12.07.2015 Views

Ey, günahlarla kirlenmiş kimseleri hemen ... - Yeni Ümit

Ey, günahlarla kirlenmiş kimseleri hemen ... - Yeni Ümit

Ey, günahlarla kirlenmiş kimseleri hemen ... - Yeni Ümit

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Bu resmî kayıtlara göre 1456–1546 arası 90 yıllık dönemdevakfedilen nakit para toplamı 18 milyon akçeyeulaşmaktadır. Bunların diğer vakıf çeşitlerine göre yüzdeortalaması ise, vakıf sayısı içinde % 26, toplam nakit değerleriçinde ise % 44,3’tür.Aynı döneme ait, 933/1527 yılı Osmanlı Devleti vergigelir toplamı 537 milyon 927 bin akçe kadardır. Bundaneyaletlere, has, tımar ve zeamet teşkilâtlarına verilen paylardüşüldükten sonra, merkezde toplanan bütçe gelirlerinin% 12 kadarını, vakıf paraların oluşturduğu görülür. 7Para vakıfları Osmanlı’nın son dönemlerine kadar öneminikorumuştur. Nitekim 18 ve 19. yüzyıllarda kurulanvakıflar üzerinde yapılan incelemelerden, 18. yüzyıl vakıflarının% 31,7’sinin, 19. yüzyıl vakıflarının ise % 56,8’ininpara vakıfları olduğu tespit edilmiştir. 8Osmanlı Devleti’nde son yüzyıla kadar tedavülde altınveya gümüş paranın kullanılması, enflasyonun çok düşükseyretmesine vesile olmuştur. Çünkü maden değeri ile piyasadadolaşan para sisteminde enflasyon yoktur. 9 Paradakideğer kaybı günümüze oranla asırlara göre hesaplandığındaçok düşüktür. Meselâ ilk Osmanlı akçesinin basıldığı1326 yılından 1740 yılına kadar 414 yıllık süre içinde değerkayıp oranı % 84,3 idi. Buna göre yıllık ortalama değerkaybı % 0.24’te kalmıştır. 10Vakıf paraların ekonomide bir istikrar unsuru olması,bunların vakıf mütevellileri tarafından standart ölçülerdeişletilmesi ile yakından ilişkilidir. Şöyle ki:İslâm kültüründe vakıflara, yetimlere ve kamuya aitbütün mal ve nakit para varlıkları rayiç piyasa fiyatları ölçüalınarak yönetilir. Bunların satımı veya kiraya verilmesi durumundafâhiş gabin (aşırı aldanma) ölçüsünde ucuza verilmesi,satım veya kira akdini geçersiz kılar. Gerektiğindebunları yöneten mütevelli, velî veya kayyım, ortaya çıkanzararı tazmin etmekle yükümlü olur. 11İlk olarak Belh fakihlerinden Nusayr b. Yahya (v.268/881), rayiç piyasa fiyatlarının dışına çıkmayı ifadeeden “fâhiş gabin” ölçülerini, gayrimenkullerde % 20,hayvanlarda % 10 ve menkul mallarda % 5 olarak tespitetmiştir. Osmanlı Devleti piyasasında yüzyıllarca ölçü alınanbu miktarlar, 1876 tarihli Mecelle’nin 165. maddesiile kanunlaştırılmıştır. 12Osmanlı ekonomik yapısında hâkim olan bu fiyat standartlarının,para vakıflarının “Vakfiye”lerinde de standartölçülere bağlandığı görülür.Aşağıda vereceğimiz iki vakfiye örneği bu standartlığaişaret eder:a) 1517 tarihli, 2. Bayezid’in oğlu Şehinşah’ın oğluMehmed’in karısına ait, 91.000 gümüş dirhemlik paranınvakfiyesinde işletilme şekli şöyle belirlenmiştir: “Yukarıdaadı geçen vakfedici kadın, miktarı belirtilen 91.000 gümüşdirhemin, ne eksik ne de fazla olmamak üzere, yılda her10 dirheme, 1,25 dirhem (yıllık % 12,5) hesabı üzere, faiz(riba) ve faiz şüphesinden uzak bir şekilde, İslâm’a uygunbir muamele (muamele-i şer’iyye) ve günlük rayiç bedeller(murabaha-i mer’iyye) uygulanarak, kâr (rıbh) getirecekşekilde işletilmesini şart koştu. Bu muamele sağlam rehinveya varlıklı kefil güvencesi ile güçlendirilir.” 13Bu vakfiyeye göre, vakfın konusu olan para fonu, yıllık% 12,5 kârla işletilecektir. Meselâ; İstanbul kasaplarıiçin hayvan yetiştiricilerinden peşin parayla satın alınacakhayvanlar, % 12,5 yıllık kârla kasaplara satılacak, kasaplarödemeyi para vakfına bir yıl sonra yapacaktır. Bunun,günümüz faizsiz bankalarında uygulanmakta olan“Murabaha”dan ibaret olduğunda şüphe yoktur.Osmanlı dönemi fıkıh literatürü ve para vakfı vakfiyeleriincelendiğinde, bu çeşit vakıflara ait anaparanın; Karz-ı hasen(ödünç verme), Mudarebe (emek-sermaye ortaklığı yoluylaişletme), Müşâreke (sermaye ortaklığı), Murabaha (malı peşinfiyatla satın alıp yıllık belli kârla alıcıya devretme), Bidâa (vakıfparayı Allah rızası için meccanen işletip kârın ve anaparanıntamamını vakfa verme), veya bey’ bi’l-vefa (mülkiyeti muhafazakayıtlı geçici satış) yöntemlerinden birisiyle veya birkaçı ileişletildiği görülür. Böyle bir kredi kullanımı sonucunda eldeedilecek gelir, vakfın hayır cihetine harcanır.b) Kanuni Sultan Süleyman, çeşitli para vakıflarını birleştirerekoluşturduğu 698.000 akçelik vakıf paranın “Murabaha”yoluyla işletilmesini ve elde edilecek kârın (rıbh)İstanbul kasaplarına sermaye olarak kullandırılmasını şartkoşmuştur. 14Bu uygulamalara göre, vakıf paraların Murabaha yoluylayıllık % 10-15 arası kârlarla işletilerek, bir çeşit bankacılıkfaaliyeti sürdürülmüştür. Ancak para vakıflarınınarka plânında, “Murabaha” yöntemi görülür.Yıllık olarak eklenen bu fazlalığı faiz olarak değerlendirenlerde olmuştur. Ömer Lütfü Barkan ve John E. Mandavillebunlar arasındadır. 15Günümüz, faizsiz katılım bankaları büyük ölçüde Murabahayöntemini kullandıkları ve klâsik bankaların faizoranlarına yakın kâr payı verdikleri için, bu itham onlarada yapılmaktadır. Böyle bir ithama maruz kalmamak içinonların Mudarebe ve risk sermayesi gibi daha kârlı alanlarayönelmesi beklenir.2- Bey’ bi’l-Vefâ Yoluyla Finansman Kullanımı:Günümüz beşerî hukuklarında yer alan “mülkiyetimuhafaza kaydı ile satış” çeşidi bir çeşit ipotek olup, daha31

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!