You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
أَو<br />
جِْر دِرَتَْخ<br />
ر َّةُق<br />
ذِكْرِھِب<br />
شْفِیْنِيَی ذِكْرُكَِو لَن<br />
جِْر<br />
َ<br />
قلَْی جِْر<br />
جِْر نَْع<br />
تْبُع<br />
یَذھَف<br />
ُ<br />
bedenindeki kan akımı hızlanır ve ayağında uyuşukuluk varsa ayağındaki sinirler hareketlenir ve uyuşukluk kolay bir<br />
şekilde -biiznillah- gitmiş olur. Yine bunun gibi bir kimse çok sevdiği birini gördüğünde ve onunla muhabbet ettiğinde<br />
ya da çok sevdiği bir iş/eylem ile meşgul olduğunda veya olacağını bildiğinde de aynı durum söz konusu olur ve bir<br />
rahatsızlığı varsa böylelikle rahatsızlığı azalır veya rahatsızlığını unutur.<br />
Nitekim İslam öncesi ve sonrası Arap şiirlerine baktığımızda bunun bir tedavi yöntemi olduğunu, ölmüş veya uzakta<br />
olan birini yardıma çağırmak ile uzaktan yakından bir alakasının olmadığını açıkça görmekteyiz. Örneğin;<br />
Cemîl Büseyne şöyle demiştir:<br />
ْت يِقَ َنْیِ ل يِنْیَ ِع ِتْ َن<br />
إ خَدِرَتَْ ِذا<br />
ٌ ح ...<br />
“Sen (kadın), karşılaştığımız zaman gözümün aydınlığısın. Seni anmak (ve böylece hatırlamak) ayağım uyuştuğu<br />
zaman bana şifa verir.”<br />
Ömer İbnu Ebî Rabîa şöyle demiştir:<br />
إ ِذاَ<br />
َا لِي أ َبوحُُ<br />
ِي ل<br />
ُ َب<br />
...<br />
“Ayağım uyuştuğu zaman ayağımdan uyuşukluk gitsin diye onu (kadını) anarım ve gider.”<br />
Ebu’l-Atâhiye şöyle demiştir:<br />
وتَخْدَرُ في بعضِ الأحایینِ<br />
لُھ<br />
َب ل ھْذَ ِی<br />
فإنْ لم<br />
لي الخُدُورُ؛<br />
...<br />
“Bazı zamanlar onun ayağı uyuşur. Eğer ‘Ya Utbe’ 348 demezse uyuşukluk gitmez.”<br />
یا<br />
لم یذھبِ الخَدَرُ<br />
4.Şüphe: Ebu Nuaym el-Asbahânî (r.h) “Hilyetu’l-Evliyâ” kitabında Hubeyb b. Adiyy (r.a)’ın öldürülmek için<br />
götürüldüğünde “Ya Muhammed” diye nida etttiğini rivayet etmiştir!<br />
Cevap: Hubeyb (r.a)’ın “Ya Muhammed” diye nida etttiğinin geçtiği kıssanın senedinde Heysem b. Adiyy vardır. İbn<br />
Adiyy (r.h) el-Kâmil” adlı kitabında Yahya b. Maîn (r.h)’ın bu kişi hakkında şöyle dediğini nakletmiştir: “Heysem b.<br />
Adiyy Kûfeli’dir. Güvenilir değildir, yalan söylerdi.” Nesâî (r.h)’ın da şöyle dediğini nakletmiştir: “Heysem b. Adiyy<br />
Metrûku’l-Hadîs’tir.” Dolayısıyla bu rivayet uydurmadır, üzerinde hiç durmaya gerek yoktur. Nitekim Zehebî (r.h) Ebu<br />
Nuaym’dan bahsederken şunları söylemiştir: “Ebu Nuaym (yalanla veya fıskla) itham edilmiş biri değildir. Bilakis O,<br />
doğru/dürüst ve bu ilmi (hadis ilmini) bilen biridir. Allah O’nu affetsin ki, kitaplarında uydurma hadisleri rivayet edip<br />
sonra da bunların çürük olduğunu söylememiş olmasından daha büyük bir günahının olduğunu bilmiyorum.” 349<br />
Bu şirk çeşidine cevaz verenlerin bunlardan başka daha şüpheleri vardır. Ancak biz burada bu şüphelerin en güçlü<br />
olanları üzerinde durduk.<br />
Ömer Faruk<br />
348<br />
Cahiliyye arapları çok sevdikleri kişinin zihinlerinde daha çok canlanması ve böylece rahatsızlıklarına daha iyi gelmesi için<br />
sevdikleri kişiyi anarken daha çok nida harfini kullanırlardı.<br />
349<br />
Siyeru A’lâmi’n-Nübelâ, 17/461.