08.09.2015 Views

(3)

Kitap Tanıtan Kitap (3) - Blogdan.Net

Kitap Tanıtan Kitap (3) - Blogdan.Net

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Kitap Tanïtan Kitap (3)<br />

Çağımızda sermaye, yeni sermaye üretmek amacıyla üretiliyor. Sorduğunuzda alacağınız cevap<br />

genelde aksi de olsa, sermaye kullanımındaki başlıca amaç sermayenin kendisini büyütmesidir.<br />

Aslında, bu çok saçma ve düpedüz ahmakça bir tutum. Bu sistemde, geçmiş birikimler yalnızca daha<br />

fazla sermaye biriktirmek için kullanıldığı ölçüde sermaye kabul ediliyor. Sermayeyi sırf biriktirmiş<br />

olmak için biriktirmek, insanlık tarihinde her zaman vuku bulmuştur, yeni bir şey değil. Ancak bu<br />

biriktirme hırsı hemen her zaman kötü ahlakın bir şubesi sayılmış, kerih görülmüş ve kötülenmiştir.<br />

Modern kapitalist dünyada ise doğal, makul, makbul ve meşru addediliyor. Hatta teşvik ediliyor ve bir<br />

devlet düzeni, bir rejim ismi olarak sistemleştiriliyor. En büyük fark burada. Birçok dini ve mistik<br />

öğreti içinde nehiy edilen gayri ahlaki bir tutum, çağımızda kurumsallaşmış bir vaziyettedir.<br />

İnsanoğlunu kendi kendine esir eden de bu yaklaşımdır. Özgürlük yolunu kapatan servet değil servet<br />

tutkunluğudur; zevkli şeylerin tadını çıkarmak değil, bunun için kıvranmaktır. ( s. 43)<br />

Kurumsallaşmış açgözlülüğün en çarpıcı etkilerinden biri çalışanlar üzerinde gösteriyor kendini.<br />

Karlılığı arttırmak ve “olmazsa olmaz” büyümeyi sağlamak gayesiyle maliyetleri azaltmak için, üretim<br />

süreçlerinden insan öğesi çıkartılabildiği ölçüde üretim sorununda çözüme yaklaşıldığına inanılıyor.<br />

Makinelere yatırım yapmak, çalışması için işçilere para ödemekten daha ucuz olduğu sürece<br />

makineleşme yolunda ilerlemede hiçbir sakınca görülmüyor. Sanayinin ideali, canlı etkeni ve hatta<br />

insan etkenini bile eleyerek ortadan kaldırmak ve üretim sürecini makinelere devretmektir. ( s. 84)<br />

Ekonomizmi putlaştırmanın kaçınılmaz sonucu insanın önemini yitirmesidir. ( s. 88 )<br />

Sanayinin/üretimin/ekonominin bütün ilerlemesi insansız bir ekonomiye doğru akıyor. İş gücü en<br />

düşük düzeyine indirilmeye çalışılıyor, maliyetleri azaltma adına. Makine başında kalan son insanlar<br />

da asli unsur değil; makineye/üretim süreçlerine eklemlenmiş bir parça gibi. Gitgide silikleşiyor insan,<br />

hükümsüzleşiyor devasa mekanizmalar karşısında.<br />

Geçenlerde bir liberal yazar sevinçle ve neşeyle dolu şunları yazıyor köşesinde: “Sanayi Sonrası<br />

Dönem, işi, işçiyi, çalışmayı, çalışma saatlerini boşa çıkarmaya devam ediyor… Çünkü Sanayi Sonrası<br />

Dönem ya da Bilgi Çağı için tek ölçü, ‘ yeni buluş’… Dolayısıyla patent ve inovasyon… Patent ve<br />

inovasyon, çünkü ‘beyinsel icatlar’, kol gücünden çok daha büyük zenginlik üretiyor… ‘Buluş çağına’<br />

uyan kazanıyor, uymayan kaybediyor.” Araştırma-geliştirme çalışmalarının ve patentin önemine<br />

değindikten sonra, bunların olmazsa olmaz parçası sayılan “sayısı azaldıkça kalitesi artan ‘iş gücü<br />

niteliği’ni konuşmamız gerektiğini ekliyor.<br />

Mutluluk saçarak bildiriyor yazısında değindiği gelişmeleri. Sormak lazım: “insan” bu<br />

değerlendirmenin neresinde? Sadece insan değil “doğa” bu anlayışın neresinde? Hümanistim demek<br />

ve çevre örgütlerine destek vermek düşüncelerinizi temize çıkarmaya yetmez. Hayatınızın merkezine<br />

sadece zenginlik üretmek/sermaye biriktirmek yerleşmişse ve tek gayeniz ‘para yapmak’ olursa, iki<br />

seçenek arasında kaldığınızda, pek fazla tereddüt etmeden insan ve doğayı gözden çıkarabilirsiniz.<br />

Ayrıca ülkemizde de bu gayri insani anlayış yeterince benimsenmediği için dövünüyor, söz konusu<br />

yazarımız. Gözünü Batı’dan kıl kadar saptırmadan mütemadiyen oradan ülkemize “ilim ve hikmet”<br />

transfer eden aydınlarımız nerede yaşadıklarını, kime hitap ettiklerini, hangi değerlere sahip insanlar<br />

arasında olduklarını unutuyorlar. Batı’da biçilmiş gömleği olduğu gibi bizim insanımıza giydirmeye<br />

çalışıyorlar.<br />

Herkes gibi Schumacher de ‘eğitim şart’ diyor ve fakat burada bırakmıyor. Ekliyor: Nasıl bir eğitim?<br />

Eğitimin amacı nedir? Eğitimin önemi bahsinde Schumacher can alıcı bir noktaya dikkat çekiyor. Tek<br />

başına bilginin, örneğin bir know-how’un bir başkasına iletilmesi midir amaç? Bu bilgiyle beraber<br />

sağduyu, vicdan ve bilgelik de aktarılmazsa ne işe yarar o bilgi? Ne tür felaketlere sebep olur hatta?<br />

www.derindusunce.org<br />

Fikir Platformu<br />

86

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!