09.05.2016 Views

Cinedergi 63

Binder63

Binder63

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

hissettiği alana doğru çekebilir insanları. İyiyi sezmek<br />

lazım bence çok büyük saygı duyarak bakabilirim<br />

ancak böyle seçimde bulunana ama ben öyle bir şey<br />

yapamam korkmuyor muyum korkuyorum bayağı<br />

korktum. O gazı yiyince ne olduğunu gördüm. Bir daha<br />

gittik meydana aynısından bir daha astım başlangıcına<br />

yakalanmış oldum, olsun. Ama bununla yaşayamazdık<br />

ki, yani seçilen yol buydu. Ben duramam, korkarak<br />

duramayacağım için davranmayı tercih ettim,<br />

davranıyorum.<br />

Bazen korkmaktan da korkmak<br />

gerekiyor.<br />

En büyük korku. Bu<br />

cümle benim konservatuarda<br />

verdiğim bir ödevde<br />

yazdığım bir cümledir. Bir<br />

cümle yazın onu oynayın<br />

“Korkmaktan korkmak en<br />

büyük korku” yazmıştım. O<br />

duvarda epey bir durmuştu,<br />

tuhaf oldu.<br />

Biliyorsunuz 2014 Türk<br />

sinemasının 100’üncü yılı.<br />

Şehir Tiyatroları’nın da.<br />

Ben bir dosya hazırladım.<br />

100’üncü yılda çekilen<br />

filmler için; hiçbirinin ilgisi<br />

yok. Neredeyse bütün<br />

yönetmenlerin filmi var,<br />

hiç kimsenin hiçbir şeyden<br />

haberi yok. Türk sineması<br />

için ne düşünüyorsunuz,<br />

endüstri olmadığımız zaten<br />

bir gerçek de, bu kadar da<br />

kendimizi unutmamız neyi<br />

ifade ediyor?<br />

Çok tehlikeli bir cevap<br />

vereyim. Türk değiliz ki Türk filmimiz olsun? Biz neyiz<br />

bilmiyorum ki. Dokumuz bir değil ki, birlik sadece.<br />

Biz neden bu kadar seviyoruz, ben çok seviyorum<br />

bu ülkeyi. Vallahi çok seviyorum çünkü bir tek renk<br />

yok herkes birbirinden beter güzel, herkes birbirinden<br />

fena yakışıklı. Bu kadar rengarenk bir şey varsa<br />

yönetmenlere de yazık kim neyi nasıl yazsın aslında.<br />

Ama söylemek istediğimiz bu kadar üst bir ya da<br />

panoramik bir bakışın içerisinden cevaplanmamalı.<br />

Bence spesifik olarak şöyle bir yanı var, sezdiğimiz,<br />

gördüğümüzle aynı şey değil maalesef. Ya da arzu<br />

ettiğimiz olanla aynı şey değil. Benim arzu ettiğim,<br />

bizlerin arzu ettiği belki “barış” diyoruz adına. Belki<br />

ortak bir dil diyoruz adına, Esperanto peşinde miyiz<br />

bilmiyorum, bir şey diyoruz adına. Ama o şeye<br />

dair sadece bir hayalimiz var. Arzu öyle bir şey.<br />

Ama hayalin gerçekleşmesi için bir misyon gerekir<br />

yani o vizyona yürüyecek yolu da belirlemek<br />

gerekir. İşte bizde bu yok, yol yok. Yol tasarımı,<br />

yol mimarisi yok. O yüzden de olamıyor hiçbir<br />

şey zaten. Biz masal seviyoruz bizim kültürümüz<br />

meseldir, anlatıdır, söylemden gelir aslında daha<br />

taklitten gelir, varolanı yansılamaktan gelir ki bu<br />

çok kadim kültürlerin ilk önce başlattığı yerdir.<br />

İlerletmemişizdir biz sözü inceltmeyi, sözden merdivenler<br />

inşa etmeyi biz becerememişiz. 100 yıl<br />

çok kısa bir süre bence bu yüzden. Sözünü ettiğim<br />

tarihler M.Ö. 5000’lerden başlıyor. O yüzden biraz<br />

da yazık etmemeli. Şunu görüyorum ama siz<br />

de görüyorsunuz herkes görüyor bunu, bugünün<br />

gerçek yarasına dokunmayı özellikle tercih eden<br />

yazarlar yazı sahipleri ve yönetmenler var. Ama<br />

mesela yarın işte gideceğim ve bir sürü film<br />

izledim Ankara Engelsiz Film Festivali’nde. Ortak<br />

gördüğüm şey hepsi kadın filmiydi. Bizim izlediklerimiz<br />

yani bizim değerlendirmemize sunulanlar<br />

hepsi kadının özellikle odakta olduğu, başrol<br />

demiyorum, odak sözcüğünü daha çok seviyorum,<br />

odakta olduğu filmlerdi. Ama erkek dünyasında<br />

yalnız kalmış kadınlardı. Deminki sorunun “minik<br />

bir fark etmiş” dediğim odur. Ne durumda bu<br />

kadın? Dağa çıkan, eşkiya ya da çocuğuna bakmak<br />

zorunda olan bir kadının kentteki mecburi<br />

hayatı ya da bir çocuk gelin hikayesi, hep bir kadın<br />

odağı vardı. Bunlar çok önemli bugünün sorunları.<br />

Bence erkeklerin ve savaş severlerin en büyük<br />

derdi gerçekten kadınların söz sahibi ya da öz<br />

sahibi olmasından ürkmeleri. Neden kapatmaya<br />

çalışıyorlar bizi? Açıktayız da o yüzden. Dünyanın<br />

en güzel kadınları yok sokakta, ben dünyanın<br />

en güzel kadını değilim çok farkındayım, herkes<br />

farkında ama herkes kendi güzelliğinin farkında<br />

ve güzellik başa bela bir şeydir. O yüzden de<br />

kapatmaya çalışıyorlar. İki metre daha kumaş<br />

kullanırsam sizin namusunuz koruyacağım. Ben<br />

nasıl giyiniyorsam öyle giyineceğim sen namus<br />

dediğin şeyle kendin cebelleş ama ben sana bunu<br />

daha fazla da açmayacağım elbette ben biliyorum<br />

nasıl davranırsam bana yakışır yakışmaz,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!