12.07.2015 Views

Bülten 42 (Eylül 2006) - Mimarlar Odası Ankara Şubesi

Bülten 42 (Eylül 2006) - Mimarlar Odası Ankara Şubesi

Bülten 42 (Eylül 2006) - Mimarlar Odası Ankara Şubesi

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

1823DOSYAANKARA’NIN DEPREMSELLİĞİDEPREM TEHLİKESİ VE RİSKİAÇISINDAN ANKARA'YA GENEL BAKIŞOktay Ergünay, Jeofizik Yüksek Mühendisi, Afet İşleri Genel Müdürlüğü Önceki Genel Müdürlerinden<strong>Ankara</strong> ilinin deprem tehlikesi ve riski hakkında biliminsanları arasında dahi zaman zaman farklı anlayışve yaklaşımlardan doğan tartışmalar yaşanmaktadır.Bu yazı yeni bir tartışma başlatmamak için değilyalnızca bir durum tespiti yapmak amacıylahazırlanmıştır.İlin deprem geçmişi incelendiğinde,tarihi dönemlerde1050, 1668, 1685 yıllarında il hudutları içersindeçeşitli hasar ve kayıplara yol açan depremler olduğugörülmektedir. Yakın geçmişte ise, 19 Nisan 1938Kırşehir ve özellikle de 1 Şubat 1944 Bolu- Gerededepremlerinin <strong>Ankara</strong> ili hudutları içerisinde önemlican ve mal kayıplarına yol açtığı bilinmektedir. Budepremde İlin Çamlıdere, Kızılcahamam, Beypazarı,Ayaş ilçeleri ve köylerinde 125 kişi hayatınıkaybetmiş, 153 kişi yaralanmış ve 1450 yapı yık,lmışveya ağır hasar görmüştür. Kent merkezinde isecan kaybı olmamış, ancak Kale civarı, Altındağ,Mamak ve o tarihte yeni gelişmekte olan Yenişehirilçelerinde 100'e yakın bina kullanılmaz halegelmiştir. Bunlar arasında DDY İşletme Binası,Meydan Palas Oteli, Vilayet Binası gibi önemlibinalar da bulunmaktadır (1).<strong>Ankara</strong> kent merkezi, geçmişte yaşadığı budepremlere rağmen, 1972 tarihinde yenilenendeprem bölgeleri haritası yürürlüğe girene kadar,1945, 1947 ve 1963 yıllarında yapılan deprembölgeleri haritalarında, ”tehlikesiz bölgeler”içerisindegösterilmiş ve bu nedenle de 1972 tarihine kadar,kent merkezinde yapılan yapılarda Afet BölgelerindeYapılacak Yapılar Hakkındaki Yönetmelik hükümleriuygulanmamıştır.1972 tarihli Türkiye Deprem Bölgeleri Haritasında,kent merkezi (merkez ilçe) 4ncü derece deprembölgeleri içerisine dahil edilmiş ve yapılacakyapılarda, o tarihte yürürlükte olan 1968 tarihlideprem yönetmeliği hükümlerine uyulması zorunluhale getirilmiştir. Ancak, kent merkezinin deprembölgeleri içerisine alınmasına o tarihte yapımaliyetlerinde artışlara yol açacağı gerekçesiyle,başta yerel yönetimler olmak üzere, bazı meslekodaları şiddetle karşı çıkmış ve maalesef 1980'liyılların ortalarına kadar merkez ilçede depremyönetmeliklerinin uygulanması yerel yönetimlerceihmal edilmiştir.1996 tarihinde, deprem tehlikesinin belirlenmesiyöntemi tamamen değiştirilerek yenilenen ve halenyürürlükte olan Türkiye Deprem Bölgeleri Haritasınagöre; <strong>Ankara</strong> ili topraklarının yüzde 8'i birinciderece,yüzde 21'i ikinci derece, yüzde 32'si üçüncüderece ve yüzde 38'i dördüncü derece deprembölgeleri içersinde yer almaktadır. Başka bir ifade ileil toprakları içersinde yapılacak her yapı depremyönetmeliklerine uygun olarak projelendirilmek veinşa edilmek zorundadır. Kentin yapı stoğunun yüzde60'ının kaçak veya imar mevzuatına aykırı olduğudikkate alındığında, <strong>Ankara</strong>'nın deprem açısındangüvenli bir kent olduğunu iddia etmek imkansızdır.Her nekadar <strong>Ankara</strong> il merkezi ve yakın civarındabüyük depremler üretebilecek faylar yok ise de, 90 –110 km. uzaklıktaki Kuzey Anadolu Fay Zonu, TuzGölü