12.07.2015 Views

Bülten 42 (Eylül 2006) - Mimarlar Odası Ankara Şubesi

Bülten 42 (Eylül 2006) - Mimarlar Odası Ankara Şubesi

Bülten 42 (Eylül 2006) - Mimarlar Odası Ankara Şubesi

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

1819İstanbul'da Yapılanlar ve YapılamayanlarÜlkenin en büyük risk havuzu olan İstanbul'dayürütülen etkinlikler ise, bugün çok sayıda yanlışaboğulmuş görülmektedir. Büyükşehir Belediyesitarafından hazırlatılan,tehlike ve olası kayıplarıbelirleyenJICA çalışması ve bunu izleyen ' İstanbulDeprem Master Planı' (İDMP), 'Kentsel SakınımPlanı'nın neleri kapsaması gerektiği yolunda biraçılım sağlamıştır. Bu iki çalışma, eksikleri de olsa,kapsamlı ve öncü girişimler olmuştur. Büyükşehiryönetiminin burada göstermiş olduğu gayretlerküçümsenemez. Ne var ki, bu çalışmalaroperasyonel bir yol haritası ile sonuçlandırılmamış,konu büyük ölçüde sahipsiz bırakılmıştır.Acil durum hazırlıklarının yapılmasından yasa gereğiValilik sorumludur.Ancak olası afetin, konvansiyonelhazırlıklar kapsamını aşması olasıdır. Daha daönemlisi, acil durum hazırlıkları ile 'sakınım'çalışmalarının birlikte ele alınması gereği vardır.İstanbul'daki durumdan görev çıkaran TSK,Türkiye'de görülmedik ayrıntıda hazırlık planlarıyaparak güçlerini zinde tutma çabasındadır. Ancakasıl hedef, olası kayıpları şimdiden katlanılabilirdüzeylere çekmektir. Bu kurumsal 'sakınım'çabalarının örgütlenmesi ve yönetimi, otorite vesorumluluğu kimdedir? Bu güncel boşluk büyük birkarmaşaya, tartışılamadan yürütülen kimi 'derin'politikalara, ciddi yanlışlara ve adı konulmamış çıkarçatışmalarına sahne yaratmaktadır. Günümüzdeİstanbul'un deprem kayıplarından korunması içinyapılan girişimlerde dört temel yetersizlikgözlenmektedir:1. Çeşitli kuruluşlarca 'proje' tanımı altındayürütülen çalışma ve uygulamalar büyük ölçüdebağımsız ve kısmi girişimlerdir. Bunlar, bir anafikre sahip olmak ve tutarlılığı sağlanmış bireylemler bütününün aşamalarını oluşturmakşöyle dursun, ilişkili bile değildirler.Konuyusaptıran ve kamufle eden projeler, gereksizharcamalara, tehlikelerin küçümsenmesine yada yanlış algılanmasına yol açarlar. Bunlar,birbirini inkar eden, felsefe ve amaçlardatersdüşen projelerdir.2. Bugün İstanbul'da deprem konusundayürütülen girişimler, bir zamanlamaöngörüsüne gö re değil, tesadüflere,fırsat veparasal olanaklara, iş yapar görünmeihtiyaçlarına, dışarıdan yapılan karar vetelkinlere göre gündeme gelmektedir.3. Deprem ve afetler konusunun ulusal savunmaniteliğinde yaşamsal özellikte olduğu çok kezdile getirilmesine karşın, hangi sakınım işleriningerektiği konusunda karar verecek bir otoriteoluşturulamamıştır.Öte yandan, bu yaşamsalkonuda yapılacak işlerin yabancı kuruluşlartarafından dikte edilmesinde yanlışgörülmemiştir. Sakınım önlemleri alınmasındasiyasal hesap verme mekanizmaları yeterli biryönlendirici olamamaktadır. Farklı düzeylerdesakınım işlerinin yerine getirilmesinde, bilimselyaklaşımlara, meşru ve yaptırımlı bir güce vekapsamlı bir şeffaflığa, bunun için yenidüzenlemelere ihtiyaç bulunmaktadır.4. Toplumun sakınım girişimlerinepaydaşkılınamaması, hazırlanan proje veuygulamalarda ilgili kesimlere, yereltopluluklara ve katılım süreçlerine yerverilmemesi ciddi bir yetersizliktir. Depremtehlikesine karşı her ölçek ve kapsamda önlemalmada ilgili kesimlerin temsil edildiği çalışmabiçimleri henüz geliştirilebilmiş değildir. Yapılanproje ve uygulamalar eski alışkanlıklarlatepeden inme, yönetimlerce hazırlanıpyürütülen,tek bakış açısına ait çalışmalarniteliğindedir. Oysa deprem ortak birtehlikedir; Sorumluluk ve maliyetlerin yalnızcayönetimlerce üstlenilmesi yerine, sakınımçalışmalarında herkesin rol aldığı birseferberliğe dönüştürülmesi bir temelgereksinmedir. Kısacası İstanbul depremdenkorunma çalışmaları,bir sakınım planıbulunmaksızın, gelişigüzel yürümektedir. Buatalet ve yetersizliklerin gerisinde ise, bugüniçin uzlaşmaz görünen üç ayrı yaklaşımtanımlanabilir. Bunlar kısaca 'teknik hizmetyaklaşımı', 'piyasa yaklaşımı' ve 'kapsamlıplanlama yaklaşımı'dır.