12.07.2015 Views

Ey, günahlarla kirlenmiş kimseleri hemen ... - Yeni Ümit

Ey, günahlarla kirlenmiş kimseleri hemen ... - Yeni Ümit

Ey, günahlarla kirlenmiş kimseleri hemen ... - Yeni Ümit

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

gün bu tarz üzere devam ediyor. 7 Böyle bir şeyin ilâh olmasıhiç mümkün müdür?Hz. İbrahim, bundan Ay’a geçti. Ay konusunda da yıldızlailgili hususları anlattı. Ardından Güneş’e geçti. İştegözlerin gördüğü en ışıklı, en aydınlık varlıklar olan buüç gök cisminin tanrı olamayacağı kesin delille anlaşılıncadedi ki: يَا قَوْ‏ مِ‏ إِنِّي بَرِيءٌ‏ مِمَّ‏ ا تُشْ‏ رِكُونَ‏ : “Benim o tür varlıklaraibadet etmem ve onları mevlâ/tanrı edinmem sözkonusu değildir, böyle bir davranıştan beriyim, uzağım.Eğer onlar tanrıysa, beklemeyin, hepiniz bana tuzak kurun,zarar verin.” Sonra şöyle devam etti:إِنِّي وَجَّ‏ هْ‏ تُ‏ وَجْ‏ هِيَ‏ لِلَّذِ‏ ي فَطَ‏ رَ‏ السَّ‏ مَ‏ اوَاتِ‏ وَاألَرْ‏ ضَ‏ حَ‏ نِيفاً‏ وَمَا أَنَامِنَ‏ الْمُ‏ شْ‏ رِكِينَ‏“Ben eşyanın Halik’ına, yoktan yaratan, idare eden, ölçüsünütayin eden ve varlıklarını sürdürmeleri O’na bağlıolan, her şeyin hükümranlığı kendisinde olan hakiki yaratıcıyaHak Mabud’a, her şeyin Rabbi, Sahibi ve Tanrısıolana ibadet ederim. Ben asla müşriklerden değilim.”Allah Tealâ şöyle buyuruyor:“Rabbiniz o Allah’tır ki gökleri ve yeri altı günde yarattı.(..)” (A’râf sûresi, 7/54).O hâlde Hz. İbrahim Halil’in bu âyetlerde nazar makamındaolması (yıldıza, Ay’a, Güneş’e ‘Rabbim’ demesi) sözkonusu değildir. Cenab-ı Allah, onunla ilgili şöyle buyuruyor:“Biz Musa’dan önce de İbrahim’e hidâyet ve akl-ı selîmverdik. Biz onun hâlini pekiyi biliyorduk. O vakit babasınave halkına: ‘Nedir bu karşısında durup taptığınız heykeller?’dedi.” (Enbiyâ sûresi, 21/51–52).“Gerçekten İbrahim, hak dine yönelen, Allah’a itaatüzere bulunan tek başına bir ümmet, bütün hayırlı hâllerikendinde toplayan bir önder idi. O hiçbir zaman müşriklerdenolmadı. Allah’ın nimetlerine şükreden bir zât idi.Çünkü Allah onu seçmiş ve doğru yola iletmişti. Biz onadünyada iyilik verdik. Elbette o, âhirette de salihlerden olacaktır.Sonra da sana vahyettik ki: Doğru yola yönelerekİbrahim’in dinine tâbi ol; zîrâ o müşriklerden değildi.”(Nahl sûresi, 16/120–123)“De ki: ‘Benim namazım da, her türlü ibadetlerim de,hayatım da ölümüm de hep Rabbülalemin olan Allah’aaittir. Eşi ortağı yoktur O’nun. Bana verilen emri budur.O’na ilk teslim olan da benim.” (En’âm sûresi, 6/162–163).İbn Kesir açıklamalarını şöyle sürdürür: Sahih-i Buhârîve Sahih-i Müslim’deki kayıtta, Ebû Hüreyre (r.a.) Resûl-iEkrem’in (s.a.s.) şöyle buyurduğunu bildirmiştir: “Herkesfıtrat üzere doğar.” (Buhârî, Tefsiru sûreti Rûm 1; Müslim,Kader 22) Sahih-i Müslim’deki kayıtta, Iyâd b. Hamâr,Resûllah’ın (s.a.s.) şöyle dediğini bildirmiştir: “Allah Tealâbuyurdu ki: Ben kullarımı hanif (tevhid dini) üzere yarattım.”