Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
onun seveceği türden bir çalışan olursunuz.
Sohbet ederken ya da iş hakkında
konuşurken resmiyet isteyen biridir. Yakın
arkadaşı olmadığınız sürece samimi
konuşmanız onu rahatsız edecektir.
Konuşma şeklinize çok dikkat eder.
Diksiyonunuz iyi ise bu hoşuna gidecektir.
Giyiminiz de konuşmanız kadara
etkileyicidir onun için. Bunun dışında
eklemem gereken bir şey var mıdır
bilemem.
-Gerçekten bunların bana çok yardımı
olacak. Size ne kadar teşekkür etsem az.
Söylediklerinizi her zaman aklımın bir
köşesinde tutacağım.
Aklının bir köşesinde tutmak. Bir an
düşünceler tekrar ele geçirdi onu.” Acaba
ben de sürekli bunu mu yapıyorum?” diye
düşündü. Her şeyi aklımın bir köşesinde mi
tutuyorum?”.
-İyi misiniz beyefendi? Bir an daldınız sanki.
Bir an duyduğu bu sözler onu kendine
getirdi.
-Kusura bakmayın bir anlığına başka bir şey
düşündüm. Umarım söylediklerimin size
yardımı dokunur. Bu beni çok mutlu
edecektir.
-Teşekkür ederim. Sizi daha fazla rahatsız
etmeden müsaade isteyeyim.
-Ne rahatsızlığı efendim? Aklınıza takılan
her şey için yardım isteyebilirsiniz.
“Ne rahatsızlığı…
Bu kadar belli bir yalan söylemem doğru
muydu? Rahatsız ediyorsunuz da
diyemezdim ya. Alttan almak her ne kadar
zor olsa da yapmam gerekiyor sanırım.
Etrafımda insanlar olmasa hayat çok daha
kolay olabilirdi.”
-O zaman bana müsaade. Size iyi günler
dilerim, tekrar görüşmek dileğiyle.
-Size de iyi günler beyefendi. Kapım her
zaman açık. Tekrar görüşmek dileğiyle.
“Kapım her zaman açık mı? Tekrar
görüşmek dileğiyle mi? Sürekli böyle
şeyler söylemek zorunda olmadan
yaşayabilsek güzel olmaz mıydı? Sadece
iyi davrandığın için sevildiğin bir dünya
olması çok sıkıcı. Kendi gerçek
düşüncelerini bile yansıtamadığın,
yansıttığın zaman yalnızlığa mahkum
olduğun bir dünya... İstediğim şey de
yalnız olmak aslında. Ama bir itibarım
da olsun istemiyor değilim. Tek
istediğim bu itibarı kendi düşüncelerim
ila sağlamak. Ama bu mümkün değil.
Sanırım sonsuza dek kendimle
çatışmam gerekecek bunun için.”
Kapıyı kapatıp tekrar uzandı kanepeye.
Hayatını gözden geçirdi. Sürekli aklını
kurcalayan şeyler de bunlardı. Pişman
olduğu, istemeden yaptığı onca şey…
“Yine aynı düşünceler, yine sıradan aynı
günler. Çok sıkıcı. Her şey sıkıcı. Kendin
bile olamadığın bir yerde ne eğlenceli
olabilir ki? Hayatını kendin için değil,
başkaları için yaşadığın bir yerde ne
güzel olabilir ki? Tüm gün kendine
sorduğun bu soruları soracak, cevap
alamayacak birinin bile olmadığı bir
yerde…
Aklımı meşgul eden şeyler bunlar işte.
Cevap alamadığım onca soru, yapmak
isteyip yapamadığım şeyler, gitmek
isteyip gidemediğim yerler, söylemek
isteyip söyleyemediklerim, bazen benim
bile kavrayamadığım şeyler…”
Elif Hızarcıoğlu
11-A Sınıfı
201846