12.07.2015 Views

Ey, günahlarla kirlenmiş kimseleri hemen ... - Yeni Ümit

Ey, günahlarla kirlenmiş kimseleri hemen ... - Yeni Ümit

Ey, günahlarla kirlenmiş kimseleri hemen ... - Yeni Ümit

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İbadet ve TaatıKendisindeki sekîne ve vakar hâli herkes tarafındanfark edilirdi. Nevevî, Rabbanî bir âlimdi. Zahit, vera’ sahibi,vakûr ve heybetli bir görünüşü vardı. Allah’a ibadet veitaat dışında vaktini bir an dahi boş geçirmezdi. İyiliği emreder,kötülükten nehyederdi. Bu vazifesini hükümdarlara,valilere ve zalimlere de ulaştırmaktan çekinmezdi. Yöneticilereöğüt verir, onlara, mektup yazar, hakikati bildirir,onları ilâhî azab ile korkuturdu. Bu konuda da kınayanlarınkınamasından korkmazdı. 3Dinî münazaralarda sekînet ve vakarını muhafazaederdi. Doğru konuşur, yerinde söyler, gecelerini ibadetve itaatle geçirirdi. İlim tahsilinde gayretli, salih amelleryapmakta sabrı çoktu. Takva ehliydi. Şam halkının yediğişeylerden yemez, memleketinden, anne-babasının yanındangetirdiği, helâl olduğundan tam emin olduğu şeyleriyemekle kanaat ederdi.Yirmi dört saatte bir defa, yatsıdan sonra yemek yerdi.Yine günde bir defa, sahur vaktinde su içerdi. O diyarınbir alışkanlığı olan kar suyu içme âdetine uymazdı.Geceleri uyumaz, ibadet eder ve kitap yazardı. Fıkıhtave hadîste nasıl bir imam idi ise, zühd ve takvada da oderece ileri idi. O şöyle buyururdu:“İnsanlar, Yüce Allah’a kulluk ve ibadet etmek içinyaratılmıştır. İnsanlar saadete kavuşmak için yaratılış gayelerineuygun davranmalı ve dünyaya düşkün olmaktankaçınmalıdır. Dünya nimetleri geçicidir. Dünya ebedî kalınacakbir menzil değildir. O, âhirette saadete ulaştıran birbinek gibidir. Sevinç, keyif, zevk ü sefa yeri değil, ayrılıkyeridir. Akıllı kimseler, bu fânî dünyaya düşkün olmayıpkulluk vazifesini hakkıyla yapanlardır.”Ona göre, gecenin on iki saatinden bir saat kadarınıibadetle ihya etmek, bütün geceyi ihya etmek gibidir. Yazve kış geceleri için bu hep böyledir.En büyük ibadetin, samimi bir niyetle “helâlleri ve haramlarıöğrenmek” olduğunu söylerdi.İdarecilerle Münasebetiİmam Nevevî, haksızlığa boyun eğmez, doğru bildiğinisöylemekten çekinmezdi. Devlet reislerine, valilere vediğerlerine Allah Teâlâ’nın emirlerini bildirir, yasaklarındansakınmanın lüzumunu anlatırdı. Bu hususta hiçkimseyemüdâhene etmez ve gevşeklik göstermezdi.O dönemde Şam ve Mısır’da hüküm süren KölemenEmiri Zahir Baybars ile ihtilâfa düşmüştü. Bu alanda,Zahir Baybars’a hitaben yazdığı, ona nasihatte bulunupemirler verdiği risaleleri vardır. 4 Zahir Baybars’a yazdığımektupların bir kısmını diğer âlimlere de imzalatmış veİmam Nevevî, haksızlığa boyun eğmez, doğrubildiğini söylemekten çekinmezdi. Devletreislerine, valilere ve diğerlerine AllahTeâlâ’nın emirlerini bildirir, yasaklarındansakınmanın lüzumunu anlatırdı. Bu husustahiçkimseye müdâhene etmez ve gevşeklikgöstermezdi. En büyük ibadetin samimi birniyetle, "helalleri ve haramları öğrenmek"olduğunu söylerdi.ortak bir dilekçe olarak sunmuştu. Haksızlığa boyun eğmemesi,sözünü sakınmadan söylemesi ve sözlerinin de arkasındaolmasından dolayı eserleri halk arasında da büyükrağbet görmüştür.Tatarlar, hicretin 658. yılında Filistin’e kadar gelipŞam’a saldırıya hazırlandıkları bir sırada, Baybars, onlarlasavaşmak üzere orduyu teçhiz etmek için, halkın malını almanıncaiz olacağına dâir âlimlerden fetva istemişti. İmamNevevî’nin dışında, bütün âlimler buna fetva vermişlerdi.Bunun üzerine İmam Nevevî;“Hayır, sana fetva vermiyorum.” demiş; Baybars ise:“Neden fetva vermiyorsun? Biz Tatarlara karşı cihad içinsilâh alacağız. Tatarların zulmüyle ümmet ve din zayiolmaktadır.” cevabını vermişti. Bunun üzerine İmamNevevî de:“Sen buraya geldiğinde bir köleydin ve hiçbir şeye sahipdeğildin. Ben şu anda senin yanında birçok bağların,bahçelerin, köle ve cariyelerin, altın ve gümüşlerin olduğunugörüyorum. Bunları cihad için sattığın zaman ancak,bana karşı haklı olabilirsin ve ben de sana cihadda kullanmaküzere halkın malını almana, o zaman fetva veririm.”diyerek hakikati ifade etmişti.Bu cevaptan hoşlanmayan Baybars, Nevevî’yiŞam’dan sürgün etmişti. Sürgün edilen Nevevî kendimemleketi olan Neva köyüne dönmüş ve oraya yerleşmişti.Bu hâdise üzerine devrin âlimleri Zahir Baybars’agelerek: “Şam uleması ona muhtaçtır.” demişlerdi. Baybarsda o âlimlere: “Onu geri getirin.” diye emir vermiş;ancak o:“Allah’a yemin ederim ki Zahir Baybars orada bulunduğusürece ben Şam’a girmeyeceğim.” diyerek teklifireddetmişti. Allah onun yeminini boşa çıkartmamış, biray sonra gerçekten Zahir Baybars vefat etmiş. Ve bundansonra İmam Nevevî Şam’a dönmüştü.65

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!