisekarşı direnişimiz köy halkını etkiledi.Sonrasında baskını teşhir etmek için eylemyaptık. Köy meydanında eyleme25 kişi katıldı. Yüzlerce polise rağmenköylüler derneğe sahip çıkma cüretigöstermişti. Sonrasında derneğimizikinci defa basıldı. Tutuklama olmasınarağmen yine derneğe sahip çıktılar.Derneğimize polis işbirlikçisi tarafındanbomba atıldı. Olayı duyan halk derneğegeldi.Sonuçta bizi tanımaları, bizim halkınsorunlarına sahip çıkmamız, kültürünegeleneklerine sahip çıkmamız insanlarıetkilemişti, bizim halkla olanilişkimiz güçlenince polis istediği sonucualamadı. Yaptığımız şenliklerdeanmalarda yüzlerce polis gelmesinerağmen, halk gelmeye ve sahip çıkmayadevam ediyor. Bu bizim devrimiyapmak için kararlılığımızdır.Örgütlü olduğumuz mahalleleri-Sayı: 303<strong>Yürüyüş</strong>12 Şubat2012<strong>ÖLDÜRTMEYECEĞİZ</strong>!29