30.04.2013 Views

Çözüm Zulme Karşı - Yürüyüş

Çözüm Zulme Karşı - Yürüyüş

Çözüm Zulme Karşı - Yürüyüş

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Sayı: 304<br />

<strong>Yürüyüş</strong><br />

19 Şubat<br />

2012<br />

24<br />

şeye rağmen direnecek ve devrim mücadelesini<br />

bu duruma denk düşen araçlarla<br />

geliştireceğiz.<br />

Tabi ki direneceğiz. Biz devrim<br />

yapmak istiyoruz. O halde bedellerini<br />

göze alarak halka gerçekleri açıklayacağız<br />

ve göstereceğiz.<br />

Bedelleri nedir? İşkence, gözaltı,<br />

tutsaklık, katliam, kaybetme ve her türlü<br />

vahşet... Bunları devrimci mücadelenin<br />

bir parçası sayıp, onlara karşı direnişi<br />

vazgeçilmez koşul sayıp, hareket<br />

tarzımızı, kadroların ve kitlelerin<br />

eğitimini, her şeyi buna göre ayarlayıp<br />

devrimci mücadeleyi sürdüreceğiz.<br />

Direnişler örgütlemeliyiz. Bu direnişleri<br />

örgütlenmeyi mücadele tarzının<br />

gerçekliğinin ışığında ele almamız<br />

gerekir. Yani her alanda duruma denk<br />

düşen araçları devreye sokmalıyız.<br />

Örgütlenmenin İmha<br />

Olmasını İstemiyorsak,<br />

İllegal, Gizli Örgütlenmeyi<br />

Esas Alacağız:<br />

Özellikle partiyi korumak hayati<br />

önemde olduğundan parti tam bir gizlilik<br />

içinde örgütlenmek zorundadır.<br />

Ancak legal olanaklardan da yararlanacağız.<br />

Gizli örgütlenmezsek parti<br />

imha olur, legal olanaklardan yararlanmazsak<br />

partinin kitlelerle bağını kuramayız,<br />

kitleler içinde partiyi geliştiremez,<br />

yenileyemez, daralır ve yine imhaya<br />

açık hale geliriz. Bu nedenle ör-<br />

12 Şubat Pazar akşamı polis, çevik kuvvet otobüsleri,<br />

akrepleri ve panzerleriyle Okmeydanı’nı tam bir ablukaya<br />

aldı. Mahallenin giriş çıkışlarında yığınak yapan<br />

polis, saat 19.00’da akrepleri ve yüze yakın çevik kuvvet<br />

polisiyle mahalle içine girerek, Sibel Yalçın Parkı ve<br />

çevresini adeta işgal etti. Fazla bir zaman geçmeden bunu<br />

duyan mahalle halkı ve Halk Cepheliler, Sibel Yalçın Parkı’na<br />

girdiler.<br />

Parkın içinde bekleyen polislerin yanına kadar gelerek<br />

marşlar söyleyen, “Katil Polis Mahalleden Defol”,<br />

“Mahir Hüseyin Ulaş Kurtuluşa Kadar Savaş”, “Kurtuluş<br />

Kavgada Zafer Cephede”, “Halkız Haklıyız Kazanacağız”<br />

sloganlarını haykıran Halk Cepheliler’den<br />

duydukları korku yüzlerinden okunuyordu polislerin. Mahalleden<br />

defolup gitmelerini, halkı rahatsız etmemeleri-<br />

gütlenme konusunda illegal örgütlenmeyi<br />

temel almayanlar sağ sapma,<br />

legal olanaklardan yararlanmayanlar<br />

ise sol sapmayı temsil<br />

ederler. İki sapmanın da varacağı sonuç<br />

partinin imhasıdır. Bizim gibi ülkelerde<br />

faşizmin özgün karakterinden<br />

dolayı cunta gibi kısa dönemler<br />

hariç legal olanaklar vardır. Çünkü faşizm<br />

baskı ve terör uygularken bir yandan<br />

da demokrasicilik oyunu oynar. Bu<br />

demokrasicilik oyunu son derece sınırlı<br />

da olsa, hep baskı, terör altında da tutulsa<br />

bazı legal olanaklar sağlar.<br />

Mücadele tarzı açısından ise, silahlı<br />

mücadeleyi esas alacağız.<br />

Devletin silahı devreye soktuğu<br />

koşullarda silaha sarılmaktan başka yol<br />

yoktur. Silahı dayatan bir güç karşısında<br />

silaha sarılmamak ya teslimiyettir<br />

