You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Sayı: 352<br />
<strong>Yürüyüş</strong><br />
17 Şubat<br />
2013<br />
28<br />
1<br />
Faşizm sermayenin emekçi kitlelere<br />
yöneltebileceği en azgın saldırıdır,<br />
Faşizm dizginlenmemiş bir şovenizm<br />
ve yağma sava şıdır,<br />
Faşizm kudurmuş bir gericilik ve<br />
bir karşı devrim hareketidir,<br />
Faşizm işçi sınıfının ve bütün<br />
emekçilerin en kor kunç düşmanıdır.<br />
“... faşizm, yerel ya da geçici bir<br />
olay değildir. Faşizm, emperyalizm<br />
ve sosyal devrim döneminde, kapitalist<br />
burjuvazi ve diktatörlüğünün<br />
sınıf hakimiyeti sistemidir. Burjuvazi,<br />
emperyalist savaştan Rus Devrimi’nden<br />
ve Sovyetler Birliği’nin on<br />
yıllık var lığından ve bu faktörlerin<br />
proletarya, köylü, baskı altın daki<br />
uluslar ve sömürge halkları üzerinde<br />
yaptığı büyük devrimci etkiden sonra,<br />
eski parlamenter demokrasi bi çimi<br />
ve yöntemleri ile halk kitlelerini sınıf<br />
egemenliği al tında tutamayacak ve<br />
kapitalist istikrar ve rasyonalizasyon<br />
görevlerini yerine getiremeyecektir.<br />
Burjuvazinin tek çıkar yolu kitleleri<br />
faşizmle zaptetmektir.<br />
Faşizm burjuvazinin sınıf egemenliğinin<br />
son aşamasıdır. Bütün<br />
burjuva devletleri eninde sonunda<br />
ya bir hükümet dar besi ile ya<br />
da «barışçı» bir yolla, ya da<br />
gaddarca ya da tatlı sert bir<br />
biçimde faşizme geçer; geçiş<br />
yöntemleri önemli değildir ve<br />
belirli bir ülkenin özel şartlarına,<br />
sosyal ya pısına, politik<br />
güçler ve sınıflar arasındaki<br />
dengeye bağ lıdır.” (Dimitrov-<br />
Faşizme Karşı Birleşik Cephe-Syf.32)<br />
Burjuvazinin, burjuva de-<br />
Tarihin En Gerici, En Şovenist,<br />
En Saldırgan ve Kan Dökücü<br />
Yönetimidir Faşizm<br />
mokrasisi ve Faşizm olmak üzere<br />
temel iki egemenlik biçimi vardır.<br />
Burjuva demokrasisi, burjuvazinin<br />
egemenlik araçlarından biri olması<br />
yanıyla, asıl olarak burjuvazi için<br />
demokrasi demektir. Ve burjuva<br />
demokrasisi; burjuvazinin egemenliğini<br />
gizlemesi, devletin “sınıflar<br />
üstü” olduğu yanılsamasını yaratması,<br />
burjuva düzeninin çirkinliklerini en<br />
iyi örten siyasal yönetim biçimi olması<br />
itibariyle, burjuvazi için en iyi,<br />
en güvenli yönetim biçimidir.<br />
Burjuva demokrasisi, burjuvazinin<br />
feodal mutlakiyete karşı zaferiyle<br />
kurduğu bir siyasal egemenlik biçimidir.<br />
“Faşizmin yönetimi ele geçirmesi,<br />
sadece bir burjuva hükümetin bir<br />
diğerini izlemesi değildir. Burjuvazinin<br />
-burjuva demokrasisinin belli<br />
bir sınıfsal egemenliği içeren devlet<br />
biçiminin, bir diğeriyle; açık terörist<br />
dik tatörlükle, değiştirilmesidir” Dimitrov-Faşizme<br />
Karşı Birleşik Cephe-Syf.54)<br />
Nasıl ki, kapitalist pazar, feodalizmin<br />
kapalılığına göre tarihsel olarak<br />
ileri bir aşamayı ifade ediyorsa, burjuva<br />
demokrasisi de feodal mutlakiyete<br />
karşı ileri bir aşamayı ifade<br />
eder. Fakat “özgürlük”, “eşitlik”,<br />
“kardeşlik” sloganlarıyla iktidara<br />
gelen burjuvazi, kurduğu egemenlik<br />
sistemi tarihsel olarak feodal mutlakiyetten<br />
daha ileri olmasına karşın,<br />
iktidarının daha ilk gününde, sözünü<br />
ettiği “özgürlük” ve “eşitlik”in yal-<br />
<strong>FAŞİZME</strong> <strong>KARŞI</strong> <strong>DEMOKRASİ</strong><br />
nızca kendisi için olduğunu gösterdi.<br />
Burjuvazi için demokrasi, sermayenin<br />
özgürce gelişeceği ve yarışacağı<br />
bir sistemdir.<br />
Dolayısıyla devlet, işçi ve emekçiler<br />
için bir diktatörlüktür. Almanya’da,<br />
İtalya’da, İspanya’da, Hitler,<br />
Mussolini ve Franco faşist rejimleri;<br />
tekelciliğin kendi içinde nasıl bir gericiliği<br />
barındırdığını ve burjuva demokratik<br />
hakların burjuva diktatörlüğünü,<br />
diktatörlük olmaktan çıkarmadığını<br />
göstermiştir.<br />
Burjuva demokrasisi, bugünkü<br />
sınırlarına kendiliğinden veya burjuvazinin<br />
ihsanıyla gelmedi. Ezilen<br />
sınıfların, yüzyılları alan, can bedeli<br />
mücadeleleri sonucu oluştu. Burjuvazi<br />
ise kendine iktidar yolunu açan ezilen<br />
sınıflara biçimsel bile olsa hak tanımak<br />
istemedi. Tam tersine kazanılan<br />
hakları yasaklama yoluna gitti.<br />
Kapitalizmde demokrasi bilinci,<br />
esas olarak işçi sınıfı ve emekçilerin<br />
büyük bedeller ödeyerek verdikleri<br />
mücadelenin kazanımları olarak gelişti<br />
ve yerleşti. Emekçiler, büyük<br />
bedeller ödeyerek, mücadele ile<br />
genel oy vb. yollarla siyasal iktidara<br />
etkide bulunma araçlarını elde ettiler,<br />
ekonomik-demokratik haklarını<br />
genişlettiler. Ama bunların<br />
hiçbiri, burjuvazinin egemenlik aygıtını<br />
sarsmıyordu. Burjuva demokrasisinin,<br />
burjuva egemenliğinin bir<br />
mekanizması olduğu ve diktatörlüğü<br />
içerdiği gerçeğini değiştirmiyordu.<br />
Salt biçimsel açıdan bu iradenin ifade<br />
edilişi dışında bir anlam taşımayan<br />
bu haklara, gerektiğinde<br />
de zorla el koyuyordu burjuvazi.<br />
Burjuvazinin demokrasisi kendineydi.<br />
Emekçi halklara düşense<br />
faşizmdi. Faşizmin istediği<br />
proletaryanın bütün sınıf<br />
örgütlerini yık mak, devrimci<br />
proleter öncüleri yok etmek ve<br />
milyonlarca emekçi için terör,<br />
kanunsuzluk ve karanlık bir<br />
kölelik rejimi kurmaktı.