27.10.2014 Views

ÇÜRÜYEN YOZLAŞAN DEVLETİNİZİ YIKACAĞIZ - Yürüyüş

ÇÜRÜYEN YOZLAŞAN DEVLETİNİZİ YIKACAĞIZ - Yürüyüş

ÇÜRÜYEN YOZLAŞAN DEVLETİNİZİ YIKACAĞIZ - Yürüyüş

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Evet, biz Marksist-Leninistler kindarız.<br />

“makul sol”dur. Emperyalizm<br />

ve işbirlikçileri için<br />

Katı ve sarsılmaz bir kin duygusunu<br />

her koşul altında savunuruz. Bizim<br />

bu tarz bir sol, zulüm ve sömürü<br />

düzenlerini demokrasi<br />

kinimiz sınıf kinidir... burjuvaziye,<br />

perdesi altında sür-<br />

emperyalist sisteme duyduğumuz<br />

dürmek için gerekli ve faydalıdır<br />

da!<br />

kindir. Bu kin olmadan bir devrimci<br />

savaşamaz. Savaşmayan bir devrimci<br />

Burjuvazi, özellikle<br />

‘80’li yılların sonlarından itibaren<br />

devrimci kalamaz. Ölür!<br />

başlattığı ve<br />

SSCB’nin yıkılışıyla yoğunlaştırdığı<br />

ideolojik saldırısında,<br />

halkları ideolojik anlamda da silahsızlandırmayı<br />

hedefledi. Barış, diyalog,<br />

sınıfsallığı reddetme, intikamdan,<br />

kinden, zordan, silahlı<br />

mücadeleden uzaklaşma, bu ideolojik<br />

saldırının en önemli boyutlarından<br />

biriydi.<br />

politik özden uzak şekilde tanımlamaya<br />

başlamış; suçların nedenlerinin<br />

ve sorumlularının belirsizleştirilmesine<br />

ortak olmuştur. 12 Eylül Amerikancı<br />

Faşist Cuntasından ve onun<br />

“sivil” devamcılarından hesap sormak<br />

için mücadele etmek yerine, “yakın tarihimizle<br />

yüzleşmeliyiz” çağrıları yapan<br />

bir sol mevcuttur. Öyle ki, cun-<br />

Emperyalizm öne sürdüğü teorilerle<br />

sınıf mücadelelerinin devrinin tanın işkencehanelerinde katledilen<br />

kapandığını, tarihin sonunun geldiğini devrimcilerin yakınları ve kimi sol<br />

ilan ediyordu ‘90’lı yılların başında. çevreler, “kin duymuyoruz, intikam<br />

Sınıflar yoktu onun teorisine göre ve gütmüyoruz” diye açıklamalar yapmaktadırlar.<br />

O zaman siz sol değilsi-<br />

sınıfların olmadığı yerde sınıf kini de<br />

olamazdı. Bu safsatalara karşı Marksizm-Leninizmi<br />

savunmakta ısrar retinden bile yoksun siyasi korkakniz.<br />

O zaman siz, adaleti savunma cü-<br />

edenler ise burjuvazi ve onun soldaki<br />

uzantıları tarafından kaba, dog-<br />

Hesap sormak, gerçek anlamda adalarsınız.<br />

Neden kin duymuyorsunuz?<br />

matik, dinazor olmakla suçlanıyordu. let istemek bu duygular olmadan<br />

Burjuvazi ideolojik olarak zararsız mümkün değildir. Cuntacılara işkence<br />

yaptıran, halka ve devrimcilere yö-<br />

hale getirdiği solu, Yeni Dünya Düzeni’nin<br />

uyumlu bir parçası yapmayı<br />

amaçlıyordu. Bunun için devrim, larını yaptıran sınıfsal politikalarıdır;<br />

nelik tüm zulüm ve baskı uygulama-<br />

silahlı mücadele, sınıf, proleterya sınıf kinleridir. Bunlara sahip olmayanlar,<br />

