Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Adam hizmetlinin varlığını çoktan
fark etmişti, kendisine bir soru
sormamasını ümit ediyordu
içinden. Karşısında duran gümüş
vazonun içindeki begonyalar hafiften
solmaya başlamıştı. Ancak
o tarafa bakan herhangi birinin
göreceği ilk şey zaten camın arkasındaki
lavanta çiçekleri olurdu.
Bu sebeple de begonyaları 3 yerine
4 günde bir değiştirirdi Şükriye
Hanım. Normalde Mehmet
Bey bu durumdan hiç hoşlanmazdı,
hemen değiştirilmesini
isterdi çiçeklerin.
Fakat şu anda hiçbir şey düşünemiyordu.
Evin baş hizmetlisi,
Mehmet Bey gelmeden şöminenin
üstündeki büyük aile tablosunun
siyah bir çarşafla örtülmesini
istemişti.
Ancak Mehmet Bey bunu bile
fark etmemişti. Belki de o tarafa
bilerek bakmamıştı, bir daha o
tablodaki kadar mutlu bir aile
olamayacakları, en önemlisi de
bir daha böyle ta-mamlanmış bir
tablo çizdire-meyecekleri
gerçeğini de kafasındaki binlerce
düşünce arasına katmak
istememişti.
İlk defa onca düşüncesinin
arasında hiçbirinin sahip
oldukları hakkında olmadığının
farkına vardı. Çünkü bunların
artık bir önemi yoktu onun için.
Eğer olsaydı şu anda yedinci defa
çalan telefonu açardı, yeni ihale
için gerekli olan rapor ve
belgelerin hazırlanmasını isterdi.
Şu ana kadar hiç kendi konforu
için para kazanmamıştı, hepsi tek
bir kişi içindi ve artık o yoktu.
Kafasını öne eğdi ve yavaşça
oturduğu köşeden kalktı. Koyu
renkli mermer üzerindeki ayak
sesleri duyulmadan önce Şükriye
Hanım görülmeyeceği bir kenara
çekildi. Mehmet Bey kırmızı
gözlerini ovuşturarak odanın arka
tarafına doğru yürümeye devam
etti. Şükriye Hanım kapının
kenarından olup biteni izlerken
ayağa kalktığı anda aile tablosuna
doğru yürüdüğünü anlamıştı.
Yemek masasının yanından
geçerken masaya tutundu ve
derin bir nefes aldı. Adımlarına
devam ederken bir daha hiçbir
şeyin eskisi gibi olmayacağını fark
etti. Siyah kumaş parçasını tuttu
ve durdu.
Şükriye Hanım yaptığının çok
yanlış olduğunu biliyordu, ama
bu acının aslında dizilerde
gösterilen türde bir acı
olmadığını anlamıştı bu
olanlara şahit olurken. Mehmet
Bey kumaşı indirdiği anda
gidecekti, kendine söz vermişti.
Mehmet Bey ne kadar
denediyse de o kumaşı çekip
indiremedi. En son bu tabloya
baktığındaki mutluluk ve huzur
duygusunu mahvetmek istemedi.
Belki de bundan sonra
huzur bulmak istediğinde o
duyguyu hatırlamaya çalışacaktı.
Şükriye Hanım daha fazla
dayanamadı ve mutfağa döndü.
Kimsenin böyle bir acıyı
yaşamaması ve kendisinin de
bir daha buna şahit olmamasını
dile getiren kısa bir dua
etti ve her zamanki işine
koyuldu.
Nisa Erbaşı
11-A Sınıfı
201826