Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Kapak<br />
Anais Martin, Akdağ Saydut, Zeynep Ayman’dan, bakkal kültürünü günümüze taşıyan Moda’nın<br />
güleryüzlü esnafı Sabahattin Bey’e “iyi ki varsın” ziyareti…<br />
pazyan ağlayarak, küserek gitti Moda’dan,<br />
değişimi kaldıramadı. Cem Karaca’nın annesi<br />
Toto Karaca vardı, eşi Muammer Bey<br />
ilk tiyatroyu kurmuştu Beyoğlu’nda, Karaca<br />
Tiyatrosu’nu... Moda’da, Şair Nefi Sokağımızın<br />
güleryüzlü bakkalı Sabahattin Bey, o<br />
yıllarda benim için kırkambardı, ne ararsam<br />
vardı. Zamanımızda bakkallar yok artık, neyse<br />
ki şanslıyız Sabahattin Bey hâlâ ayakta.<br />
ÖZGÜRLÜKLER İLE TERBİYESİZLİK<br />
KARIŞTIRILIYOR<br />
Bizler insanların karşılıklı saygı, sevgi beslediği<br />
dönemi yaşadık. Bunun üzerine içinde<br />
bulunduğumuz şu yıllara baktığımızda çok<br />
üzülüyoruz. Bakın, Tarihi Çarşımız elimizden<br />
kayıp gidiyor. Haneler ile eğlence hayatı birbirine<br />
karıştırılıyor. Kadife Sokak, 1986’lardan<br />
sonra birdenbire barlar sokağına dönüştü.<br />
O sokakta cumbalı evlerde Türkler,<br />
Rumlar ve Ermeniler yanyana yaşardı.<br />
Komşunun komşuya büyük saygısı vardı.<br />
Şimdilerde cam kenarlarında bira şişeleri,<br />
sokaklarda hiç tanımadığımız insanların<br />
ağzında küfürler, yüksek sesle argo sözler.<br />
Özgürlükler ve terbiyesizlik, birbirine karıştırılıyor.<br />
Çocukluğumuzda bize öğretirlerdi,<br />
‘Ramazanda elinizde ekmekle bahçeye çıkmayın,<br />
oruç tutanlara saygısızlık olmasın’<br />
diye. Komşularımız bizi iftarlarına davet<br />
Estetikten uzak, kara düzen cepheler ve dükkân önleri,<br />
Kadıköy Tarihi Çarşı’nın imajına gölge düşürüyor.<br />
Yıl 1940’lar, Kadıköylüler bir masanın etrafında<br />
doğum günü kutluyor, sıcacık bir aile tablosu…<br />
ederdi, biz de onları Paskalya bayramımıza.<br />
Böyle bir hassasiyet vardı, şimdi o nezaketi<br />
özlüyoruz insanlarda<br />
O zaman ziller yoktu, kapılardaki çıngırakları<br />
çalar, kaçardık. Bir Ermeni kadın vardı,<br />
çok kızgınken bile; ‘Ne basorsunuz, gelin<br />
bahçede oynayın istiyorsanız’ diyecek kadar<br />
davetkârdı. Tarihi Çarşı’dan denize doğru<br />
Moda Çayırı vardı, bugünkü Moda Burnu…<br />
Bir dönem buralar İngilizler ve İtalyanların<br />
yönetimindeydi, dayım bu arazide tavşan<br />
avlamaya giderdi. Babam Diran Bey’e de<br />
‘Bir arsa al buralardan’” derlerdi ancak ‘hadi<br />
canım çayırdan kim yer alır?’ diye yanıtlardı.<br />
Bugün bir daire milyon liralar ediyor, parayla<br />
alacağınız arsa kalmadı.<br />
İnsanların birbirine verdiği değer, karşılıklı diyaloglarında<br />
belli olur. Yarım asır önce İstanbul<br />
Türkçemiz çok güzeldi, herkes elinden geldiğince<br />
güzel konuşur, yazardı. Şimdi öyle mi?<br />
