You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Politika<br />
Vatan Partisi Kadıköy İlçe Başkanı Osman Erbil:<br />
Gelecekten umutluyum<br />
TOLGA KÜÇÜK<br />
2016 yılının Mart ayında Vatan Partisi Kadıköy<br />
İlçe Başkanı seçilen Osman Erbil, aradan<br />
geçen bir yılı aşkın süreyi ve Türkiye’nin<br />
güncel politikasını Kadıköy Life için değerlendirdi.<br />
Öncelikle sizi tanıyalım. Kadıköy İlçe<br />
Başkanlığı’ndan önce neler yaptınız?<br />
Hacettepe Üniversitesi İktisat Bölümü’nden<br />
mezunum. Öğrenciyken aynı zamanda TGB<br />
platformunda çalışmalarda bulundum. Toplamda<br />
8 sene TGB tecrübem oldu. Sonrasında<br />
2 yıl Aydınlık Gazetesi’nde editörlük yaptım.<br />
Daha sonrasında da Ulusal Kanal’da Ankara<br />
Haber Müdürlüğü görevini üstlendim. Bir<br />
yıldır da Vatan Partisi Kadıköy İlçe Başkanlığı<br />
görevindeyim. Partinin genel siyasetine ilişkin<br />
çalışmaların Kadıköy ayağını yürütüyoruz.<br />
Kadıköy’e gelmeden önce güncel<br />
siyasetle ilgili yorumlarınızı almak<br />
isteriz. Günümüzün politik durumunu<br />
nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />
Türkiye siyasetine genel olarak baktığımızda,<br />
referandumdan çıkmış bir Türkiye var<br />
karşımızda. Yüzde 51 evet oyuyla anayasa<br />
değişti. Bunun karşısında yüzde 49’a yakın<br />
bir oran da buna hayır dedi. Bu olumsuz bir<br />
durum, çünkü Türkiye yarı yarıya bölünmüş<br />
bir görüntüde. Bu bizim istediğimiz bir durum<br />
değildi. En başından beri Vatan Partisi<br />
olarak AKP iktidarını bu bölünmenin olmaması<br />
için uyarmıştık. Çünkü referandum süreci<br />
öncesinde milletimiz PKK terörüne, IŞİD<br />
terörüne ve FETÖ terörüne karşı birleşmişti.<br />
Farklı parti ve görüşlerden insanlar tek bayrak<br />
altında aynı duygularla bir araya gelmişti.<br />
Maalesef bu referandum, ayrışmaları yeniden<br />
körükledi. Biz bu ayrışmadan dış güçlerin<br />
çıkar sağlayacağını en baştan söylemiştik.<br />
Maalesef haklı çıktık. Toplumun iki kesime<br />
ayrılması, sadece milletimizin birliğini bütünlüğünü<br />
bozmak, Türkiye üzerinden çıkar<br />
sağlamak isteyen dış odakların işine yarar.<br />
Yine de bu durumu olumluya döndürmek<br />
elimizde. 16 Nisan sürecindeki evet – hayır<br />
kamplaşmasını sonlandırırsak, yeni bir sayfa<br />
açar ve kaldığımız yerden devam edersek,<br />
terör saldırılarına karşı milletçe bir araya gelir<br />
ve bütünlüğü sağlarsak, bu sorunu birlikte<br />
aşabiliriz. Biz Vatan Partisi olarak diyoruz ki,<br />
artık referandum kamplaşmasını sona erdirelim<br />
ve Türkiye’nin acil olarak çözülmesi gereken<br />
sorunlarına hep beraber eğilelim.<br />
Bu sorunlar neler peki?<br />
En önemli sorun, güvenlik meselesi. Bugün<br />
PKK, Türkiye’nin belli başlı şehirlerinde, terör<br />
faaliyetleriyle insanlarımızın can güvenliğini<br />
tehdit ediyor, yani devletin acil olarak kamu<br />
güvenliğini sağlaması gerekiyor. Bu güvenliğin<br />
tesisi için de öncelikle tüm partilerin aynı<br />
yaklaşımda birleşmesi gerektiğini düşünüyoruz.<br />
Devletin milletiyle el ele vererek teröre<br />
dur demesini bekliyoruz. Bu durum, şununla<br />
da alakalı. Amerika’nın Suriye’nin kuzeyinde<br />
oluşturmak istediği bir proje var. Bu yüzden<br />
de ABD, kara unsuru olarak PKK ve YPG’yi<br />
kullanıyor. Dikkat edersek, Türkiye’ye yönelik<br />
terör saldırılarında bu bölge, merkez<br />
haline gelmeye başladı. Yani Türkiye, doğrudan<br />
ABD’nin kontrolü altındaki bir bölgeden<br />
tehdit ediliyor. Türkiye, bu tehdidin kaynağını<br />
net olarak ifade etmeli. Bir diğer sorunumuz<br />
da, içinde bulunduğumuz ekonomik çıkmaz.<br />
Türkiye’nin acilen üretim politikasına geçmesi<br />
gerekiyor. AKP iktidarından da önce, Kemal<br />
Derviş’in Türkiye’ye getirilmesiyle başlayan<br />
süreçte sıcak para ekonomisine yuvarlandık<br />
ve bu model devam ettirildi. Biz artık sıcak<br />
para ekonomisinin sonuna gelindiğini tespit<br />
ediyoruz. Deniz bitti, kara göründü. Artık sıcak<br />
para ekonomisiyle devam ettirilebilecek<br />
bir durum yok ülkemizde. Bu hastalığın tedavisinin<br />
tek yolu da, üreticilerin teşvik edilmesi<br />
ve Türkiye’de ciddi bir üretim politikası<br />
uygulanmaya başlanması. Büyük sanayicilerden<br />
başlayarak tüm üreticilere destekler<br />
verilmeli, çiftçilere yardımda bulunulmalı.<br />
Çalışan sayılarının arttırılması, maliyet giderlerini<br />
azaltılması gibi çözümler sunulursa,<br />
52 : kadikoylife.com Mayıs & Haziran 2017