19.03.2019 Views

Kadıköy Life / Mart & Nisan 2019

  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

<strong>Life</strong> Magazin<br />

“SADRİ ALIŞIK EFES ÖZEL ÖDÜLÜ”<br />

Okulunun bitmesinin ardından dublaj<br />

yaparak yaşamını idare ettiren Neslihan<br />

Arslan, alternatif sahnelerde yer alma<br />

planları yaparken kendini Devlet Tiyatroları’nda<br />

buluyor ve böylelikle Sadri Alışık<br />

Ödülü de tiyatroda oynadığı Portekizli<br />

bir kadın karakteri ile genç oyuncunun<br />

oluyor: “İlk oyunum Temiz Ev’de Portekizli<br />

bir kadını canlandırdım. Okulumun bittiği<br />

yıllarda alternatif sahneler yeni yeni açılıyordu<br />

ve ben biraz daha oralara yakındım.<br />

Amatör ve alternatifi birbirine karıştırmamak<br />

lazım... Tecrübeye çok inanıyorum<br />

ama genç kafanın gözlemi başka bir şey<br />

gibi geliyordu bana. Bir kalıba girmeden,<br />

her şeyi her an sizin değiştirme özgürlüğünüz<br />

oluyor çünkü alternatif sahnelerde.<br />

Fakat, Devlet Tiyatroları’ndan aranınca<br />

Temiz Ev’deki Portekizli kadın rolünü<br />

reddedemedim. 2011yılında Sadri Alışık<br />

Tiyatro Ödülleri’nde Efes Özel Ödülü’nü<br />

kazandım. Ardından dizi serüveni başlayana<br />

kadar tam yedi yıl boyunca yaz ve kış<br />

tiyatro yapmaya devam ettim.”<br />

FAMİLYA’NIN YEMİNSİZ KADINI: EFKAR<br />

Arslan’ın ilk dizisi ise başrollerinde Uğur Yücel,<br />

Bülent Parlak, Erkan Kolçak Kostendil<br />

ve Cansu Tosun gibi oyuncuların yer aldığı,<br />

çekimlerinin Ayvalık’ta gerçekleştirildiği<br />

samimi bir aile dizisi olan ‘Familya’. Dizide<br />

genç yaşta hayatın sırrını çözmüş, derin<br />

bir kadın olan ‘Efkar’ oluvermiş bir anda<br />

yetenekli oyuncu. Hâlâ sosyal medyada sık<br />

sık paylaşılan ‘Efkar’ karakterini şu sözlerle<br />

anlatıyor Neslihan Arslan: “Efkar, bir kadın<br />

oyuncu için çok büyük bir şans. Familya<br />

kısa sürdü ama çok keyifli bir işti. Uğur<br />

Hoca başta olmak üzere tüm ekip muazzamdı.<br />

Efkar çok sevildi, çok paylaşıldı, çok<br />

konuşuldu. Nedeni bana kalırsa yeminsiz<br />

ve çok net bir kadın olmasıydı. İnsan<br />

doğurmaktan öldürmeye kadar her türlü<br />

güdüye sahip. Bu nedenle hataları da vardır<br />

herkesin. Efkar karakteri işte bu hatalara,<br />

hata ya da hata değil diye bakan bir karakter<br />

değildi. Onu o sakinlikte çalışmak bana<br />

büyük keyif veriyordu.”<br />

BİR AİLE FİLMİ: İSTANBULLU GELİN<br />

Efkar’ı hepimiz kısa sürede çok sevdik evet<br />

ama İstanbullu Gelin’in Dilara’sını da öyle.<br />

“Dilara daha sakin, daha neşeli ve hatta<br />

daha çocuk” dediğimde onaylıyor Arslan ve<br />

ekliyor: “Evet, Efkar’ın tam tersi bir karakter<br />

Dilara. Bir aile dizisi olan İstanbullu Gelin’in<br />

Dilara’sının saklı sebepleri var hayatta. Çok<br />

neşeli ve iyi... İstanbullu Gelin beş bölümlüktü.<br />

Karakter Efkar’ın tam tersiydi, sebepleri<br />

vardı ve saklıydı. Sonra üstüne hikâye<br />

