13.03.2017 Views

Hotel Restaurant Magazine Mart'17

http://www.hotelrestaurantmagazine.com

http://www.hotelrestaurantmagazine.com

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

pazarlarında geçirdim. Gastronomiye<br />

ilgim bu boyuttaydı ama ben hobim<br />

olduğunu düşünüyordum. Günün birinde<br />

bir işe dönüşeceği aklımın ucundan bile<br />

geçmemişti. Oysaki farkında olmadan<br />

bütün seyahatlerimi gastronomi turizmine<br />

dönüştürüyormuşum. Bu tanımları<br />

bilmiyordum ama o dönem dünya da<br />

bilmiyordu. Şayet öğrenciyken gastronomi<br />

turizmi diye bir bölüm olsaydı kesinlikle<br />

orada okurdum.<br />

“Türkiye’ye dönüşümde altı yıl<br />

reklamcılık yaptım”<br />

1994 yılında okulumu bitirip Türkiye’ye<br />

döndüm. Gastronomi okurken bir iki<br />

yabancı basın kuruluşunda fixer olarak<br />

çalıştım. Gazetecilik çok ilgimi çekti.<br />

Tam da o dönem bir arayış içindeyken<br />

Türkiye’ye dönüşümde karşıma bir iş<br />

fırsatı çıktı ve hiç düşünmediğim bir<br />

şekilde kendimi reklam prodüksiyonunun<br />

içinde buldum. Çok da eğlenceli geldi.<br />

Çünkü reklamcılık çok kısa bir sürede pek<br />

çok şeyi öğrenmeniz gereken bir alan.<br />

Çalıştığım altı yıllık süre bana iş hayatında<br />

esneklik, hızlı sorun çözme yeteneği ve öz<br />

disiplin becerisi kattı.<br />

“Ben iyi bir gastro turisttim”<br />

Bu süre içinde gastronomiyle<br />

bağınız ne şekilde devam etti?<br />

Kendimi ödüllendirmek için yaptığım tek<br />

şey seyahat etmek ve yemek yemekti.<br />

Bunlar da tamamen kişisel isteklerle…<br />

Ben iyi bir gastro turisttim. O dönemde<br />

Güney Fransa’da çok vakit geçirme şansım<br />

oldu. İtalya’ya çok defalar gittim. Sadece<br />

gastronomi gezileri de değil tabii; gençlik<br />

ruhu ve enerjisiyle Afrika’ya seyahatler<br />

yaptım. Aynı şekilde Amerika’da daha önce<br />

görmediğim yerleri gezme fırsatım oldu.<br />

Reklamcılık yaparken bu süreçte<br />

toprakla çalışmak üzerine bir istek oluştu<br />

bende. O sıralar teorik anlamda hobi<br />

olarak toprakla ilgili kitaplar okumaya<br />

başlamıştım. Ben de hep öyle oluyor<br />

zaten. Bir işe bunu yapacağım diye<br />

başlamıyorum… Önce içimde bir his<br />

uyanıyor ve her şey ona doğru giderken<br />

şekilleniyor. Bu arada reklamcılık ile<br />

yollarımızı saygıyla ayırma zamanının<br />

geldiğini fark ettim. Bana göre ritmi,<br />

temposu çok yoğundu. Üstelik karşılıklı<br />

alacağımızı almış, vereceğimizi vermiştik…<br />

Toprağa duyduğunuz bu ilginin<br />

sizce sebebi ne olabilir?<br />

Ben doğma büyüme şehirliyim. Yazları<br />

dedemin Tekirdağ’daki bahçeli yazlık<br />

evinde sebze yetiştirirdik, hepsi o kadar.<br />

Çiftçi geçmişim yok aslında. Ama o günler<br />

hayatımın en mutlu zamanlarıydı. Toprakla<br />

bağım sanırım çok hayata dair olması<br />

ve gastronomiye zaafımdır belki de. Bir<br />

domatesi dalından koparıp yemenin ve<br />

o tadı hiçbir yerde bulamamanın, her<br />

yerde onu aramanın getirdiği bir sonuç da<br />

olabilir. Benimki de tam böyle işte!.. 20’li<br />

yaşların sonuydu. Reklamdan alacağımı<br />

alıp vereceğimi verdiğim noktada<br />

sektörden ayrılarak aile şirketimizde<br />

profesyonel manada turizm hayatım<br />

başladı. Biz Robinson Club Sarıgerme<br />

