Sayı: 301<strong>Yürüyüş</strong>29 Ocak2012Onlar savaştılar kazandılarHaklıyız Biz deKazanacağızSosyalizmdeHidroelekrtik Santralleri20. yüzyılda elektrik üretim ve tüketimhacmi, her ülkenin ekonomikve kalkınma gücünün özet göstergesidir.Bu nedenle Sovyetler Birliği’ndeekonomi politikası en yoğunşekilde elektrik gücünün geliştirilmesioldu. 1930-1960 yıllarında SSCB'deelektrik enerjisi kaynakları yaratılırken,mevcut ekonomik ve çevreselfaktörlerle hidroelektrik enerjisininüretimine öncelik verildi. Su enerjisininkullanımı, büyük miktarlarda fosilyakıtlarının -kömür, petrol ve gazyakılmasınagerek bıraktırmıyordu.Hidroelektrik santrallerinde üretilenenerjinin bedeli daha ucuz ve onyıllarcaaynı seviyede kalabiliyor.Başka bir ülkeden enerji satın almayagerek kalmıyor bu yöntemle...Her ülke, kendi elektriğini rahatlıktaüretebilir. Örneğin, dünyadaki en büyükhidroelektrik santrali olan Çin’deki“Üç Kanyon” (HES), kendi maliyetininbedelini 5-6 yılda öderken; 50yıl çalışma kapasitesiyle ülkeninelektrik ihtiyacını karşılamaya devamedecektir.21. yüzyılın başında, Rusya'da, enucuz elektrik, sosyalizm dönemindeinşa edilen hidroelektrik santrallerdeüretilmektedir. Örneğin, Sayanska’dabulunan HES’den elde edilen elektrik,fosil yakıtların yakılması ile eldeedilenden 5 kat daha ucuzdur, Krasnoyarsk’takiHES’de üretilen elektriğinbedeli 7 kat daha ucuzdur…Rüzgar ve güneş enerjisinden ise 10kattan daha ucuzdur.HES’lerde yakıtların yanması sözkonusu olmadığı için, doğada zararlımaddelerin yanması ve çevreyikirletmesi de yok. Yapılan araştırmalarda1 kw/h (kilovat saat) elektrikenerjisinin, su enerjisi kullanılaraküretimi, insan sağlığına ve çevreye zararırüzgar enerjisi kullanılarak üretilendeniki kat daha az, güneş enerjisindenelde edilenden 6 katdaha az ve kömürden 40 kat daha az.Diğer yenilenebilir enerji kaynakları– rüzgar ve güneş enerjisi gibi – kıyaslandığında,hidroelektrik merkezlerienerjiyi biriktirebilir (akümüleedebilir) ve gerektiğinde üretebilirler,ki bu durum büyük bir kazanımdır.Hidroelektrik santrallerinin barajları;sulama, sel baskınlarını önlemeve su ulaşımının geliştirilmesi içinkullanılabilir. Bunun için, 1920 yılındaSSCB’nin elektrikfikasyonu için GO-ELRO (Rusçada “Rusya’nın Elektrikfikasyonuiçin Devlet Komisyonu”kısaltmasıdır) planı oluşturulurkenhidroelektrik santralleri odak merkeziolmuştu. (GOELRO, devrimdensonra Sovyetler’de ekonomik kalkınmaiçin kabul edilen ve uygulananilk uzun vadeli plandır.)Su Enerjisi KullanımınınSSCB’de GelişimiÇarlık Rusya’sı, büyük nehirlereyapılacak hidroelektrik santrallerinden850 milyar kw/h elektrik enerjisiüretebilecek potansiyele sahipti. Fakatbu potansiyel, devrimden önce hiçkullanılmamıştı. O zamanlar kişi başınaüretilen elektrik enerjisi sıralamasındaülke son sıralarda yer alıyordu.1913 yılında, Rusya’daki elektrikenerjisi üretimi 2 milyar kilovat/saatidi ve bundan sadece 0,035milyar kilovat/saat’ı hidroelektriksantrallerinden elde ediliyordu. Birinciemperyalist paylaşım savaşı ve devrimsonrasındaki karşı-devrimcilerlesüren mücadele, zaten az olan üretimioldukça azalttı.Sosyalist Sovyet iktidarı ise sadeceiki beşer yıllık planlı çalışma