You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Sostiene Pereira /<br />
According To Pereira (1995)<br />
Yeniden bir edebi eser uyarlaması, yine Salazar<br />
dönemi Lizbon’u ancak bu kez 1938 yılı... İtalyan<br />
yazar Antonia Tabucchi’nin aynı adlı kitabından<br />
sinemaya uyarlanan Sostiene Pereira, Federico<br />
Fellini filmlerinin unutulmaz oyuncusu Marcello<br />
Mastroianni’nin hayatını kaybetmeden kısa bir süre<br />
önce çektiği filmlerden biri. Salazar’ın diktatörlüğünü<br />
kurmasından kısa bir süre yaşananları anlatan film,<br />
aynı zamanda Avrupa’da yükselişe geçen totaliter rejimleri<br />
de ele alıyor. Pereira, (Marcello Marstronianni)<br />
Lizbon gazetesinin ünlü edebiyatçılar üzerine yazılar<br />
yazmak konusunda takıntılı olan editörü. Eşini bir<br />
süre önce kaybetmiş ancak onunla yaşamaya ve<br />
hatta devamlı olarak fotoğrafıyla konuşmaya devam<br />
ediyor. Sağlığı pek yerinde olmadığı için de<br />
ölüm korkusuyla baş başa, bu sebeple de daha çok<br />
edebiyatçıların ölümlerinden sonra onların üzerine<br />
bir şeyler karalamaya gayret ediyor. Politikayla<br />
ilgilenmesine rağmen siyasi çizgiden uzak yazılar<br />
yazmayı tercih ediyor; yeni aldığı yazarın dahi politik<br />
metinler yazmasına izin vermiyor. Portekiz ise o<br />
dönemde Salazar’ın diktatörlüğü ile çoktan baskı<br />
altına girmiş ve polis müdahalesi her noktada gözle<br />
görülür hale gelmiş. Pereira tüm bunları görmesine<br />
rağmen inatla duyduğu haberleri ya da yaşananları<br />
yazmak yerine, sakin sularda yüzüyor. Ta ki sakin<br />
hayatına alt üst edecek olan İtalyan Monteiro<br />
Rossi’yi yazar olarak gazeteye alana kadar... Çocuğu<br />
olmadığı için Monteiro’yu oğlu yerine koyan Pereira,<br />
bu idealist gençte aynı zamanda yapmaya cesaret<br />
edemediği başkaldırı ruhunu da görüyor ve bu zamandan<br />
sonra kendisini ve seçimlerini sorgulamaya<br />
başlıyor. Film, Salazar’ın diktatörlük yıllarında medya<br />
baskısı ve diğer faşist rejimlerde de kullanılan<br />
propaganda sinemasının örneklerini sunuyor. Daha<br />
önce hiç uyarı almamış olan Pereira’nın içine siyaset<br />
bulaşmış ilk yazıdan sonra ikaz edilmesi ve<br />
sinemalarda gösterilen rejim propagandaları bunun<br />
en bariz örneği. Propaganda sinemasını ve baskıyı<br />
eleştiren film, bir yandan da Vatikan’ın o dönemlerde<br />
Franco’yu desteklemesini de yermekten çekinmiyor.<br />
Ancak şöyle bir durum da var ki, Sömürge<br />
Savaşları’na kadar Vatikan, Portekiz’deki diktatörlüğü<br />
de destekledi. Ne zaman uluslararası alanda Portekiz<br />
yalnız kalmaya başladı o zaman elini eteğini çekti.<br />
Sostiene Pereira ile ilgili ilginç detay ise, roman<br />
yayımlandıktan sonra Marcello Mastroianni’nin,<br />
Tabucchi’yi arayıp “Pereira benim” demesi. Aktör bu<br />
rolü öylesine istemiş ki, hatta etkisinden uzun süre<br />
kurtulamadığı bile söyleniyor. Mastroianni, başrolleri<br />
Joaquim de Almeida, Daniel Auteuil, Stefana Dianissi<br />
ve Nicoletta Braschi gibi isimlerle paylaşıyor<br />
ancak ne yazık ki benim için hiçbiri efsanevi aktörün<br />
yanında varlık gösteremediler. Yönetmenliğini Roberto<br />
Faenza’nın yaptığı Sostiene Pereira, sadece<br />
Mastroianni’nin yaşlanmış halini görmek için bile<br />
izlenmeli… Özetle; Salazar rejiminde polis gücünün<br />
artması, medya baskısı, sivil toplum kuruluşlarının<br />
ve sendikaların kapatılmasıyla toplum her alanda<br />
kısıtlanırken, spor-eğlence-dini faaliyetlerle halkın<br />
gözlerinin boyanması, resme dikkatli baktığımızda<br />
bize çok fazla şey anlattığının kanıtı aslında. Hatta<br />
bayındırlık politikalarının gereğinden fazla önem<br />
taşıması ve halka bunun sürekli anlatılmasını bir<br />
yerlerden hatırladığınıza eminim. Eğlence konusunun<br />
ise medya aracılığıyla yürütülmesi bambaşka<br />
bir tartışma konusu… Bir tek spor konusunda<br />
farklı bir tutumla karşı karşıyayız ki o da bizim<br />
orijinalliğimizden kaynaklanıyor; ne de olsa büyük<br />
devletlerden biriyiz, bize özel baskı mekanizmaları<br />
geliştirebiliyoruz. Uzun lafın kısası, Salazar dönemini<br />
anlatan bunlardan başka filmler varsa araştırın, izleyin,<br />
ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız…