Bir adam kendisine çocuk veren kadından ayrılmak isterse ... - MÜZE
Bir adam kendisine çocuk veren kadından ayrılmak isterse ... - MÜZE
Bir adam kendisine çocuk veren kadından ayrılmak isterse ... - MÜZE
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
34<br />
görkemli yapılarsa Mısır Hıdivi İsmail<br />
Paşa’nın sarayı ve aile mensuplarının<br />
yaşadığı 7 yalıydı.<br />
Atlı Köşk devri<br />
Takvimler 1923 yılını gösterirken<br />
Emirgan sahilhanesinde yeni ve<br />
“modern” bir yapı yükseldi.<br />
İsmail Paşa’nın torunu Prens<br />
Mehmed Ali Hasan’ın<br />
yaptırdığı bina, dönemin<br />
ünlü ismi İtalyan mimar<br />
Eduardo De Nari’nin imzasını<br />
taşıyordu. Ama Emirgüneoğlu<br />
gibi Prens Hasan da çok uzun<br />
süre oturamayacaktı o binada. Türkiye Cumhuriyeti kendi değerlerini<br />
yaratıyordu artık. Mısır Hıdivi’nin mirasçıları da tıpkı diğer Osmanlı<br />
seçkinleri gibi bazı mülklerini elden çıkartmaya, daha mütevazı hayatlar<br />
kurmaya veya Türkiye dışında yaşamaya başlamışlardı.<br />
Emirgan sahilindeki bu muhteşem köşk, pek çok kişi gibi Türkiye’nin en<br />
önemli sanayicilerinden Hacı Ömer Sabancı’nın da dikkatini çekmişti.<br />
Sabancı, 1950 yılında köşkü Prenses İffet’den satın aldı.<br />
Köşkün alamet-i farikası kabul edilen at heykellerinin köşkle buluşması<br />
da bu sayede oldu. Sabancı Ailesi Fransız heykeltıraş Louis Doumas’ın<br />
1864 yılında yaptığı at heykelini alarak bahçeye yerleştirdi. İkinci atsa<br />
daha uzak bir geçmişe nazire yapıyordu.<br />
Aile, İstanbul’a düzenlenen 4’üncü Haçlı Seferi sırasında Sultanahmet<br />
Meydanı’ndan Venedik’e götürülüp San Marco Kilisesi’nin önüne yerleştirilen<br />
dört attan birinin dökümünü alarak bahçeye yerleştirdi.<br />
Tarihin sessiz tanığı Emirgan’da artık Atlı Köşk zamanıydı!<br />
Müzeyle kapılar açılıyor<br />
Hacı Ömer Sabancı’nın 1966 yılındaki vefatından sonra Türkiye’nin en<br />
önemli sanayicilerinden ve en renkli simalarından Sakıp Sabancı, Atlı<br />
Köşk’e yerleşti.<br />
Sabancı ailesi sadece sanayi alanında yatırımlara imza atmakla kalmıyor<br />
aynı zamanda sanata da önem veriyordu. Ailenin kısa zamanda<br />
hatırı sayılır bir hat ve resim koleksiyonu oluşmuştu. Sakıp Sabancı ile<br />
röportaj yapmaya giden gazeteciler, gördükleri sanat eserleri karşısında,<br />
kendilerini adeta bir müzede gibi hissettiklerini söylüyor, Sakıp Sabancı<br />
da sık sık biriken koleksiyonunu halkla paylaşmak istediğini dile getiriyordu.<br />
Nitekim Sakıp Sabancı, ailesiyle birlikte 32 yılını geçirdiği bu<br />
köşkün müzeye dönüştürülmesi için 1998 yılında harekete geçti. Bina<br />
ve içindeki tüm eserler müzeye dönüştürülmek üzere Sakıp Sabancı<br />
Üniversitesi’ne devredildi. Koleksiyonlar, Sakıp Sabancı’nın adını taşıyan<br />
bir müzede sergilenecek yani halkın malı olacaktı. Bina büyük bir<br />
restorasyona tabi tutuldu. Müze Sakıp Sabancı hayata veda etmeden iki<br />
yıl önce yani 2002 yılında kapılarını açtı. 2005 yılında yapılan düzenlemeyle<br />
genişletildi. Sonrasında da zengin koleksiyonu, ev sahipliği<br />
yaptığı uluslararası geçici sergiler, konservasyon birimleri, örnek eğitim<br />
programları, gerçekleştirdiği konser, konferans ve seminerlerle uluslararası<br />
alanda dikkat çekmeye başladı.<br />
Müzeyi Türkiye’de gündemin ön sıralarına taşıyansa dev isimlerin sergileri<br />
oldu. Sabancı Müzesi, Türk halkını Picasso, Dali, Rodin gibi dünyanın<br />
en ünlü sanatçılarının eserleriyle buluşturdu. Müze bu yıl 10’uncu<br />
yaşını kutlamaya hazırlanıyor. Böyle önemli bir kavşakta da efsane bir<br />
sanatçıyı, Rembrandt’ı ağırlıyor.<br />
Üstte: <strong>Bir</strong> Çift Düğün Eldiveni, 1622 Kuzey Hollanda, oğlak derisi, ipek, saten,<br />
altın sırma, tatlı su incileri, uzunluk 24 cm. Sağda: Delft Baharat Kutusu, 1660-80,<br />
seramik, yükseklik 19,5 cm. Sağ sayfa, sol üstte: Hoca Ali Rıza, manzara, tarihsiz,<br />
tuval üzerine yağlıboya, 54 x 73 cm. Sağ üstte: Şevket Dağ, Ayasofya, 1906, tuval<br />
üzerine yağlıboya, 250 x 180 cm. Altta: Nazmi Ziya Güran, Şezlongda Pembeli<br />
Kadın, 1904, tuval üzerine yağlıboya, 54 x 73 cm.<br />
