You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
6
Tarık Ebu Abdullah
Allah (azze ve celle)’nin eli daima ümmetin birliğini oluşturanların üzerinde
olmuştur. Onlar Allah (subhanehu ve teâlâ)’nın merhametine nâil olmaya,
hidayet, nusret ve temkin sahibi olmaya, yeryüzünde O’nun
rızasına ve devlete kavuşmaya, âhirette de rızasıyla cennetine girmeye
hak kazanmışlardır. İtaatten itaat tevellüt eder. Amelin cezası cinsine
göredir. İtaatin mükâfatı daha üstün bir itaattir. İsyanın cezası
da daha büyük bir isyandır.
Şahsi maslahatını İslam topluluğunun maslahatı için terk edenleri,
Müslümanların ihtiyaçlarını nefsi arzularına tercih edenleri Allah
(azze ve celle) daha üstün itaatlere hidayet eder. Onlara sâlih amelleri kolaylaştırır
ve onları insanların üzerinde hâkim kılar. Zira bu durumda
her bir fert için ve umumen topluluk için büyük bir fayda vardır.
Zira imtihandan geçmiş, nefsini Allah (azze ve celle)’nin emrine itaat etmeye
zorlamış, şahsi değil ümmetin maslahatını azmeden insanların
din ve dünya işlerini ellerine almaları Allah (azze ve celle)’nin rahmetini ve
nusretini celp eder ve yeryüzünde adaletin varlığını sağlar. 4
İslam’ın adaletiyle 5 yönetenler Allah için sevenler ve Allah için
buğzedenler, Müslümanı dost edinenler ve kâfire düşman olanlardır.
Bu surette yeryüzünde adaleti hâkim kılarlar. Zira yeryüzünde adalet
ancak Müslümanı dost edinerek ve onunla bir olarak ve kâfirden ayrı
durarak ve ona karsı düşman olarak gerçekleşir. 6
nehyediyor, temkin ve siyadeti vahdetin zorunlu neticesi olarak ve hezimet ve zilleti tefrikanın
zorunlu neticesi olarak beyan ediyor. Bu değişmez ilahi bir buyruktur. İkinci Abdulhamid Han’ın
dediği gibi birlik olmadığı takdirde her zafer tesadüftür ve yenilgi kaderdir. Her zafer tesadüftür
çünkü hakikatte netice değildir bilakis tesadüf etmiştir, yani kevnin tedbiri dâhilinde ilahi iradeye
denk gelmiştir. Ama yenilgi kaçınılmaz kaderdir çünkü hakiki neticedir. Tefrikanın ve Allah (celle ve
âlâ)’ya isyanın zorunlu neticesidir.
4 İslam şeriatında devlet idaresinin maksadı budur. İmam ibni Teymiyye (rahimehullah) şöyle der: “Yönetimde
vacip olan maksatlar (birincisi) insanların dininin islah edilmesidir. Zira bunu kaybettiklerinde
apaçık bir hüsranda olurlar ve dünyada kazandıkları kendilerine fayda sağlamaz. Ve (ikincisi)
dinin kaim olması için insanların dünya işlerinden muhtaç olduklarının islah edilmesidir. O da iki
türdür: Malın hak sahipleri arasında taksim edilmesidir ve diğerlerin haklarına el uzatanları cezalandırmaktır.”
5 Adalet kavramı zamanımızda çok tahrife uğramış ve birçok Müslümanın yanlış manalandırdığı bir
mefhumdur. Zamanımızda adalet eşitliğin bir müradifi olarak kabul edilmektedir. Adalet eşitliktir
denilir. Bu yanlıştır. Bilakis adalet Allah (celle ve âlâ)’nın emrettiği ve nehyettiğidir. Bu bazen eşitlik
olabilir ve bazen eşitsizlik olabilir.
6 Bu da şeriatın vaz ettiği zorunlu sebep netice ilişkilerinden biridir. Yeryüzünde adaletin varlığı
ancak İslam dostluğunun ve düşmanlığının varlığı ile tahakkuk eder.