Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Halk müziği davası<br />
“Halk müziği davası” Muzaffer Sarısözen’le başladı. Sarısözen,<br />
öğrencilerine ve çalışma arkadaşlarına hep bu dava ruhunu<br />
aşıladı. 60’larda Muzaffer Sarısözen’in ölümüyle halk müziği<br />
davasında Nida Tüfekçi dönemi başladı. Tüfekçi, Sarısözen<br />
Usta ile çalışmasını ve onun felsefesini kavramış olmasını Halk<br />
müziği açısından bir şans olarak niteler: “Muzaffer Sarısözen’e<br />
yetişemeseydik halk musikisi bugünkü yerinde olmazdı.”<br />
Nida Tüfekçi, Sarısözen’den bayrağı devraldı ve ömrünün<br />
sonuna kadar başarıyla taşıdı. binden fazla parça derleyip<br />
notaya aktardı.<br />
Halk müziği dağarcığı çok genişti. Haklı olarak ona “ayaklı<br />
kütüphane” diyorlardı, ancak onu tanıyanlar “ayaklı arşiv”<br />
demenin daha uygun olacağını söyler. Zira o engin bilgisini<br />
herkesin değil, gerçekten dava insanı olanların kullanımına<br />
sunardı.<br />
“Türk Halk Müziği” dendiğinde akan sular dururdu büyük<br />
usta için. Sanatçı arkadaşlarına sarf ettiği “Hepinizi seviyorum,<br />
ama halk müziğini hepinizden çok seviyorum” sözleri, Türk<br />
müziği söz konusu olduğunda müsamahası olmadığının<br />
deliliydi.<br />
Radyo ve televizyonda eğitici işlevi öne çıkan programlar<br />
yaptı. Eğitici program çalışmaları Türkiye ile sınırlı kalmadı.<br />
Belçika Radyosu’nda da “Bağlama Ailesi” adlı bir program<br />
hazırlayıp sundu.<br />
Ayrıca uluslararası birçok panel ve sempozyumda Türk<br />
Halk Müziği’ni tanıttı. Eşi Neriman Altındağ Tüfekçi ile<br />
beraber hazırladığı “Memleket Türküleri” kitabının yanı sıra<br />
UNESCO’nun “Dünya Müziği Tarihi” adlı kitabın “Türk Halk<br />
Müziği” bölümünü kaleme aldı.<br />
Türkü âşığı<br />
“Ona göre giysilerin en güzeli halk giysisi, yazınların<br />
en güzeli halk edebiyatı, musikinin en güzel halk müziği,<br />
dansların en güzeli halk oyunlarıdır.” diye tanımlar ustayı, kızı<br />
Gamze Tüfekçi Yazıcı… Nida Usta, folkloru yalnız türküye<br />
indirgemez. Müziğiyle, oyunuyla, giyimiyle, edebiyatıyla bütün<br />
olarak kabul eder.<br />
Halk müziğinin sözlü kültürden yazılıya geçmesine verdiği<br />
emeklere rağmen esas öğrenimin sahada olduğuna inanır.<br />
Öğrencilerine “masa başı folklorcusu” olmamalarını öğütler.<br />
“Kitabiyet iyidir, ancak yeterli değildir” der, “Folklorcu için<br />
halkın telakkisi, kitaplarda yazandan önce gelir. Zira halkını<br />
tanımayan, folklorcu olamaz.”<br />
1993’te ölümünden iki yıl önce “devlet sanatçılığı” unvanını<br />
aldı. Türk müziğinin otoritesi, ölümünün ardından “Türk<br />
müziğinin efsanesi” haline geldi.<br />
Çamlığın başında bir ince duman<br />
Gördükçe ağlardı gözü Nida’nın<br />
Ziyayı vurmuşlar yol ortasında<br />
Nasıl dayanırdı özü Nida’nın<br />
Baba oldu türkülerin merdine<br />
Acı çekti bir sürmeli derdine<br />
Şikâyet gelmedi bir gün virdine<br />
İlkbahardı kışı yazı Nida’nın<br />
Bir gün Kırşehir’de, bir gün Banaz’da<br />
Adım adım gezdi, baharda, yazda<br />
Bizi üşütmedi karda, ayazda<br />
Yandıkça büyüdü közü Nida’nın<br />
Türküler Nida’sız, onulmaz hasta<br />
Halaylar üzgündür, bozlaklar yasta<br />
Ankara’da Kayseri’de, Sivas’ta<br />
Hürmetle edilir sözü Nida’nın*<br />
*Bayram Bilge Tokel<br />
Not: Fotoğraflar: (Gürsoy Babaoğlu’nun kişisel arşivinden)<br />
“Hepinizi seviyorum, ama<br />
halk müziğini hepinizden<br />
çok seviyorum.”<br />
52 Vizyon