Bir adam kendisine çocuk veren kadından ayrılmak isterse ... - MÜZE
Bir adam kendisine çocuk veren kadından ayrılmak isterse ... - MÜZE
Bir adam kendisine çocuk veren kadından ayrılmak isterse ... - MÜZE
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
18<br />
Ekonomi tarıma dayalı<br />
Sümerler Mezopotamya’ya geldikten sonra tarım<br />
ve hayvancılığa başlamışlar. Buğday, arpa ekmişler,<br />
meyve sebze yetiştirmişler. Buğdaydan un<br />
yapıp çok çeşitli ekmekler üretmiş, arpadan bira<br />
yapmışlar. Artan tahılları ihraç etmişler.<br />
Hayvanların tüylerini eğirip, tezgâhta dokuyup<br />
kumaş yapmışlar. Sadece bir mabette 1500<br />
tezgâh varmış.<br />
Sütten yağ ve peynir üretmişler. Ayrıca susam<br />
yağı yapmışlar. Tarım ürünlerini satıp, dışarıdan<br />
kıymetli taş, altın, gümüş alıp onları işlemiş<br />
ve tekrar dışarıya satmışlar. Çömlek atölyeleri<br />
kurmuşlar.<br />
Sümerler ekonomik yaşamlarını çok düzgün<br />
olarak kayıtlara geçirmişler: Çömleğin ne kadar<br />
büyüklükte olacağı, kaç kişi tarafından, ne kadar<br />
sürede yapılacağı... Dokuma tezgâhında kaç<br />
kişinin çalışacağı, kullanılacak kumaşın miktarı<br />
ve o işin ne kadar zamanda yapıldığı...<br />
Ürünler satış ve dağıtım için mabetlerde toplanmış,<br />
satışlar kontrollü olarak oradan yapılmış.<br />
Gümüş ve bakır para olarak kullanılmış, arpa<br />
karşılığı da alım satım yapılmış.<br />
Economy based<br />
on agriculture<br />
Sumerians began to practice<br />
agriculture and stockbreeding<br />
after settling down in Mesopotamia.<br />
They cultivated wheat<br />
and barley, grew fruits and<br />
vegetables. They made flour<br />
out of wheat and fabricated<br />
many sorts of breads, brewed<br />
beer from barley, exported<br />
surplus cereals. They span<br />
animal hair and manufactured<br />
textiles on weaving looms. There<br />
were 1500 looms in one temple. They produced<br />
butter and cheese out of milk. They also produced<br />
sesame oil. They sold their agricultural products and<br />
in return, bought precious stones, gold and silver,<br />
out of which they fabricated jewellery and sold<br />
them to people of neighbouring lands. They created<br />
pottery workshops. They kept detailed records of<br />
their economic activity, like the size of the pottery to<br />
manufacture; the number of people needed to make<br />
it and in which time span it would be completed...<br />
Or, how many workers were employed on a weaving<br />
loom, the amount of the output material and the<br />
amount of time needed to finish the work. Various<br />
products were stocked in temples/warehouses, for<br />
sale and distribution purposes. Sales were carried out<br />
in a controlled and orderly manner and documented.<br />
Silver and gold were used in transactions, but barley<br />
was also used as a form of payment.<br />
Muazzez İlmiye Çığ ‘Sümerli Ludingirra’ adlı<br />
kitabı için şunları söylüyor:<br />
“Biliyor musunuz, aslında Ludingirra o<br />
tabletleri yazmadı. Onu ben kurgu yaptım.<br />
‘Zaman Tünelinde Sümer’e Yolculuk’ ilk<br />
kitabım. O zaman bana telefonlar geldi<br />
ailelerden, ‘siz <strong>çocuk</strong>lar için yazmışsınız ama<br />
biz de çok yararlandık’ diye. Onun üzerine<br />
ben Sümerli Ludingirra’yı yazdım. Adamın<br />
şiirlerini biliyoruz. Yazılan bütün o konular<br />
tabletlerde olan konular ama ben onu daha<br />
kolay anlaşılması için kurgulayarak sundum<br />
okurlara. Mümkün mertebe kısa yazıyorum<br />
fazla sıkıcı olmasın ve kolay okunsun<br />
istiyorum. Ben doğrudan doğruya konuya<br />
giriyorum.”<br />
Muazzez İlmiye Çığ declares the following on<br />
her book ‘Ludingirra the Sumerian’:<br />
“Actually Ludingirra is not the author of<br />