Above: A pair of wedding gloves, 1622 North Holland, goat leather, silk, satin, gold<br />
gimp, freshwater pearls, length 24 cm. Right: Delft Spice Box, 1660-80, ceramic,<br />
height 19,5 cm. Right page, above left: Hoca Ali Rıza, landscape, undated, oil on<br />
board, 54 x 73 cm. Above right: Şevket Dağ, Ayasofya, 1906, oil on board, 250<br />
x 180 cm. Below: Nazmi Ziya Güran, Lady in Pink on Chaise Longue, 1904, oil on<br />
board, 54 x 73 cm.<br />
Khedive Ismail Pasha and seven mansions occupied by the members<br />
of his family.<br />
Equestrian Villa<br />
After the foundation of the Turkish Republic, Prince Mehmed Ali<br />
Hasan, grandson of Khedive Ismail Pasha purchased in 1927 a<br />
derelict house at Emirgân, which used to belong to his forefathers<br />
during the 19 th century and, commissioned the renowned Italian architect<br />
Edouard de Nari to build a new mansion. However, the house<br />
remained unused for many years until the elder sister of the Egyptian<br />
Prince, Princess Iffet Hasan made it her home in 1944.<br />
Meanwhile, the Turkish Republic was creating its own values and<br />
Ottoman elites like the heirs of Egyptian Khedives were selling their<br />
properties in Turkey to lead less grand-style lives abroad.<br />
In 1951, Hacı Ömer Sabancı, father of Sakıp Sabancı and founder<br />
of Sabancı Holding, purchased the mansion from Princess Iffet for<br />
spending summer months with his family. Inside the entrance gate of<br />
his mansion, he placed the bronze statue of a horse he purchased at<br />
an auction. The sculpture was designed by Louis Daumas in Paris in<br />
1864 and cast by Vor Thiebaut. The second equestrian statue placed<br />
in the villa’s courtyard is a reference to an older episode of Istanbul’s<br />
history. That statue is a replica of one of the four horse sculptures<br />
stolen from the city during the 4 th Crusade campaign and currently located<br />
in front of the San Marco Basilica in Venice. Hence, the house<br />
became popularly known as Atlı Köşk, the “Equestrian Villa”.<br />
Thus the time of the Equestrian Villa began at Emirgân, the silent<br />
witness of history!<br />
The Museum opens its doors<br />
Hacı Ömer Sabancı and his family lived in the mansion until his<br />
decease in 1966. Thereafter, the mansion was home to Sakıp Sabancı<br />
and family between 1969 and 1999. The Sabancı family was not only<br />
investing in industrial undertakings, but also to a great extent in<br />
works of art. The collection became so vast and sophisticated over<br />
the years that Sakıp Sabancı decided to share it with the public. The<br />
mansion was leased in 1998 for a period of 49 years to Sabancı University<br />
along with all the antique furnishings and art collections. The<br />
museum bearing his name was inaugurated in 2002, two years before<br />
Sakıp Sabancı’s passing away and further extended in 2005. Today,<br />
the original mansion and a modern gallery annex host extensive art<br />
collections of the19 th and 20 th centuries. Beyond the abundance of its<br />
rich permanent collection, the Sakıp Sabancı Museum grew rapidly<br />
into a cultural sanctuary due to its conservation workshops, the<br />
international temporary exhibitions, the seminars, training courses,<br />
musical concerts, conferences it is hosting throughout the year.<br />
Finally, the exhibitions of great masters such as Picasso, Dali, Rodin<br />
put the museum on the front page of the public agenda. This year, on<br />
the occasion of its tenth anniversary, the museum is hosting another<br />
legendary painter, namely Rembrandt.<br />
Collections of the museum<br />
President of the Sabancı Museum is an internationally acknowledged<br />
scholar, Dr.Nazan Ölçer. Having studied ethnology, ancient history<br />
and history of art at the Ludwig Maximilian University<br />
in Munich, she worked intensively at the University’s<br />
antiquity and ethnology collec- tions as well as<br />
at the Munich Museum for Ethnology. She<br />
began working in 1972 as curator at the<br />
Museum of Turkish and Islamic<br />
Art in Istanbul.<br />
Between 1978