ya da imha olmaktır. O halde silaha sarılmak<br />

her şeyden önce bir zorunluluk<br />

olarak kendini dayatıyor. Bu nedenle<br />

ülkemizde oportünistler silahlı mücadeleden<br />

ne kadar uzak durmaya çalışırlarsa<br />

çalışsınlar, zaman zaman silaha<br />

baş vurmak zorunda kalırlar. Ama<br />

silaha sadece zorunluluk olarak baş<br />

vurduklarından, bir silahlı mücadele<br />

anlayışı, stratejisi ve örgütlenmesine sahip<br />

olmadıklarından, düşmanın artan<br />

baskısı karşısında eskiden daha da<br />

pasif bir konuma düşerek, teslimiyetten<br />

başka anlam taşımayan tamamen<br />

legal çalışmaya sığınıyorlar.<br />

Kısacası bizim ülkemizde devrim-<br />

Polis Okmeydanı Sokaklarından<br />

Marşlar ve Sloganlarla Kovuldu<br />

ciler, devrim yapmak istiyorlarsa silaha<br />

sarılmak zorundadırlar. Devrimci durumun<br />

varlığı da daha önce ifade ettiğimiz<br />

gibi, silahlı mücadelenin objektif<br />

temelini oluşturuyor. Yani bu çelişkilerin<br />

derin olması ve halkın silahlı mücadeleye<br />

duyarlı ve yatkın olması anlamı<br />

taşır. Silahlı mücadeleyi temel almak,<br />

bir silahlı mücadele stratejisine<br />

ve silahlı mücadele temelinde bir örgütlenmeye<br />

de sahip olmanın zorunluluğu<br />

anlamına gelir. Tabi silahlı mücadeleyi<br />

temel almak, politik mücadelenin<br />

barışçıl biçimleri yapılmayacak<br />

anlamına gelmez... Böyle bir anlayış<br />

bizi örgütlenmede olduğu gibi<br />

mücadele tarzı açısından da sol sapmaya<br />

götürür... Aksi taktirde silahlı mücadeleyi<br />

geliştirip kitleselleştiremeyiz.<br />

Dar kalır ve düşmanın silahlı mücadele<br />

örgütlerine karşı yönelttiği darbeler<br />

karşısında kendimizi yeniden<br />

ve yeniden üretemediğimiz için yok<br />

oluruz, silahlı mücadeleyi de yürütemez<br />

hale geliriz. O halde silahlı mücadeleyi<br />

temel alırken, diğer politik,<br />

ekonomik-demokratik ve ideolojik<br />

mücadeleyi de ona tabi olarak ele alacağız<br />

ve bu temelde her türlü olanaktan<br />

yararlanacağız...<br />

Bu haftalık konumuzu burada bitirelim.<br />

Haftaya görüşmek üzere hoşça<br />

kalın.<br />

SÜRECEK<br />

ni söyleyen Halk Cephelilere söyledikleri ise korkunun<br />

ifadesiydi. Polis amiri; mahallede katil, işkenceci<br />

polisleri istemediklerini, halkı rahatsız etmeye,<br />

baskı altına almaya hakları olmadığını, mahalleyi<br />

terk etmelerini söyleyen Halk Cepheliler’e,<br />

“Söyleyin arkadaşlarınıza, sizin için gelmedik. Bir istihbarat<br />

üzerine geldik. Zaten şimdi gidiyoruz…” diyerek<br />

hemen parktan ve çevresinden ayrıldılar.<br />

Okmeydanı çocuklarının sokak aralarından attığı küçük<br />

maytapların patlamasıyla yerlerinden zıplayan, sıraları<br />

birbirine karışan polislerin bu görüntüsü mahalle halkının<br />

ve Halk Cepheliler’in kahkahalarıyla karşılandı. Arkalarından<br />

Halk Cepheliler’in marşları ve sloganlarıyla<br />

geldiklerini gördüklerinde ise, “koca” polis ordusu, bir<br />

anda ara sokakların birinden kayboldu. Halk Cepheliler<br />

marşları ve sloganlarıyla mahallenin sokaklarında dolaştılar,<br />

polislerin yığınak yaptığı Anadolu kavşağına kadar<br />

yürüdüler. Halk Cephelilerin yürüyüşlerinin ardından<br />

bir süre sonra polis mahalleyi terketti.<br />

DEVRİMCİ SENDİKACILIK

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!