ile1937’ye doğru genel elektrik enerjisiüretimini 32 milyar Kilovat/saatekadar yükseltti, ki bu 16 kat artma demektir.Ve bu miktarın 4,2 milyar kilovat/saatihidroelektrik santrallerindenelde edilmekteydi. Hidroelektriksantrallerinden elde edilen elektrikenerjisinde 100 katı artış demektibu.1932 yılında Dinyeper nehrine,Dinyeper adıyla, Sovyet halkı tarafından,Avrupa’da en güçlü hidroelektriksantrali inşa edildi. DinyeperHidroelektrik Santrali SSCB’nin ekonomisiningelişmesinde büyük roloynamıştır. Yine bu dönemde, devriminbağrında, Leningrad’ta, kurulacakyeni hidroelektrik santralleri için,sıfırdan, tamamen kendi imalatı olansu türbinleri ve elektrik jeneratörleriüretimi yapılan fabrika yaratıldı. Bufabrikaya “Stalin” ismi verildi. Aralık1937’de bu fabrikada Avrupa’nınen büyük su türbinlerini üreten atölyesifaaliyete geçti. 1939 yılında buatölyede 55 MW gücünde su türbiniüretilerek dünyadaki en gelişmiş düzeyyakalanmıştı.Fabrikaya bağlı meslek okulu vefabrika teknik üniversitesi de bulunuyordu.İkinci emperyalist paylaşımsavaşı döneminde fabrikanın en değerliaraç ve gereçleri tahliye edilmişti.Savaşta ise fabrika birçok faşistbombalamaya maruz kaldı. “Stalin”fabrikasının işçi ve mühendislerininönemli bir başarısı da bombalamanınardından türbinleri tamir ederek Eylül1942’de, Neva Nehri’nde bulunanVolhovska Hidroelektrik santralindekullanıma sokmaları oldu. Ki buradan,Ladoga gölünün dibinden 112kilometrelik kablo ile abluka altındakiLeningrad’a elektrik sağladılar. “Stalin”fabrikasında su türbinlerinin yenidenüretimi 1945 yılında başladı ve1946 yılında Dinyeper’in faaliyetegeçmesinde kullanılacak, 75 MWgücünde, yeni ilk Sovyet su türbini yapıldı.Savaştan sonraki 20 yıl, Sovyethidroelektrik enerjisinin en gelişmişdönemleri oldu. Sovyetlerde üretilensu türbinlerinin birim gücü 15-2042<strong>Halk</strong> <strong>Düşmanı</strong> AKP’ye <strong>Karşı</strong>
yıl içinde 115’ten, 230, 500 ve en sonundada 640 MW’a kadar yükseldi.Ve bununla da sosyalizmin yurdu budalda dünyada birinci oldu.SSCB’de sosyalizmin revizyonistlertarafından yıkılmasından sonraRusya’da, Hidroenerji üretimindegelişim tamamen durdu. Ama bunarağmen, sosyalizm döneminde inşaedilen hidroelektrik santralleri sayesinde,bugün Rusya dünyada HES’lerdenelektrik üretimi sıralamasında 5.yerde bulunuyor. (2009 yılı istatistiklerinegöre yıllık 167 milyar kilovat/saatelektrik üretilmiş.)Not: Türkiye’de yapılması planlananHES’leri eleştirdiğimizi hatırlatmakisteriz. Her hizmette olduğugibi HES’lerde de, insan mı kar mı temelalınarak üretim yapılıyor diye bakıpona göre değerlendiriyoruz. Türkiye’dekiuygulamada nehirlerimiz tekelleresatılırken; çevrede yaşayanhalkın bu su kaynaklarını kullanmasıyasaklanıyor. Çevrenin korunmasıdüşünülmezken; aksine ormanlarkesilerek, su yataklarına yön değiştirtilerekdoğanın dengesi bozuluyor.Sosyalizmde enerji üretiminin temelindeinsan vardır. HES’ler tekellerindeğil, halkın malıdır. Doğayı kirletendeğil, doğadan üreten merkezlerdirHES’ler...Direnişte De Zafer Halaylarında Da Omuz OmuzayızKüçükarmutluTAYAD’lı Aileler, 2000-2007Ölüm Orucu direnişinin zaferinin 5.yılında bir araya gelerek kutlamaprogramı düzenlediler. Yıl dönümükutlaması, 22 Ocak günü 7 yıllık direnişinmerkezlerinden birisi olanKüçükarmutlu Mahallesi’ndeki cemevindeyapıldı.