08.09.2015 Views

(3)

Kitap Tanıtan Kitap (3) - Blogdan.Net

Kitap Tanıtan Kitap (3) - Blogdan.Net

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

töreden, şehvetten, romantik yazından, dil ve mantıktan, zamandan, ütopyadan, bilgelikten,<br />

ilerlemeden, ölümden… bahseder.<br />

Kitap Tanïtan Kitap (3)<br />

Yeni Nimetleri incelerken, Descartes eleştirisi ve Gide’in yaslandığı Spinoza felsefesini açmak<br />

gerekliliği ortaya çıkar. Çünkü Dünya Nimetleri’nin kimi yerlerinde Nietsche etkilenimi varken, Yeni<br />

Nimetler’de doğaya bakışıyla ve onu Tanrı olarak nitelemesiyle (natura naturans) panteizmden yani<br />

Spinoza felsefesi ve ondan etkilenen Goethe’den etkilenim vardır ve bunu da dile getirir. Descartes’in<br />

Düşünüyorum Öyleyse varım’ıyla Tanrı’nın varlığının ispatlanamayacağını ispat etmeye çalışmakta ve<br />

Tanrı’ya inanışın kanıtlarda değil, kanıt dışında her şeyde O’nu bularak olacağını ifade etmektedir. Bu<br />

kısımda Spinoza felsefesinden yararlanarak bu anlayışa Goethe’den ulaştığını ve Tanrı’yı yasalarla<br />

ispatlamanın gereksizliğine inandığını belirtmektedir(s:166). Spinoza’nın yaptığı gibi, kendi varlığını<br />

bulduktan sonra Tanrı kavramını aramaz, Tanrı idesini mutlak çıkış noktası olarak ele alır. (Euklides<br />

geometrisinde kullanılan yöntemi -uzay yerine Tanrı görüşünü koyarak- kendi görüşünü kanıtlamak<br />

için kullanır Spinoza)[4] Tanrı ile evren/doğa arasında farklılığın kalktığı, evrenin Tanrı’nın kendisi<br />

olduğu bu anlayış, Tanrı’yı varoluşun koşulu anlamına getirir ve Tanrı’nın eseri, Tanrı’nın kendisi<br />

olarak kabul edilir. Ancak biraz daha ilerde inançtan bahsederken, “Arkadaş; hiçbir şeye inanma,<br />

kanıtsız benimseme hiçbir şeyi.” (s:198) derken, kendi ile çelişmektedir. Burada Bacon ile Spinoza<br />

arasında bir gelgit yaşadığı görülmektedir ki aslında Spinoza da Bacon’dan etkilenerek kendi<br />

felsefesini (erdemin asıl güç olması) bilgiye dayandırmaktadır.<br />

Bilgeliğin, mantıkta değil aşkta olduğunu düşünen(s:144) Gide, bilgeliğin yaşlı bir adamdan çok,<br />

çocukta bulunduğuna inanır(s:190). Bilgelik ve özgürlük’ü aşkla yasaların boyunduruğundan<br />

kurtulmak olarak açıklayan Gide’in bu görüşü bizi yeniden Spinoza’ya ulaştırır. Tanrı’ya inanış da tıpkı<br />

bu felsefede olduğu gibi O’nu her şeyde aramak üzerine kuruludur ve Tanrı’yı yasalarla/kanıtlarla<br />

ispatlamanın gereksizliğine inanır(s:166/167). Bu aşk, aynı zamanda onu Spinoza’dan ayırır çünkü her<br />

şeyin geçici olduğu ve sürekli olan Tanrı’nın nesnede barınmadığını söyleyerek Tanrı’yı modus(nesne<br />

ve görünüş)tan ayırır(s:147). Oysa ilk eserde “her şey Tanrı’nın biçimidir” demektedir(s:62).<br />

Yeni Nimetler’de, Dünya Nimetleri’nden farklı olarak ilk defa Gide’in siyasi görüşünü alenen dile<br />

getirmekte, paylaşım’ı anlatırken Komünizme yaklaşmayan bir paylaşımı savunmaktadır(s:162).<br />

Yeni Nimetler’de Tanrı ile olan diyalog (Karşılaşmalar/s:168/170), Tanrı’nın ne olduğu, ne yaptığı ile<br />

ilgili insanların bakışına Tanrı’nın verdiği cevaplar üzerine kuruludur. Burada Hıristiyanlık inanışındaki<br />

Tanrı algısı ve bu algılamadaki sorgulamalara verilen cevaplar vardır. Bu kısımdaki algıda insan<br />

olmasaydı Tanrı olmayacaktı şeklindeki “yaratım olmasaydı yaratıcı olmayacaktı” tezi (bağıntıbağımlılık);<br />

Spinoza’nın Occasionalistlerden ayrılan felsefesinin yansımasıdır. Occasionalistlere göre<br />

“Tanrı ‘yaradan’dır ama Spinoza’ya göre Tanrı evreni yaratmamıştır, evrenin kendisidir yani<br />

nesnelerin özünde bulunur.”[5] Nesneler olmasa Tanrı’nın varlığının da anlamını kaybettiği bir inanış<br />

biçimidir bu. İnsanın düşüncesiyle var olan bir Tanrı(s.172) düşüncesi ile bu görüş açıklanır. Bu kısım<br />

aynı zamanda İslam tasavvufundaki algının da zıddına yerleştirir eseri. Çünkü ayna metaforuyla,<br />

Tanrı’nın varlığıyla görünür hâle gelir yaratılanlar, yaratım/nesne/modus olmasa da Tanrı vardır.<br />

Spinoza, Goethe ve Gide’se tam tersini savunur.<br />

Tanrı, İsa, Meryem, din, aşk, haz, dil, mantık, kendini tanımak, zaman, korku, ilerleme, bilgelik… gibi<br />

kavramların yanında romantik yazın’a da eleştiri getirir Gide. Özellikle melankoli ve acı merkezli bu<br />

yazına karşı çıkış nedeni acının yüceltilip sevinç’in değersizleştirilmesidir. Buralarda daha çok<br />

Hıristiyanlık ilâhiyatının acı merkezli dünya hayatı görüşüne, karşı-görüş ortaya koyar. İlerleme fikrine<br />

Dünya Nimetleri’nde karşı çıkan Gide, Yeni Nimetler’de ilerlemeyi kişinin kendisinin ilerlemesini esas<br />

alarak ilerlemeyi başka bir bakış açısıyla destekler(s:192).<br />

www.derindusunce.org<br />

Fikir Platformu<br />

133

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!