You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
88
Tarık Ebu Abdullah
“Kim emirinden hoşlanmadığı bir şey görürse sabretsin. Çünkü
şüphesiz bir karış cemaatten ayrılan ve ölen kişi ancak cahiliyye
ölümü ile ölür.”
Şu halde itaatkâr kullar Rabbinin ve Rasûlün buyruklarına, hoşuna
gitse de gitmese de, boyun eğmelidir. Bir karış olsa da şeri’ cemaatten
ayrılmamalı, hoşlanmadığı şeyler görse de, sırtını dövüp elinden
malını alsa da, meşru emir sahibine karşı çıkmamalıdır. Bu belki
bazı haller ve zamanlarda nefsimize ağır gelebilir, fakat İslam budur,
nefsi ilahi hükümlere itaatkâr kılmaktır.
Kâmil ve pak dinimizde esas olan budur. Fakat bazı hallerde emir
sahibine ve ahitlenilmiş cemaate muhalefet, hatta ayrılmak caiz olur.
Bu haller yukarıdaki sayfalarda teferruatıyla geçti. Tekrar toparlayacak
olursak bu haller şunlardır:
Bir: Emir sahibinin Tevhide muhalif olması (müşrik olması) veya
tevhide muhalefeti (şirki) emretmesi.
İki: Emir sahibinin açık küfür işlemesi.
Üç: Emir sahibinin itikadi bidat sahibi olması veya bu bidati emretmesi
veya bu bidate çağırması.
Dört: Emir sahibi açıktan büyük günah işlemesi.
Beş: Mesuliyetini üstlendiği cemaate ve Müslümanlara ihanet etmesi.
Altı: Emirliğini icra edebilmesi için elzem olan duyu veya bedensel
organlardan birisini yitirmiş olmasına rağmen emir sahibinin
emirlikte ısrar etmesi.
Yedi: Emir sahibinin esir düşmesi.
Sekiz: Cemaatin asıl gayeden, Kur’an ve Sünnet’i ihya etmekten
sapması.