Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Yaşam tünelleri<br />
Tüneller dünyada sadece istikametleri birleştirmiyor,<br />
yaşama tutunmayı da sağlıyor. Bosna Savaşı’nda tam<br />
3 yıl boyunca kuşatma altında kalan Saraybosna’ya<br />
yapılan yardımların taşıyıcısı olan Saraybosna tüneli<br />
“Bilge Kral” lakaplı Aliya İzzetbegoviç’in fikriydi.<br />
Saraybosna Havaalanı ile Dobrinya Mahallesi’ndeki<br />
iki katlı ev arasındaki 800 metrelik tünel, 4 yıllık savaş<br />
boyunca Boşnakların adeta can damarı olarak, belki de<br />
bir ulusun tarihini değiştirdi.<br />
İsrail ablukası altındaki Gazze’ye gıda ve ilaç<br />
sağlayan Gazze Tünelleri’nin hikâyesi ise bugün de<br />
devam ediyor.<br />
dünyanın en eski yer altı yolu; bunu artık çoğumuz<br />
biliyoruz. Tünel’in doğuşu ise bizi 19. yüzyılın son<br />
demindeki İstanbul’a ve ilginç bir hikâyeye götürüyor.<br />
1867 yılının Mayıs ayında İstanbul’a genç bir Fransız<br />
mühendis ayak basar. Eugene Henri Gavand adındaki<br />
bu mühendis günler boyunca Beyoğlu’yu gezip durur.<br />
Galata ile Pera arasındaki yegâne ulaşım yolu “Yüksek<br />
Kaldırım” denilen dik bir yoldur. Bu yoldan her gün<br />
binlerce kişi atla ya da yürüyerek kan ter içinde kalarak<br />
geçiyordur. Bunu gören Gavand’ın aklına dâhiyane bir<br />
fikir gelir: Galata-Pera arasında bir tünel açmak ve<br />
burada kısa bir tren çalıştırmak.<br />
Reddedilen proje<br />
Gavand’ın fikri sadece Şehr-i İstanbul’un iyiliği<br />
için değildir elbette, aklında para kazanmak da vardır.<br />
Teknik çizimlerini bitiren Mühendis projeyi önce<br />
Fransız Hükümeti’ne sunar ama istediği para “külfetli”<br />
geldiğinden reddedilir. Ardından yardımına Londra<br />
Metrosu’nu da yapan İngiliz Hükümeti’nin Demiryolu<br />
Şirketi koşar ve kendisi 250 bin sterlinlik bir destekle<br />
şirketin hissedarı yapılır.<br />
Gavand’ın İngiltere destekli Tünel Projesi, 20<br />
Temmuz 1868’de Bab-ı Ali’ye sunulur. Proje bu sefer de<br />
maddi imkânsızlıklar yüzünden değil, mühendise olan<br />
güvensizlikten kabul edilmez. Ancak Gavand’ın pes<br />
etmeye pek niyeti yoktur. Bir yıl sonra, bu sefer Sultan<br />
Abdulaziz’le görüşmeyi başaran Fransız mühendisin<br />
yenilenmiş projesi kabul edilir ve proje dönemin<br />
Bayındırlık Bakanlığı’na intikal ettirilerek bir ferman<br />
yayınlanır.<br />
İnşaat başlar<br />
Yapılan anlaşmaya göre Gavand ve şirketi hem<br />
Tünel’in, hem de tren yolunun yapım maliyetini<br />
üstlenecek, çevre yolları tanzim edecek, Tünel’i 42<br />
yıllığına işletmeye hak kazanacak ve her yıl toplam<br />
kârının yüzde 1,5’ini devlet hazinesine vergi olarak<br />
verecektir.<br />
573 metre uzunluğundaki tünel inşaatına 30 Haziran<br />
1871’de başlanır. Projeyi yapan mühendis kurulu arasında<br />
Türk mühendis Süleyman Bey de vardır. Mekanik kazı<br />
araçları olmadığından yüzlerce işçi çalıştırılırken, çıkan<br />
hafriyat ise Tepebaşı’na ve Karaköy Meydanı’na yığılır.<br />
Tünel’in açılışı ve ilk yankılar<br />
180 bin altın lira harcanan Tünel, o yıl Kurban<br />
Bayramı’nın ilk gününe denk gelen 14 Ocak 1875<br />
tarihinde davullarla-zurnalarla açılır ve 15 Ocak’ta<br />
hizmet vermeye başlar.<br />
Tünel’de ilk kullanılan trenler, basitçe birbirlerine<br />
bağlı halatların çektiği iki ayrı vagondan ibarettir. 150<br />
beygir gücündeki iki vagon aynı zamanda birbirlerini<br />
hem çekip, hem de itiyordur. Böylelikle biri yukarı<br />
çıkarken diğeri aşağıya iniyor ve tünelin tam ortasında<br />
karşılaşıyorlardır.<br />
Tünel, Osmanlı vatandaşlarının hayatını çok<br />
kolaylaştırsa da aslında ilk aylarda çok da ilgi görmez.<br />
Çünkü kandillerle aydınlatılan vagonlar çok dar ve<br />
havasızdır. Üstelik küçükbaş-büyükbaş hayvanlar için<br />
de yer yoktur. Bu nedenle şirket ek bir vagonla hayvan<br />
ve araba taşımaya başlar.<br />
Tünel’deki ilk kaza açıldıktan 7 ay sonra gerçekleşir ve<br />
1950’lere kadar kazalar ara ara devam eder. Tek ölümlü<br />
kazanın gerçekleştiği 1943 yılında ise bir kontrol<br />
memuru hayatını kaybeder.<br />
Tünel’in açılması Beyoğlu-Galata arasındaki<br />
ekonomik yerleşimi de etkiler. Gavand’ın kendi<br />
günlüklerinde anlattığına göre Tünel’den sonra<br />
günümüzde dünyanın hiçbir yerinde rastlanmayacak<br />
şöyle kozmopolit bir yapı meydana gelir. Alman fırıncı<br />
Benditsch, İtalyan erkek berberi Alberti, İranlı Halıcı<br />
Behar, Musevi Kitapçı Rosemann, Ermeni Doktor<br />
Minerdijian, Lokantacı Hacı Abdullah Efendi ve<br />
niceleri.<br />
“Üç kuruşluk” adamlar<br />
I. Dünya Savaşı ve sonrasındaki işgal günlerinde de<br />
Tünel’in işletmesi Fransızların elindedir. Galip tarafta<br />
olmanın kudretiyle Tünel’i kullanmanın ücretini<br />
Fransızlar için 3 kuruş, bilhassa Müslüman vatandaşlar<br />
48 Vizyon