Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
“Kanişliler nasıl yaşardı” sorusu, aslında üzerinde ciltlerce<br />
kitaplar yazılmış pek çok bilgiyi içermekte. Ama şöyle<br />
kısaltmak lazım; Kültepe, o çağın bir metropolitan şehri.<br />
En kötü ihtimalle 50 bin kişinin yaşadığı bir büyük şehir.<br />
Dünya nüfusunun bir-kaç milyon olduğunu düşünürseniz,<br />
Kültepe’nin büyüklüğü o zaman ortaya çıkıyor. Kültepe,<br />
Anadolu’nun ve tüm Önasya’nın en büyük şehirlerinden<br />
birisi. İçinde yaşayan insanlar da, o derecede gelişmiş, zengin<br />
ve çok renkli. Çok renkli derken, şunu kastediyorum.<br />
Sadece yerli Kanişli değil, Anadolu’nun pek çok bölgesinden<br />
gelmiş insanları barındıran bir şehir. Aynı zamanda, Suriye<br />
ve Mezopotamya’dan da gelen tüccarların yaşadığı ve hatta<br />
evlenip burada oturduğu bir yer. Sadece Hattice, Hititçe<br />
gibi yerli dillerin değil aynı zamanda Asurca ve Samice gibi<br />
birçok yabancı dilin konuşulduğu bir yer. Tabii böyle çok<br />
renkli, farklı kökenden gelen insanların bir arada oturduğu,<br />
yaşadığı bir yer olan Kaniş’te, çok farklı inanış sistemine<br />
sahip olan insanların da olduğunu kabul etmek gerekir. Hem<br />
yazılı belgelerden, hem de arkeolojik buluntulardan bunun<br />
izlerini görmek mümkün. Yazılı belgelerde, onlarca yerli,<br />
Anadolulu tanrı isimleri geçmekte. Bir de, Mezopotamya ve<br />
Suriye’den gelen kişilerin getirdiği birçok yabancı tanrı ismi<br />
ve tanrılar topluluğu gittikçe kalabalıklaşmaktadır. Bunların<br />
yanında, kazılarda keşfedilen çok sayıdaki dini tapınım<br />
objesi, bu zenginliğin somut örneklerini oluşturmaktadır.<br />
Hemen hemen her evde bulunan bu objeler, yani<br />
heykelcikler, kutsal içki kapları ve mühür gibi tasvirli<br />
eserlerde rastlanan tanrısal semboller, Önasya’nın en zengin<br />
inanış sistemlerinden birine işaret etmekte. Biliyorsunuz;<br />
Hititler için ‘1000 Tanrılı Halk’ tabiri kullanılır. Hititlerin<br />
bu inanış sisteminin kurucusu ve öncüsü, işte Kültepe’de bu<br />
çağdaki oluşumdur.<br />
31<br />
Peki bu dönemde beslenme ve alet çantalarından neler<br />
çıktı<br />
Daha önce de bahsettiğimiz gibi çivi yazılı tabletler, o zaman<br />
insanının beslenme alışkanlıkları hakkında da bilgi veriyor.<br />
Aslında, Anadolu’nun pek çok yerinde olduğu gibi burada a<br />
tahıl ağırlıklı beslenme yaygın. Çivi yazılı belgelerde, tahıl<br />
üretimi ve bunların fiyatlarıyla ilgili bilgiler mevcut. Diğer<br />
taraftan yoğun bir et tüketimi de söz konusu. Yenilebilen<br />
her türlü hayvan, inek, koyun, keçi, kuş ve çeşitli av<br />
hayvanları tüketilmiş. Şehrin gelişmişliği hakkında şöyle bir<br />
örnek verilebilir. Bugün büyük şehirlerde veya kasabalarda<br />
besi hayvanları özel kesim yerlerinde kesilerek, hayvanlar<br />
profesyonel biçimde parçalanarak tüketime sunulmakta.<br />
Kültepe dışındaki kazı yerlerinde ele geçen hayvan<br />
kemikleri kalıntılarına baktığınız zaman, onların gelişigüzel<br />
kesilmiş, belli bir standart göstermeyen kemikler olduğunu<br />
görürsünüz. Kültepe’de ise, toplanan hayvan kemiklerinde<br />
belli bir kesim standartı vardır. Yani et, bir büyük şehirde<br />
olması gerektiği gibi, profesyonel bir kasap tarafından<br />
kesilmiş ve öyle satışa sunulmuştur. Bunun dışında,<br />
şarap, bira, süt gibi içecekler ve yağ, bal, incir, soğan gibi<br />
yiyeceklere ilişkin birçok bilgi mevcut. İlginç bir bilgi olarak<br />
şunu ekleyeyim; çivi yazılı tabletlerde de zikredilen fındığın