fayı, Eskişehir Fay Zonu gibi aktif faylardameydana gelebilecek, 6 ve daha büyük depremlerin,zayıf zeminler üzerinde, deprem yönetmeliklerineaykırı olarak yapılmış olan yapılarda önemli hasar vekayıplara yol açması kaçınılmazdır.Ayrıca, il merkezi içersinde mevcut olan, ÇubukOvasını sınırlayan ve 30 Aralık 2004 tarihinde 4.4büyüklüğünde bir deprem meydana getirerek<strong>Ankara</strong>'lıları korkutan normal faylar, Elmadağ,Mogan, Eymir gölü civarındaki faylar, Ayaş,Beypazarı, Keskin, Güdül ve son olarak ta 31Temmuz 2005 günü 5.0 büyüklüğünde bir depremüreten Bala fayları, <strong>Ankara</strong> ili hudutları içerisindeaktif olan faylar arasında sayılabilir. Ancakuzunlukları kısa olan bu fayların, 6 büyüklüğününüzerinde deprem üretmeleri mümküngörülmemektedir.<strong>Ankara</strong> için yukarıda özetlenen deprem tehlikesiesas alındığında, en olumsuz sonuçlar doğurabileceksenaryo depremini dikkate aldığımızda, bu depremin1944 yılında olduğu gibi, <strong>Ankara</strong>'nın 90 kmkuzeyinde Kuzey Anadolu Fay Zonu içerisindeolabilecek,7.4 büyüklüğünde bir deprem olduğugörülmektedir. 1944 yılındaki <strong>Ankara</strong>'nın kentmerkezinde dahi hasarlara neden olan bu depremin,günümüzde <strong>Ankara</strong> Ovası, Çubuk Ovası gibi yer altısu seviyesinin çok yüksek olduğu zayıf zeminlerüzerinde, deprem yönetmeliklerine aykırı olarakyapılmış yapılardan oluşan, Yenişehir, Demetevler,Sincan, Etimesğut, Yenimahalle, Çubuk gibiyerleşmelerde önemli hasar ve kayıplara yol açmasısürpriz sayılmamalıdır (3).İstanbul'da olduğu gibi,<strong>Ankara</strong> için çağdaş yöntemler ve bilimsel verilerkullanılarak yapılmış bir deprem senaryosu ve mikrobölgelemeçalışması olmadığı için, deprem riski(senaryo depreminin neden olacağı tüm hasar vekayıpların belirlenmesi) ancak genel kabuller dikkatealınarak yapılmaktadır (2). Bu nedenle de <strong>Ankara</strong>'nındeprem riski, tehlike sabit olmasına rağmen,araştırmacıların senaryo depremi, farklı türdekiyapıların hasar görebilirlikleri, yerel zeminkoşullarının hasar üzerindeki etkileri gibi faktörlerkonusunda kabulleri farklı olduğu için çok farklısonuçlara ulaşabilmektedirler.Yerel yönetimler, yapı denetim kuruluşları yetkililerive yapı müteahitlerinin unutmaması gereken tekgerçek, kent merkezindeki yapıların, yerel zeminkoşullarının etkisinin hiç olmayacağı var sayılsadahi, önümüzdeki 50 yıl içersinde yüzde 90 ihtimalleağırlıklarının en az yüzde 10-20'si arasındaki biryatay kuvvetle sınanacağı gerçeğidir.Gerek proje ve gerekse yapım aşamasında,depremyönetmelikleri ve yapım kurallarına uyulmadanyapılmış olan yapıların, böyle bir yanal yüküyıkılmadan veya ağır hasar görmeden atlatmaşansları maalesef çok azdır.KAYNAKLAR1- O. Ergünay, “ Sismik Tehlike ve Risk Açısından<strong>Ankara</strong>'ya Genel Bakış,”Yer Bilimleri Açısından<strong>Ankara</strong>'nın Sorunları Sempozyumu, 12- 14 Aralık1978, Türkiye Jeoloji Kurumu Yayını, s. 88- 93.2- B . Özmen, “ Türkiye'nin Deprem Tehlikesinin IşığıAltında <strong>Ankara</strong>'nın Depremselliğinin İncelenmesi,”Hacettepe Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü,Yüksek Lisans Tezi, 1998, <strong>Ankara</strong>.3- K. E . Kasapoğlu, “<strong>Ankara</strong> Kenti ZeminlerininJeoteknik Özellikleri ve Depremselliği,” JeolojiMühendisleri <strong>Odası</strong> Yayını No:54, 2000.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!