İstanbul'da Çarpışan Üç Karşıt Tutum“İnsanları öldüren binalardır” özdeyişi ile öncelikliçareyi yapı stokunun güçlendirilmesinde görenyaklaşım, Türkiye'de üç koşulun ivedilikle yerinegetirilmesini yeterli görür. Önce bir yapı güçlendirmeteknik yönetmeliği hazırlanmalı, ikinci olarakyapılarda güçlendirme girişimlerini engelleyen katmülkiyeti rejiminin 'malikler oybirliği' koşulu bertarafedilmeli, ayrıca taşınmaz ve bağımsız bölümsahiplerine elverişli krediler sağlanmalıdır ki,güçlendirme teknik hizmetlerini verecek meslekgrubuna yeterince geniş bir talep yaratılabilsin. Kimi'lobi'ler bu koşulları bugün neredeyse tamamlamanoktasına getirmişlerdir.Piyasa araç ve etkinlikleri ile çözümler arayanlar,yalnızca bir meslek grubundan ibaret kalmayıp, özelgirişimci kesim ve kuruluşları kapsayan bir başkageniş cephe oluşturur. Erken uyarı sistemleri,depremde yıkıntı altında kalanları tespit edencihazlar, sismik izolatörler, çelik kafes yataklar, acildurum araç gereçleri, 'güvenli alanlar'dagerçekleştirilen 'güvenli' yeni yapılar, piyasaeğilimlerine yanıtlar veren girişimlerdir. Algılananriskler, piyasada yeni talepler demektir; Bu taleplerepiyasa cevap verecektir. Deprem sigortasını yeterlibir çare olarak gören anlayış da temelde piyasasisteminin deva sağlayabileceğini savunmaktadır.Kamu birimlerine kaynak sağlamakta bile olsa,Dünya Bankası gibi kuruluşların hangi yetkinliklegeliştirdikleri belirsiz kimi proje ve hizmetleri de, bukapsamda görülebilir.Kenti kendine özgü karmaşık riskler içeren bir sistemolarak gören planlama yaklaşımı ise, bu yaklaşımlarıeleştirir. Öncelikle, riskli yapılarıbelirlemede izlenenyöntemlerin bilimselliği tartışmalıdır. Bu girişimlerde,yapı birimlerinin oluşturduğu yakın çevre riskleri vekentin bir bütün sistem olarak yarattığı risklergörmezden gelinmektedir. Kat mülkiyeti yasasınızorlayan uygulamalar yargıyı yorar ve çok sayıdadavacı yaratır. Ayrıca, bu büyük ölçekli iş ortamınınhangi ayrıcalıklıkesimler için yaratıldığına dikkatetmek gerekir. Piyasa aracılığıyla önlemlerdüşünmenin sakıncası ise, bütünlüğü gözdenkaybetmek ve varlıklı kesimlerin daha iyi korunduğudüzenlemelerle yetinmeyi kabullenmektir. Bureçeteler “Parası Olan Korunur” önerisinden başkabir bilgelik taşımamaktadır. Oysa önemli olan ilke,risk azaltma yatırımları ve sakınım önlemlerininadalet ve etkinlik le dağılımıdır.Plancı yaklaşım, çok sayıda kentsel 'risk sektörü'bulunduğunu ve bunların ayrı ayrı ve biraradadenetlenmesi gerektiğini savunur. Ancak bu denetimyalnızca yönetimler tarafından doğrudan yerinegetirilecek bir işlev değil, toplumu hareketegeçirmek ve ortaklıklar geliştirmekle yürütülecek biretkinliktir. Dolayısıyla her sektörde ilgili kesimlerinbiraraya getirilerek risk azaltacak uzlaşmaların veprotokollerin düzenlenmesi özendirilir. İDMP busektörleri, ilgili taraflar ve gerekli girişim (proje)dizileri ile tanımlamıştır. Ekonomik yaşamda nasıl azçok bağımsız,kendi iç işleyiş ve ilişkiler bütünlüğünesahip faaliyet dallarını farklı sektörler olarak irdeliyorve politikalar geliştiriyor isek, bir kentteki risklertopluluğunu da işlevsel açıdan, yürütme ve uygulamaaçılarından, ilgililerini ve izlenecek politikalarıbelirlemek üzere nedensellik bağları gözetilerek risksektörlerine ayırmak ihtiyacı vardır.İstanbul'dadeprem tehlikesi karşısında belirlenen başlıcakentsel risk sektörleri şunlar olmuştur: 1. Makro-Form ve Büyüme Eğil imleri Riskleri; 2. Kentsel DokuRiskleri; 3. Tehlikeli Kullanımlar; 4. UyumsuzKullanımlar;5. Üretkenlik Kaybı Riskleri; 6. AçıkAlan Yetersizlik Riskleri; 7. Acil Durum GörevlisiTesisler; 8. Yapı Stoku ve Altyapı Kaybı Riskleri;9.Özel Risk Alanları/Yapılar (tarihi ve kültürel miras) ;10. Acil Durum Senaryoları Özelinde Riskler; 11.Yönetsel Yetersizlikler, vb. Bu sektörlerin herbirinde,geniş kesimleri harekete geçirecek politikalar veuygulama yöntemleri geliştirmek, bunları üstdüzeyde (sakınım planı kapsamında) entegre etmek,planlı yaklaşımın asıl etkinliğidir. İkinci bir etkinlikalanı ise, Zeytinburnu örneğindeki gibi, yüksek riskgösteren kent bölgelerinde öncelikli toplu kentselyenileme girişimlerinde bulunmaktır.Medusa Risklerden Cassandra Risklere:İstanbul'da Ne Tür Yatırımlar Yapılmalı?

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!