You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
müzik tarihimizden notlar<br />
Ceren BÖLÜKBAŞIOĞLU ceren.bolukbasioglu@trt.net.tr<br />
Şair Yahya Kemal “Eski Musiki”<br />
şiirinde şöyle der: “Çok insan<br />
anlayamaz eski musikimizden…<br />
Ve ondan anlamayan bir şey<br />
anlamaz bizden…” Yavaşça; bir sohbetinde<br />
Türk Musikisi’nin, gönlündeki yerinden<br />
bahsederken bu dizeleri tekrarlamıştır.<br />
Alâeddin Yavaşça bir “Türk Musikisi<br />
mensubudur”. İcracı, bestekâr, hoca, koro<br />
şefi, arşivci kimliklerinin ortak özelliği,<br />
bütün bu ihtisas sahalarında “üstad”<br />
oluşudur. “İz bırakabilmek”; zengin bir ruh,<br />
parlak bir zihin ve elbette Allah’ın verdiği<br />
sanatkâr olabilme izniyle mümkün oluyor.<br />
Alâeddin Yavaşça hem tıp doktorluğunda,<br />
hem de Türk müziği sahasında kolay kolay<br />
herkese nasip olmayan kıymette bir “iz<br />
sahibi”dir.<br />
Alâeddin Yavaşça, büyük bir sadakatle<br />
bağlı olduğu Türk Musikisi’nde; “Meşk<br />
Silsilesi”nin öneminden bahseder. Kökü<br />
Abdülkâdir Merâgi’ye dayanan Meşk Silsilesi<br />
sisteminde, öğrenci, usta musıkîşinastan<br />
bütün incelikleri ile eser öğrenip, tavır –<br />
üslûp kazanmaktadır. Yavaşça işte bu terbiye<br />
usulünü belki de hayatın usta – çırak ilişkisi<br />
gerektiren her sahasına bir atıf niteliğinde<br />
şöyle değerlendirmiştir:<br />
“Eski meşk sisteminde; meşk edilecek<br />
eserin usulü tekrar tekrar vurulur, hoca kendi<br />
vurur, sonra beraber vurulur, böylece usul<br />
iyice yerleşirdi. Daha sonra eserin her bir<br />
satırı usul vurmak suretiyle ezbere alınıncaya<br />
kadar çalışılırdı. Bir satır oturuncaya kadar,<br />
öğrenci diğer satıra geçemez, hoca buna izin<br />
vermezdi.<br />
Büyük bir eserin meşki neredeyse bir ay<br />
sürerdi. Böylece kişide usul en ufak detayına<br />
kadar yerleşir, bastığı perdeler ise kaymamak<br />
üzere sağlam hale gelirdi.<br />
Şimdi bu pek böyle uygulanmıyor. Nota,<br />
hazır kuvvet, notanın yardımıyla kolaycacık<br />
okunup gidiyor. Tabii bu söylediğim nota<br />
deşifresi olanlar için geçerli. Bu yüzden<br />
eserlerin çoğu ezbere alınamıyor. Ben<br />
buna nota bağımlılığı diyorum. Yanlış<br />
da anlaşılmasın; nota musiki sanatının<br />
ayrılmaz bir parçasıdır. Sanatkârın yakın bir<br />
yardımcısıdır. Ancak eserin hafızada kalışı<br />
usul gücüne dayanırsa, böylece eseri sağlam<br />
perde basarak ve usul kaçırmadan okumak<br />
imkânı doğar.<br />
Usta – çırak sistemi ile meşk etmek, usta<br />
ağızlardan öğrenmek hala önemli ve geçerli<br />
bir yoldur.”<br />
Yavaşça’nın bağlı bulunduğu meşk<br />
Ustalık ve Tevazu<br />
ALâEDDİN YAVAŞÇA<br />
zincirinde, Sâdeddin Kaynak’tan, Subhi Ezgi’ye; Şeyh Celâleddin Dede’den,<br />
İsmail Hakkı Bey’e; Hammâmizâde İsmail Dede Efendi’den, Münir Nurettin<br />
Selçuk’a birçok usta bulunmaktadır.<br />
Alâeddin Yavaşça, ömür boyunca, aşkla müziğe bağlanmıştır. Yaşayan bir<br />
abide olan Yavaşça, engin ilham kaynağını, köklü musıkî bilgisiyle birleştirmiş,<br />
ölmez eserler ortaya koymuştur.<br />
Yavaşça şöyle demektedir: “Türk Musikisi’nde gerçek anlamdaki<br />
bestekârlarımızın ortak bir düşünceleri vardır. Musikideki güzellikleri insanlara<br />
ulaştırabilmeleri için Yüce Allah bestekâr kullarını vasıta olarak kullanır. Asıl<br />
kaynak O’dur, bu güzellikler için bestekâr görevlendirilmiştir.”<br />
1 Mart 1926’da Kilis’te doğdu. Babası Kilisli Şair Yavaşca’zade Sezai<br />
Efendi’nin oğlu Hacı Cemil Efendi, Annesi Kınoğlu Kadri Efendi’nin kızı<br />
Enver Hanım’dır.<br />
Kilis Kemaliye İlkokulu ve Kilis Ortaokulu’nu bitirdikten sonra lise birinci<br />
sınıfı yatılı olarak Konya Lisesi’nde başlayıp, 2 ve 3. Sınıfları İstanbul Erkek<br />
Lisesi’nde birincilikle tamamlayıp 1945’te mezun oldu. İstanbul Üniversitesi<br />
Tıp Fakültesini kazandı.<br />
Doktorluk<br />
1951 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olan Yavaşça,<br />
İstanbul Üniversitesi 1. Kadın Doğum Kliniğinde, Ord. Prof. Dr. Tevfik<br />
Remzi Kazancıgil’in yanında Haseki Hastanesi’nde ihtisasını yaptı ve 1955<br />
yılında Kadın-Doğum Mütehassısı oldu.<br />
Askeri hizmetini Kasımpaşa Askeri Deniz Hastanesi’nde yapan Yavaşça,<br />
sırasıyla, Zeynep Kamil Doğumevi, Taksim İlk Yardım Hastanesi, Şişli Etfal<br />
Hastanesi’nde görev yapmıştır. 1969 yılından 1976’ya kadar Vakıf Gureba<br />
Hastanesi Kadın-Doğum Kliniği Şefliği yaparak, bu hastanede olmayan<br />
Doğum Bölümü’nü kurmuştur. 1976 yılında da, Haseki Hastanesi Klinik<br />
Şefliği’ne naklen atanmıştır. Bu süreler içinde birçok uzman doktor yetiştirmiştir.<br />
1985 yılında aynı hastanenin Başhekimi olmuştur.<br />
68 Vizyon