Özellikle gençler bazen telefondan yazıyorlar,<br />
‘Cnm slm…’ Nedir bu? Ben de yanıt veriyorum,<br />
‘canım salam mı dedin?’ diye. Televizyon kültürsüzlüğü<br />
ne yazık ki dilimizi çok bozdu. Ayrıca<br />
anne babalara büyük sorumluluk düşüyor.<br />
Çocuklarını sanatla tanıştıran, sanata özendiren<br />
ne yazık ki çok az. Sanat, diksiyondan<br />
davranışa her şeyi olumlu etkiler.”<br />
AKDAĞ SAYDUT<br />
(İktisatçı ve Karikatürist)<br />
“Gençliğimde İstanbul’da iki<br />
yerde denize girilirdi, Avrupa<br />
Yakası’nda Florya ve Anadolu<br />
Yakası’nda Kadıköy. Moda’da<br />
ve Caddebostan’da plajlar o kadar<br />
temiz, renkli ve güzeldi ki,<br />
insanlar birbirini tanır, güvenir,<br />
komşu komşuya akrabasını emanet ederdi.<br />
Modalılar, eski Kadıköylüler çatışmayı, zıtlaşmayı<br />
kesinlikle sevmezdi. 1980’de damat<br />
geldim Kadıköy’e. O yıllarda bile Kadıköy çok<br />
bozulmamıştı ve Adalar’a benzeyen havası,<br />
sahil yaşantısı çok sevilirdi.. Moda’da üç kardeş<br />
vardı, taksicilik yaparlardı, herkes sadece<br />
onların taksisine binerdi. Özen Kasap, Kasap<br />
Zihni şimdi pet shop olmuş. Zihni’ye giden<br />
müşterileri 250 gram kıyma isteyebilirdi.<br />
Esnaf müşterisini sever, bambaşka bir saygı<br />
duyardı. Milka Şarküteri vardı, yakın zamanda<br />
kapanıp bar oldu. Orayı Mösyö Koço açtı.<br />
Bahçesindeki hayvanlar et, süt verirlermiş.<br />
Mösyö Koço satıp el değiştirdikten sonra<br />
müşterisi ayağını kesmesin diye aylarca<br />
dükkânda oturmaya devam etti. Ancak, artık<br />
mezeleri ve menüleri kendileri yapmayınca<br />
lezzet bozuldu, kalite düştü, el ayak kesildi.<br />
Bakkallar rengimizdi. Sepet sarkıtmalar, yaşlılara<br />
paket götürmeler, hürmetler... Moda<br />
Caddesi üzerindeki Eğinli Bakkal, 1982 - 1987<br />
yılları arasında mesleğinin son temsilcilerindendi.<br />
Bugünün esnaflarına bakın, çoğunda<br />
iletişim kültürü yok. Bazen bir şey istemeye<br />
çekiniyorsunuz, paranızla rezil oluyorsunuz.<br />
Kadıköy Tarihi Çarşı’da asırlık esnafların<br />
yok olmasına neden olan plansızlıktan<br />
son olarak etkilenenlerden biri<br />
de meşhur Brezilya Kurukahvecisi’ydi.<br />
Bar, restoran, közde kahve ve büyük<br />
alışveriş zinciri gibi işletmelerin<br />
yüksek kira bedelleri teklif ederek<br />
dokusunda değişimi yaşattığı Tarihi<br />
Çarşı’da Brezilya Kurukahvecisi,<br />
kamuoyunun ısrarı üzerine çarşıdan<br />
kopmadı ve daha küçük bir dükkâna<br />
geçiş yaptı. Gelişmeler; “Parayı veren<br />
istediği ticarethaneyi açıp asırlık<br />
dükkânları tahliye ettirebilecekse,<br />
bunun neresi Kadıköy Tarihi Çarşı olacak,<br />
yoksa gözden mi çıkardık?” sorusunu<br />
akıllara getiriyor.<br />
38 : kadikoylife.com Mayıs & Haziran 2017