döndü ve kaldım. Dilara çok neşeliydi, bu<br />

sezon başka yüzünü görsek de hep uçlarda<br />

bir karakter. Aslında hepimiz için geçerli<br />

bu durum. National Geographic’in ‘Analık,<br />

Kızlık ve Kadınlık’ isimli ansiklopedisinde<br />

yapılan röportajda bir kadın şöyle diyordu;<br />

‘İyiyken iyiyimdir, kötüyken daha iyiyimdir.’<br />

İşte Dilara da tam olarak böyle bir karakter...<br />

Fakat hikâyesi ortaya çıktıkça ve sebepleri<br />

ortaya çok keskin ve net bir şekilde konulunca,<br />

onu anlamak ve benim açımdan<br />

oynamak daha da keyifli ve önemli oluyor.”<br />

“ŞİDDETİ GÖSTERMEK ZORUNDA<br />

DEĞİLSİNİZ AMA ANLATABİLİRSİNİZ”<br />

Televizyonda sansür konusuna ilişkin de<br />

fikirlerini paylaşan Neslihan Arslan, sansüre<br />

ilişkin Familya dizisindeki bir anısını<br />

<strong>Kadıköy</strong> <strong>Life</strong> okurlarına gülerek anlatıyor:<br />

“Ülkemizde çok garip şeyler sansürleniyor.<br />

Familya dizisinde konuşurken kendi ‘bip’imi<br />

uygun yerde kendim koymuştum. Nasıl<br />

olsa sansürlenecek diye kelimeyi söylerken<br />

‘bip’ demiştim. Sonra benim ‘bip’imi de<br />

sansürlediler. Şiddeti göstermek zorunda<br />

değilsiniz ama anlatabilirsiniz. Bir şeyler<br />

gösterilmeli ama bu reyting için olmamalı.<br />

Sansürü nasıl onaylamıyorsam, reyting<br />

uğruna yazılmış işleri de aynı oranda onaylamıyor<br />

ve hoşlanmıyorum.”<br />

“DİZİLERİN SÜRELERİ DÜŞÜRÜLMELİ!”<br />

Dizilerin daha kalıcı olabilmesi için sürelerinin<br />

düşürülmesi gerektiğinin altını çizen<br />

Arslan; “İşimizi ödev olarak görüyoruz. Ben<br />

ve birçok meslektaşım, kendimizi kaşlarımızı<br />

çatarak izleriz. Ekip olarak herkes çok<br />

düşünerek geliyor. Televizyondaki birçok<br />

işte de öyle kuşkusuz. Ancak işlerin devamlılığının<br />

sağlanması ve daha fazla verim<br />

alınması için dizi sürelerinin kısaltılması<br />

gerekiyor. Çok üretilsin, bu üretimler her<br />

alanda olsun ama belli kriterler de gözetilsin<br />

istiyoruz. Kesinlikle sürelerle alakalı yeni<br />

bir düzenleme şart” mesajı verdi.<br />

“İstanbul’un güzel bir büyüsü var<br />

ama ne yazık ki benim çocukluğumdan<br />

bugüne bile ciddi bir<br />

yozlaşma oldu. Biraz duygusalım, o<br />

yüzden ruhu olan bir yerin ruhunu<br />

yok eden binaları görünce gözlerim<br />

doluyor. Çocukken bu şehirde<br />

koşmayı çok severdim, şimdi aynı<br />

keyfi vermiyor. Kuzguncuk ve<br />

Adalar’a kaçıyorum sık sık. <strong>Kadıköy</strong><br />

ise bu yozlaşma ve değişimde biraz<br />

daha şanslı. Fakat yine de <strong>Kadıköy</strong>’e<br />

geldiğimde eskiyi hatırlamıyor,<br />

aynı hislere sadece zihnimi zorlayıp<br />

hatırlayarak sahip oluyorum. İnsan<br />

hep ileriye gitsin, değişim olsun<br />

ama illa ki bazı değerlere sadık<br />

kalarak ve koruyarak...”<br />

<strong>Mart</strong> & <strong>Nisan</strong> <strong>2019</strong> kadikoylife.com : 97

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!