(Müslim, Cennet 63)Allah Tealâ, Yüce Kitab’ında şöyle buyurdu: “O hâldesen, bâtıl dinlerden uzaklaşarak yüzünü ve özünü, hak dinolan İslâm’a çevir. Yani Allah’ın insanları yaratmasındaesas kıldığı o fıtrata uygun hareket et! Allah’ın bu hilkatinikimse değiştiremez. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanlarınçoğu bunu bilmezler.” (Rûm sûresi, 30/30)“Rabbinin Âdem evlâtlarıyla yaptığı şu sözleşmeyi düşünün:Rabbin onların bellerinden zürriyetlerini almış veonların kendileri hakkında şahitliklerini isteyerek ‘Ben sizinRabbiniz değil miyim?’ buyurunca onlar da ‘Elbette!’diye ikrar etmişlerdi.” (A’râf sûresi, 7/172)İmdi sâir mahlûkat hakkında durum böyle olduğunagöre, Allah Tealâ’nın “hak dine yönelen, Allah’a itaat üzerebulunan tek başına bir ümmet, bütün hayırlı hâlleri kendindetoplayan bir önder” (Nahl sûresi, 16/120) diye tavsif buyurduğuHz. İbrahim Halil’in, geçici bir süre için de olsa, böylebir düşüncede olması mümkün olur mu? Aksine insanlar içinHz. Muhammed’den (aleyhisselâm) sonra Hz. İbrahim, enselim (arı duru) fıtrat ve en istikametli ahlak ve seciye üzereolmaya hak sahibidir. Ayrıca onun, burada şirk üzere olankavmi ile münazara (kuvvetli deliller getirerek irşat) eden birkonumda olduğu, yoksa böyle bir düşüncede (nâzır) olmadığınışu âyet-i kerîmeler de göstermektedir:“Halkı kendisi ile tartışmaya girişti: O dedi ki: ‘Allah,bana doğru yolu göstermişken, siz hâlâ benimle O’nun hakkındatartışıyor musunuz? Sizin O’na ortak saydığınız şeylerdenben hiçbir zaman korkmam. Rabbim ne dilerse o olur.Rabbimin ilmi her şeyi kapsar. Hâlâ kendinize gelip ders almayacakmısınız? Hem siz, Allah’ın size tanrı oldukları hakkındahiçbir delil indirmediği şeyleri O’na ortak saymaktankorkmuyorsunuz da, nasıl ben sizin O’na ortak koştuğunuzşeylerden korkarım? Şimdi biliyorsanız söyleyin, bu iki taraftanhangisi korkudan emin olmakta haklıdır?’ İman edipimanlarına zulüm bulaştırmayanlar var ya, işte korkudanemin olma onların hakkıdır, doğru yolda olanlar da onlardır.İşte bunlar, kavmine karşı İbrâhim’e verdiğimiz delillerdi.Dilediğimiz <strong>kimseleri</strong>n derecelerini kat kat yükseltiriz. Muhakkakki senin Rabbin tam hüküm ve hikmet sahibidir veO her şeyi hakkıyla bilir” (En’âm sûresi, 6/80–83).Allah Tealâ, bu âyetlerde, kavminin bu yüce Peygamberletevhit hakkında mücadele ettiğini ve bu konuda şüpheleriolduğunu, onun “Allah, bana doğru yolu göstermişken,siz hâlâ benimle O’nun hakkında tartışıyor musunuz?”ifadesi ile haber veriyor. Yani O’ndan başka tanrı olmayanAllah’ın bu hususiyeti hakkında benimle tartışıyor musu-41

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!