31.10.2020 Views

İstikbal Dergi Ekim 2020 Sayısı

İstikbal Gazetesi aylık yayını olan İstikbal Dergi Ekim 2020 sayısı yayımlandı

İstikbal Gazetesi aylık yayını olan İstikbal Dergi Ekim 2020 sayısı yayımlandı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

dans etmeye devam eim. Birkaç arkadaşım

şalvarla dans ediyor. Bana diyorlar ki ‘Neden

şalvar giymiyorsun ya da dar pantolonlar’

falan… Dedim ki olmaz. Belki izlerken fark

etmişsinizdir, benim dans ederken çok fazla

ayak hareketim vardır. Ayak hareketlerimde

ufak adımlarla eteği tamamen arkamdan

döndürebiliyorum. Bu da bir görsel şov

zaten…

“ERKEKLER DAHA ÇOK KISKANDI”

Harika dans ediyorsun. Tam bir görsel

zarafet… Kadın dansözler kıskanmıyor mu

sanatını?

(Gülüyor) Çok yakın bir arkadaşım var. İyiki

kadın değilsin derdi. Hala öyle der. ‘Ya sahneden

atardım seni ya da kostümleri yırtardım

senin’ diyor. Kıskananlar oldu ama erkeklerden

çok kıskananlar oldu. Kadınlardan da oldu

evet, biz kadınken bu hareketleri yapamıyoruz,

sen nasıl yapıyorsun diyorlardı. Benim yanıtım

ise şöyle oluyordu: “Dans kadına erkeğe bakmaz.”

Ben gece geç saatlere kadar

sahnedeyim. Onun dışında iş yerinde

çalışıyorum ama eve gidip yan gelip

yatmıyorum. Aynanın karşısına geçerek

saatlerce prova yapıyorum. Saatlerce hareket

çalışıp sahneye yeni bir şeyler katmaya

çalışıyorum. Onlar da çalışsın, onlar da

başarsın.

Eskişehir’de erkek dansöz var mı başka?

Evet, bir kişi daha var.

“ORYANTAL DİDEM HAYRANIYIM”

Dans üzerine eğitimin var mı peki?

Doğuştan gelen bir yetenek mi diyelim?

Dansa 9 yaşında başladım. Modern dans,

salsa, bale, şatata ve flamenko danslarının

eğitimlerini aldım. Bizim Bandırma’da bir

derneğimiz vardı. Kimsesiz çocuklarla

çalışıyorduk. Bizler de sokakta büyüyen

çocuklara bir şeyler öğretmeye çalıştık. Birde

bende Oryantal Didem’e karşı bir hayranlık

16

vardı. O kadına hayrandım. O kadın dans etmiyor,

farklı bir şey yapıyor. Sanatın dibi dedikleri

o bence, onu çok fazla izledim. Eğitimim

böyle gii. Birisi gelip de bana göstermedi

nasıl yapmam gerektiğini… Daha çok pratik

yaparak, çalışarak, video izleyerek kendimi

toparladım.

“EN BÜYÜK DESTEKÇİM AİLEM”

Oryantal sanatına olan ilgine ailen

nasıl tepki verdi?

Ailem her zaman benim en büyük

destekçim oldu. Türkiye’de erkek etek giymez,

erkek dans etmez şeklinde bir kafa var. Dansöz

mü olacaksın, köçek mi olacaksın derler.

Benim en büyük şansım ise ailem oldu. Her

zaman arkamda durdular. Haa ilk oryantal

şova çıkacağım. Oturdum annemin karşısına,

durumu anlaım, ben ne yapacağım dedim.

Dedi ki: ‘Sen yaparsın! Bugüne kadar çok

tırmaladın, çok koştun, çok peşinden giin.

Artık ektiğin ekini biçme zamanı’ dedi. İlk

oryantal sahnesine çıktığım zaman

annem ve ablam da seyirciler

arasındaydı. Bandırma’da güzel ve

büyük bir şovdu. Işıklardan onları

göremiyorum ama onların beni

izlediğini biliyorum. Bir yandan

onların beni izlediğinden gurur

duyuyorum bir yandan

onların karşısında

nasıl oryantal

yaparım diye

düşünüyorum.

Nasıl geçti peki?

Önceden yazılmış bir koreografi

vardı. O koreografi gii bir an. Sonra

doğaçlamaya başladım. Tamam dedim kendi

kendime, sıkıntı yok, öyle olması gerekiyormuş

ve çok güzel de oldu.

“FARKLI YÖNE ÇEKTİLER, ZENNE DEDİLER”

Zenne de deniliyor sanırım erkek dansöze…

Zenne nedir?

Neden böyle

demişler?

Türkiye’de bunu

farklı yöne çektiler.

Zenne ismini

çıkardılar. Zenne

adı Mısır’dan

geliyor. Mısır’da

kadınlardan sıkılıp

erkekleri dans ettirmeye

başlamışlar.

Köçek de deniyordu

bir ara… Onlara

oradan zenne

denmiş. Oryantal

de oradan Arap

kültüründen

geldiği için

Türkiye’de de

Zenne olarak

kalmış.

Bundan sonraki

hedefin ne?

Benim hayalim

olmaz hedefim olur. Hep o

kafadaydım. Eskişehir’e

bir müzikalle gelmiştim.

222’i gördük.28 kişilik bir

ekiple gelmiştik

Bandırma’dan.

Burayı görünce

çok

beğendim.

Dedim ki ben burada

yaşayacağım diyerek

ekibi gönderip kendim burada

kaldım. 222 gerçekten

çok güzel mekan.

Burada dans edeceğim

dedim. Baya araştırdım,

koşturdum. Mekanın

eğlence kısmını

öğrendim. Öğrendim ki

orada Kerem

Aksel çıkıyor.

Kerem’e

ulaştım.

Sadece orada

çıkmak için

değil

Kerem’in

yaptığı

çok

güzel bir

organizasyon.

Benim

de olmam lazım dedim. Bu

benim için hedei geldiğimde… Kendisine

sosyal medya hesabından ulaştım. Sağ olsun,

çok kibar yaklaştı. Özgeçmişimi gönderdim.

Sonra beni aradı. 4 yıl önce Çarşamba günü kız

kıza gecelerin kapanışı var, seni de aramızda

görmek isteriz dedi. O hedefimi tamamladım.

Şimdiki hedefim yükselmek, alçalmak değil.

Bu seviyede gitmek bana yeterli. Bütün hedefim,

hayalim, her şeyim o. Dengede kalmak.

Erkeklere söylemek istediğin bir şey var mı?

Erkek dansöz sayısı artmalı mı?

Erkek- kadın olarak bakmıyorum. Herkese

oryantali değil de dansı tavsiye ediyorum.

Çünkü dans insanı hem psikolojik hem fiziksel

olarak çok iyi yerlere götürüyor. Çok insan

tanıdım. Yüksek ölçüde şeker hastası olup,

sokağa çıkamayan 25 yaşında insanlar

tanıdım. Biz bu insanları dansla yüzlerce

kişinin karşısına çıkarmayı başardık. Dansı

erkek ya da kadınlara değil herkese öneriyorum

o yüzden.

Son olarak dansı tek cümle ile özetlesen ne

derdin?

İnsan dans ederken hiçbir yerde ve hiçbir

zaman bulamayacağı özgürlüğü buluyor.

Benim felsefem budur.

Çok teşekkür ediyorum bu harika sohbet

için…

Ben teşekkür ediyorum. Başarılar diliyorum.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!