Şehit ve tutsak aileleri, çay ve ikramlarınardından zafer programınabaşladılar. Programa gelen aileleri 122şehidin fotoğraflarının olduğu veüzerinde “Katilleri AKP İktidarıdır”yazılı pankart ile “Tecrite Son” pankartıkarşıladı. Ölüm Orucu direnişindeykenşehit düşen Canan ve ZehraKulaksız'ın babası Ahmet Kulaksızaçılış konuşması yaparak 122’lernezdinde tüm devrim şehitleri içinsaygı duruşu çağrısında bulundu.Saygı duruşunun ardından, konuşmayapan Kulaksız, F tiplerine karşı sürdürülendirenişe ve direnişin öneminedeğinerek yaşanan süreci özetledi.Bugün hapishanelerde somut olaraktek kazanımın sohbet hakkı olduğunu,sohbet hakkı dışında hemen herşeyin şartlara bağlı olduğunu, disiplincezalarıyla engellendiğini ifadeeden Ahmet Kulaksız, direnişin sondirenişçilerinden biri olan Av. BehiçAşcı'ya TAYAD’lı Aileler adına birdemet karanfil vererek sözü ona bıraktı.Aşcı, adaletin bittiği yerde ÖlümOrucu direnişine başlayarak müvekkillerinisavunmuş, tecritin kaldırılmasımücadelesinde bir halka olmuştu.122 şehidin direnişini, onlarınfeda ve kahramanlıklarını, 19 Aralıkkatliamında yaşanan saldırının boyutunuanlatan Behiç Aşcı; tutsaklarındireniş ve üretimleriyle tecritin etkisininkırıldığını, hafifletildiğini ancaktecritin ortadan kalkmadığını,mücadelenin devam ettiğini söyledi.Hapishanelerde tecritin ancak ailelerinevlatlarını daha çok sahiplenerekson bulabileceğine değinen Aşcı, tümaileleri devrimci tutsakların tecritekarşı vermiş olduğu mücadeleningücüyle evlatlarını daha çok sahiplenmeyeçağırdı.Program akışı içinde direnişe dairşiirler okundu ve hep birlikte, büyükdirenişin şehitlerinden Veli Güneş’insevdiği “Geçti dost kervanı eylemebeni” türküsü söylendi. Daha sonrabahçeye çıkan aileler zafer halaylarıçektiler. Kutlama programına 60 kişikatıldı.Şehitlerimiz MezarsızKalmayacak! AyhanEfeoğlu’nu BulacağızTAYAD’lı Aileler, gözaltında kaybedilenAyhan Efeoğlu’nun mezarınıbulmak için başlattığı kampanyalarına20 Ocak günü İstanbul Taksim’dekiTramvay Durağı’nda yaptıklarıeylemle devam ettiler.Buradan Galatasaray Lisesi’nedoğru halka yönelik konuşmalar yapılarakyüründü. Eylem boyunca“Ayhan Efeoğlu’nun Mezarı NeredeAçıklansın”, “Katleden Devlettir HesabınıSoracağız”, “Kahrolsun FaşizmYaşasın Mücadelemiz” sloganlarıatıldı. “Haklıyız Kazanacağız” marşınıntüm kitle tarafından coşkuylasöylendiği yürüyüş esnasında, halk daalkışlarla eyleme destek verdi.Galatasaray Lisesi önünde TA-YAD’lı Ailelerden Naime Kara tarafındanyapılan açıklamada “Şimdi bizimdile getirdiğimiz gerçekler, bir katilinitiraflarıyla ortalığa saçıldı. Amahala üzeri kapatılmaya çalışılıyor.Bu böyle devam edemez! Ayhan Efeoğlu’nunnereye gömüldüğünün tespitiiçin gereken yapılmalı, cesedi bulunarakailesine teslim edilmelidir.Ölülerimizin mezar hakkı için direnmeye,mücadele etmeye devam edeceğiz.”denildi.34 kişinin katıldığı eylem, Ayhan’ımızıalacağımızın kararlılığınınifade edilmesiyle bitirildi.TaksimSayı: 301<strong>Yürüyüş</strong>29 Ocak2012Birleşelim Örgütlenelim Güçlenelim43