Kadıköy Life / Mart & Nisan 2019
- No tags were found...
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
<strong>Life</strong> Magazin<br />
Eser Noyan’dan<br />
‘ Tarçın ve Yasemin<br />
Kokulu Şarkılar’<br />
PINAR BALTACI<br />
Eser Noyan... Müziğin derinliğinin, hayatın gerçekliğiyle<br />
harmanlandığı o ince çizgide geçen güzel bir yaşamın<br />
yaratıcısı... Yaşamının her döneminde ne istediğini bilerek<br />
yoluna devam eden Noyan’ın öğretmenlikten müziğe<br />
evrilen hayatı, birbirinden kalıcı işlere attığı imzalarla<br />
bugünlere kadar aynı samimiyetle gelebilmiş.<br />
Daha çocuk yaşlarda aklının bir köşesinde yer eden<br />
müzik sevgisinin ardı sıra yürüdüğü dünyada berrak<br />
sesi, sade yorumuyla kısa sürede dikkatleri üzerine<br />
çekmeyi başaran Eser Noyan’ı, kendisinden büyük bir<br />
samimiyetle dinledim. Pozitif enerji yüklü, yeryüzünde<br />
sevgiye dair her şeyi ilgilendiren ezgilerini tek bir cümle<br />
ile özetledi Noyan: “Benim müziğim tarçın ve yasemin<br />
kokulu…”<br />
“KALBİMDEKİ MÜZİK AŞKINI DİNDİREMEDİM”<br />
“Müziğe olan sevginiz çocukluk yaşlara dayanıyor.<br />
Siz de saç fırçasını mikrofon gibi kullanır mıydınız o<br />
yıllarda?” diye soruyorum. Gülümseyerek yanıtlıyor Eser<br />
Noyan: “Evet, tam olarak öyle başladı. Çocukluğum<br />
Beylerbeyi’nde geçti. Daha ilkokul çağlarımda sesim<br />
okuldaki hocalarım tarafından dikkat çekmişti. Konservatuvara<br />
yazılmam için babamı ikna etmeye çalıştılar,<br />
fakat babam müsaade etmedi. Babam Davut Bey iş<br />
insanıydı o dönemler, fabrikası vardı. Entelektüel, şiirler<br />
yazan biri olmasına rağmen kızının şarkıcı olmasını<br />
kabul edemiyordu. O dönemlerde bazı kalıpların dışına<br />
çıkmak zordu. Dolayısıyla ben müzik eğitimi alamadım,<br />
öğretmen oldum. O dönemler ABC Koleji vardı Fenerbahçe’de.<br />
Anasınıfı ve ilkokul öğretmenliği yapıyordum,<br />
okulda müzikle alakalı tüm etkinliklerle ben ilgileniyordum.<br />
Kalbimdeki müzik aşkını dindiremedim. Özel dersler<br />
almaya başladım ve hayallerimin peşinden koştum.”<br />
ALIŞILMIŞIN DIŞINDA GEÇEN ÖĞRETMENLİK YILLARI<br />
Hayatında her zaman aykırı ve farklı bir bakış açısıyla<br />
hareket ettiğini ifade eden Noyan, öğretmenlik yıllarına<br />
ilişkin deneyimlediklerini ise şu sözlerle aktarıyor <strong>Kadıköy</strong><br />
<strong>Life</strong> okuyucularına: “O dönemler çocuklara okuma<br />
yazma, fişlerin kesilmesiyle öğretilirdi. Ben bu yöntemin<br />
dışına çıkmak istedim. Kumaş boyası, plastik bardaklar,<br />
yağlı boya fırçaları, tuval ve yapıştırıcılar istedim. Herkes<br />
çok şaşırmıştı. Ben okumayı yazmayı işte böyle öğreteceğim<br />
dedim onlara. Şarkılar söyleyerek, resimler yaparak,<br />
kâğıtları kesip yapıştırarak öğrendi benim çocuklarım<br />
okuma yazmayı. Renkleri kumaş boyalarını kaynatarak<br />
öğrendiler mesela; kırmızı elmalar, yeşil yapraklar çizdiler.<br />
Bir elma resmi çiziyoruz, elma şarkısı söylüyoruz.<br />
Şarkıda elmadan kurtçuk çıkıyor, hemen resmimize bir<br />
kurtçuk çiziyoruz. Üç yaprak varmış diyor, o kadar yaprak<br />
çizerek sayıları öğreniyoruz. Görselliğin ve sanatın öğrenmedeki<br />
gücüne her zaman çok inandım ve o dönemler<br />
okul yönetiminin de desteğiyle bunu pratiğe döktüm.<br />
Bütün öğrencilerim kısa sürede öğrenmişlerdi o yıllarda<br />
okuma yazmayı.”<br />
102 : kadikoylife.com <strong>Mart</strong> & <strong>Nisan</strong> <strong>2019</strong>