cuntalara, onun devamcılarına<br />

diktatörlüğü gibi kavramlar terk<br />

edilmeliydi.<br />

karşı mücadele edemezler.<br />

Emperyalizmin bu doğrultudaki Sıklıkla duyuyoruz; sol adına,<br />

çabaları solun bir çok kesiminde yurtseverlik, devrimcilik adına, “Bu<br />

önemli etkilerde bulundu. Solun çeşitli<br />

kesimlerinde sınıfsallıktan, devmasını”<br />

amaç edindiklerini söylü-<br />

ülkede kinin ve nefretin son bulrimci<br />

dilden uzaklaşmış, parlamenterizmi<br />

ve sivil toplumculuğa gövasızca<br />

sürerken, nasıl ve niye son<br />

yorlar. Sömürü ve zulüm böyle permülmüş<br />

düzeniçi tablosu, emperyalizmin<br />

bu saldırılarının yarattığı soniyor<br />

ki, “17.000 faili meçhulü unut-<br />

bulduracaksınız kini ve nefreti? Denuçturmaya<br />

hazırız”, deniyor ki, Diyarbakır’daki<br />

işkenceleri unutmaya hazı-<br />

Emperyalizmin etkisi altında, çarpık,<br />

içi boş bir hümanizmden (insancıllıktan),<br />

sevgiden, barıştan söz ama intikam peşinde değiliz... Bunrız,<br />

deniyor ki, 12 Eylül yargılansın,<br />

ederken sınıfsallıktan her geçen gün lar sınıflar mücadelesinde iktidar iddiasından,<br />

adalet için dişe diş bir mü-<br />

biraz daha uzaklaşmıştır sol. Öyle bir<br />

noktaya gelmiştir ki işbirlikçi oligarşinin<br />

katliam ve işkence suçlarını zeniçileşmiş talep ve söylemlerdir.<br />

cadele anlayışından uzaklaşmış, dü-<br />

“toplumsal utanç”, “vicdanımızı yaralayan<br />

olaylar” gibi sınıfsallıktan ve<br />

Sınıf kininin yokluğu ya da zayıflığının<br />

geldiği noktadır bu. Halkının<br />

acılarını unutmaya<br />

hazır olmak! Bu anlayışın<br />

uzlaşmaya, düzen içileşmeye<br />

götürdüğünü görmek<br />

için dünyadaki birçok<br />

örneğe bakmak yeterlidir.<br />

Kin duymayan<br />

sevemez<br />

ve savaşamaz<br />

Şöyle formüle etmemiz mümkündür:<br />

Halk ve vatan sevgimizin<br />

büyüklüğü, emperyalizme olan öfkemizin<br />

ve kinimizin büyüklüğünü<br />

de belirler. Halkı ne kadar çok<br />

seviyorsak, emperyalizme kinimiz<br />

o kadar büyük olur. Emperyalizme<br />

kin duymayanların, kinle savaşmayanların<br />

halkı ve vatanı sevdikleri tartışmalıdır.<br />

Feda savaşçısı Didem Akman faşizmin<br />

mahkemelerinde eylemini<br />

savunduğu “yargılama” sürecinde,<br />

burjuvazinin devrimcileri “sevgiden<br />

mahrum sorunlu insanlar” olarak<br />

göstermeye yönelik saldırılarına şöyle<br />

cevap vermişti:<br />

“Öfkemizin büyüklüğü sevgimizin<br />

büyüklüğüdür.” Akman, sevgi, nefret,<br />

kin, öfke... gibi değerler üzerinden<br />

burjuvazinin yürüttüğü idelojik<br />

saldırılara da cevap vermiştir aslında.<br />

İnsanları sevmenin, sevginin gerçek<br />

ve tam anlamına burjuvaziye, emperyalist-kapitalist<br />

sisteme kin duyularak<br />

ulaşılabilir. Kin ve öfke olmadan<br />

sevgi tek başına yaşanabilecek<br />

bir duygu değildir.<br />

Sınıflı bir toplumda duygu ve<br />

düşüncelerimizden kin duygusunu atmak,<br />

öfke duygusunu kaybetmek, aslında<br />

insanlığımızdan birçok şey<br />

kaybetmektir. İnsanı insan yapan<br />

onur duygusu, adalet duygusu, namus<br />

duygusudur. Haksızlığa, adaletsizliğe,<br />

onursuzluğa öfke duymayan,<br />

bunlara neden olanlara kin duymayan<br />

toplumsal anlamda ne kadar insandır?<br />

Elbette biz Marksist-Leninistler<br />

açısından halk için, işçi ve emekçiler<br />

için söylediklerimizden çok daha<br />

fazlasını ifade etmektedir kin duy-<br />

Sayı: 271<br />

<strong>Yürüyüş</strong><br />

5 Haziran<br />

2011<br />

<strong>ÇÜRÜYEN</strong> <strong>YOZLAŞAN</strong> <strong>DEVLETİNİZİ</strong> <strong>YIKACAĞIZ</strong><br />

3 3

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!