Park’ın yatırımcısı ve sahibiyiz. Babam<br />

ve geniş aile iki amcamın ortak olduğu<br />

bir şirket. Benim reklamdan sonraki işim<br />

turizm yatırımcılığı oldu. 2000 yılında aile<br />

şirketine girdim.<br />

“Hayalimizde bir lezzet vardı”<br />

O aralar babamla Cihangir’deki ofisimizde<br />

uzun saatler çalışıyorduk. Günün sonunda<br />

ise en büyük keyfimiz, karşılıklı bir iki<br />

kadeh eşliğinde sohbet etmekti. Biz ailece<br />

yeme içme gastronomiyi seven insanlarız.<br />

Dolayısıyla ağırlıklı sohbet konumuz da<br />

ya yemektir ya da pişirme şekilleri… O<br />

yüzden de kimi şeyler tesadüfen olmuyor.<br />

Her ne ise, yine bir akşam babamla<br />

oturmuş konuşuyoruz… Ülkemizde<br />

neden teruar şarabının üretilemediğini<br />

tartıştık bir süre. Derken 2002 yılı oldu<br />

ve Türkiye’de 1 milyon litrenin altında<br />

şarap üretimi serbest kaldı. Günümüzde<br />

bu kadar çok butik üreticinin olmasının<br />

sebebi de budur. Üretim serbest kalınca<br />

bizim gibi iş dünyasından heyecanlı çok<br />

sayıda insan yola çıktı. Yaşanan bu süreç<br />

benim toprakla çalışma isteğime de çok<br />

denk düştü. Bir de şarap, konu olarak<br />

üretiminde köylü tüketiminde şehirli bir<br />

mevzu. O yüzden diğer üretimlerden de<br />

biraz farklı. Baktığınızda sofistike bir alan<br />

aslında. Dolayısıyla hem üretimi hem de<br />

tüketimindeki kombinasyon bana çok ilgi<br />

çekici geldi. Her iki hayatın en iyi tarafını<br />

deneyimleyebileceğim bir paket gibiydi.<br />

Onun üzerine eğitimlerime devam ettim.<br />

Dünyadaki üretim yerlerini gezdim ve<br />

gittiğim yerlerde gördüm ki gastronomi<br />

turizmiyle kol kola giden bir işti bu. Bizim<br />

de hayalimizde bir lezzet olduğu için<br />

birlikte kolları sıvayıp yola çıktık.<br />

Turizm yatırımcılığından<br />

gastronomi turizmine geçiş de<br />

bu şekilde mi gerçekleşti?<br />

Aslında yavaş yavaş oldu o geçiş.<br />

2004’te araziyi bulup satın aldık. Aslına<br />

bakarsanız, 2002-2004 arasındaki süreçte<br />

tüm bu gezmeler ve konuşmalar sırasında<br />

projeyi tamamen tasarlamış olduk. Bunun<br />

sadece bir şarap üretimi değil; bağlar,<br />

üretim ve gastronomi turizmini de içinde<br />

barındıran bir birim olmasına karar verdik.<br />

Tabii çok sabır gerektiren bir iş.<br />

Gastronomi turizmini yapabilmeniz için<br />

önce bağınızın büyüyüp ürününüzün<br />

ortaya çıkması lazım. 2002’de karar<br />

verdik, 2006’da diktik, 2009’da ilk<br />

hasadımızı yaptık. 2010 yılının sonunda<br />

da ilk ürünlerimiz piyasaya çıktı. Tabii çok<br />

eğitici ve geliştirici bir süreç oluyor insan<br />

için. Ben her yerde bir şey öğrendiğimi<br />

düşünüyorum. Ama hiçbir değişim burada<br />

yaşadığım kadar büyük olmadı. Çünkü bu<br />

benim alıştığım ve bildiğim hayattan çok<br />

farklı bir ritim. Esnek olmayı, dışarıdan<br />

gelen veriyi okuyup hareket etmeyi<br />

öğrendim. Sörf yapmak, tango yapmak gibi<br />

bir şey aslında; hedefe kilitlen ama gelen<br />

verileri de oku!..<br />

Sizi dinlerken anlıyorum ki<br />

Arcadia, girişimci ruhunuzu<br />

da açığa çıkaran özel bir proje<br />

olmuş. Hatta üzerine bir de<br />

ödülünüz var, öyle değil mi?

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!