31.12.2014 Views

Stieg Larsson

Stieg Larsson

Stieg Larsson

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

tutacağını hesaplamak bile istemiyor, daha da kötü olabilirdi diye<br />

düşünüyordu. Mahkeme onu yedi konuda suçsuz bulmuştu.<br />

Mahkeme kararı okunurken midesine kramplar girmesine çok<br />

şaşırmıştı. Çünkü dava açıldığında, eğer bir mucize<br />

gerçekleşmezse, mutlaka ceza alacağını biliyordu. Artık sızlanmanın<br />

faydası yoktu, buna alışması gerekti. İki gün süren mahkeme<br />

boyunca ve şu an elinde tuttuğu kararın kesinleşmesini beklediği on<br />

bir günlük sürede oldukça sakindi. Ama şimdi bedenini bir<br />

huzursuzluk kaplamıştı.<br />

Lokmaları boğazında çoğalıyordu. Sandviçi bir kenara bıraktı.<br />

Bir haberden dolayı ilk defa ceza alıyordu. Aldığı hapis cezası<br />

pek önemli sayılmazdı. Ama ekonomik açıdan bakıldığında oldukça<br />

ciddi bir cezaydı. Millennium'un kaynaklan sınırlı, diğer dergilerle<br />

karşılaştırıldığında satış rakamları çok düşüktü -kendi yağında<br />

kavruluyordu- ama yine de bu karar, dergi için dünyanın sonu demek<br />

değildi. Asıl sorun Mikael'in yazar ve genel yayın yönetmeni<br />

olmasının yanı sıra, aptal bir şekilde, derginin ortaklarından biri de<br />

olmasıydı. Yani 150.000 kronluk cezayı kendi cebinden ödeyecekti,<br />

bu da birikimlerinin suyunu çekmesi demekti. Dergi yalnızca<br />

mahkeme masraflarını ödeyecekti ki, akıllı bir bütçeyle bu<br />

halledilebilirdi.<br />

Evini satmak zorunda kalma ihtimali canını acıttı. 1980'lerin<br />

sonunda, bir süre dolgun bir maaşla iş bulduğunda bir ev alma<br />

hevesine kapılmış, birçok daireye baktıktan sonra Belman<br />

Sokağı'nın hemen başında 65 metrekarelik bir çatı katı bulabilmişti.<br />

Dairenin eski sahibi, daireyi daha oturulabilir bir hale sokmak için<br />

restorasyon faaliyetlerine giriştikten hemen sonra, bir dot-com<br />

şirketinde bulduğu bir iş için yurt dışına taşınmış, Mikael'e evin yarım<br />

kalan işlerini bitirmek kalmıştı. Bu nedenle ev ona ucuza mal<br />

olmuştu. İç mimarın çizimlerini beğenmeyen Mikael, her işi kendi<br />

yapmış, parasını banyo ve mutfağa yatırarak geri kalanını boş<br />

vermişti. Yerlere parke döşemek yerine eski tahtaları zımparalamış<br />

ve iki odalı daire yapma planını bir tarafa bırakarak, bombeli<br />

duvarları düzeltmeden, üzerlerini beyaza boyamış ve çatlakların<br />

üzerini Emanuel Brenson'un iki suluboya tablosunun arkasına<br />

gizlemişti. Sonuçta kitaplıklarla böldüğü tek odadan, biri yatak odası<br />

olmak üzere iki oda çıkartmıştı. Oturma odasının bir köşesinde<br />

küçük bir mutfak vardı. İki pencereden biri çatıya diğeri de<br />

Riddarfjârden ve Gamla Stan'a bakıyordu. Bir parça deniz ve

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!