09.05.2016 Views

Cinedergi 63

Binder63

Binder63

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

n Melik Saraçoğlu ve Hakkı Kurtuluş imzası<br />

taşıyan (ikilinin üçüncü filmi) Gözümün Nuru<br />

tam anlamıyla bir kişisel sinema örneği. Melik<br />

Saraçoğlu 2000 yılında yaşadığı göz ameliyatı<br />

sürecini filme aktarmış ve etrafına gerçek kişilerden<br />

oluşan bir cast kurmuş. Yani anne, baba dede,<br />

kardeş ve sevgili de bu sürece dahil…<br />

Filmi Adana Altın Koza’da izlerken gerçekten de<br />

eğlendik, mutlu olduk. Güzel göndermeleri, gözlemleri,<br />

anlatımı ve bunu gerçeküstücü ve mizahi tonla<br />

bezemiş bir sinema filmiydi Gözümün Nuru. İyi<br />

bir yönetmen olmak için Lyon’a giden, sinemanın<br />

merkezinde sinema öğrenmek isteyen iki kafadar<br />

yönetmenin (Melik ve Hakkı) tabii daha çok Melik’in<br />

başından geçenleri anlatan (ikisi de gözden sorunlular<br />

bu arada) film sonuna kadar göz sorunu ve<br />

sinemayla dopdolu. Ameliyat olan ve zorlu bir yatış<br />

sürecine adım atan Melik’in başından geçenler<br />

ne kadar dramatik olursa olsun yönetmenler filmi<br />

mizahi bir çizgiye çekmeyi başarmışlar. Örneğin<br />

Melik’e yüz vermeyen yapımcı, oyuncu ve sinema<br />

eleştirmeninden oluşan rüya/kabus sahnesi aslında<br />

biraz da anlatılmak istenene hizmet ediyor gibi.<br />

Sinema aşkı, göz sorunu, bir daha görememe kabusu<br />

ve rüyaya karışan hezeyanlar…<br />

Bir yandan da Altın Koza’da en iyi film ödülünü<br />

Yozgat Blues’la paylaşınca şaşırdık elbette, SİYAD<br />

ödülü çok yerinde bir karardı, onu dışında belki Jüri<br />

özel ödülü alır diye düşünmüştük ama jüri bizim<br />

düşündüğümüzden daha fazla sevmiş olacak ki en iyi<br />

senaryoyu da Gözümün Nuru’na verdi. En iyi kurguyla<br />

beraber dört ödül kazanmış oldu.<br />

Gözümün Nuru yerli ve yabancı filmden özenle<br />

seçtiği gözle ve görmemekle ilgili birçok detayı da es<br />

geçmiyor, böylece her yerini sinemayla doldurduğu<br />

bir filme imza atmış oluyor. Yönetmenler kendi<br />

başlarından geçen, etkilendikleri, ailelerini de işin<br />

içine katıp filmler çekiyorlar ama onlar genelde<br />

buram buram dram kokuyor, burada ise mizah yönü<br />

güçlü bir hesaplaşma hali var. İşin içine katılmış detaylar<br />

da filmi ilgi çekici kılıyor. Örneğin hasta görmeye<br />

gelen komşu teyzelerin bu durumu bir gün havasına<br />

çevirmeleri, gözün oturması için hastanın sürekli<br />

yüzüstü yatması vs… Sonuçta karşımızda kişisel<br />

bir derdi sinemasal bir kurguya çeviren ve bunu iyi<br />

bir biçimde yaptığını söyleyebileceğimiz bir film var,<br />

keyifle izleyebilir ama sonrasına dair pek bir şey hissetmeyebilirsiniz…<br />

Yine de farklı olduğu kesin!

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!