these tablets. I fictionalized that. When my<br />
first book ‘Time Tunnel Voyage to Sumer’<br />
was published, I received phone calls from<br />
parents telling me that they found this book<br />
very instructive for both their children and<br />
themselves. Thereupon, I wrote ‘Ludingirra<br />
the Sumerian’. His poems are known and<br />
all the themes are those mentioned in the<br />
tablets. I just re-arranged that in a fiction to<br />
make it easier for the readers to understand.<br />
I don’t want to bore the reader; I try to be<br />
brief and direct.”<br />
olması lazım. Tapınakları tanrı evi olarak yapıyorlar, tanrıları heykel olarak koyuyorlar.<br />
Perdelerle ayırıyorlar. Önlerine masa koydukları tanrılarına yiyecek getiriyorlar. Tanrıların<br />
ellerini leğenlerin içine ibrikle su dökerek yıkıyor, havluyla kuruluyorlar. Leğenlerin,<br />
ibriklerin altından olanları varmış. Ancak mezarlarda rastlanabilir bunlara. Amaçları, bu<br />
mabetlerde tanrıları eğlendirmek. Çünkü eğer tanrılar eğlenirse, keyiflenirse, insanlara<br />
zararları olmayacak. Tanrılar eğer kızarsa, afet veriyor. Sel oluyor, fırtına kopuyor. Yani,<br />
insanlar günah işledi de, tanrılar ceza verdi diye bir şey yok orada. Günah mefhumu<br />
yok.<br />
<strong>MÜZE</strong> DERGİ: Tapınakların içinde okul da var mıydı?<br />
MUAZZEZ İLMİYE ÇIĞ: “Okullar ilk çağlarda yalnız okur- yazar yetiştirmek ve ekonomide<br />
kayıt tutmak amaçlı. Daha sonra bilim <strong>adam</strong>ı yetiştiren okullar da oluyor. Orada<br />
yetişenler okullarda okunacak kitapları hazırlıyor, başka şehirlerdeki okullara gönderiyorlar.<br />
Ayrıca bir de akademinin yetiştirdiği insanlar var; şiirler, ilahiler, destanlar,<br />
ağıtlar, efsaneler yazmışlar. Bunları yazanlar sanatçılar. Bu eserler çeşitli yerlerde<br />
kütüphanelere konuyor. Kütüphanelerde tasnifler yapmış, kilden etiketler hazırlayıp,<br />
iplerle raflara asmışlar. Arşivleri de var; mabetlerde, saraylarda yapılanlar, vergiler, gelen<br />
hediyeler günlük olarak yazılmış. Günlükler toplanmış, haftalıklar, aylıklar, yıllıklar<br />
istatistik olarak ortaya çıkmış. Hakim ve yargıçların verdiği kararları küp içine koyarak<br />
saklamışlar. Ayrıca hukuki belgeler ve anlaşmalar var. İlk kanunu da zaten 4 bin yıl önce<br />
Sümerler yapmıştı.”<br />
<strong>MÜZE</strong> DERGİ: Bugün kullandığımız takvimi Sümerler’in bulduğu doğru mu?<br />
MUAZZEZ İLMİYE ÇIĞ: “Evet, ay, saatler. Yalnız onlar bizim iki saati bir saat olarak<br />
kullanıyorlar. Günü 12 saat olarak yapmışlar. 60 tabanlı sayı bulmuşlar. Dereceler<br />
için son derece önemli. Hesaplar 60 tabana göre yapılmış.<strong>Bir</strong> saatin 60 dakikadan, bir<br />
dakikanın 60 saniyeden oluşması ya da dairede 360 derece olması gibi... Geometri ve<br />
cebirin ilk formüllerini ortaya koyan Sümerler’in matematik bilgileri, günümüz matematiğinin<br />
temeli olarak kabul edilir. Matematik, astronomi biliyorlar. Burçları biliyorlar.<br />
Bütün burçların adlarını aynen devam ediyoruz. Kepler’e kadar bilinen ilk beş gezegeni<br />
Sümerler keşfetmişti.”<br />
<strong>MÜZE</strong> DERGİ: Anadolu’da Sümerler’e dair herhangi bir eser kalıntısı var mı?<br />
MUAZZEZ İLMİYE ÇIĞ: “Hayır, Anadolu’ya hiç çıkmamışlar, gelmemişler.”<br />
<strong>MÜZE</strong> DERGİ: Sümeroloji’yi siz o zaman nasıl keşfedip seçtiniz, nereden aklınıza<br />
geldi?<br />
MUAZZEZ İLMİYE ÇIĞ: “Biz iki arkadaşız ve Eskişehir gibi güzel bir yerde öğretmeniz.<br />
İkimiz de biraz kaçıktık tabii. Dil Tarih Coğrafya Fakültesi açıldı, öğretmenleri de bir kereliğine<br />
kabul etmeye kalktılar. Biz ondan yararlanıp, kalktık gittik. Gözü kapalı iki kız...<br />
Ben Fransızca istiyordum. Fakat bölümler doldu dediler…”