18.07.2023 Views

MİNTAN-3 (Dijital Dergi)

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

29

satışı, 1 tane geçici olarak verilen cariyenin

parasının istenmesi ve diğer

konular hakkında da toplam 18 köle

hakkında kaydın olduğunu bildiriyor. 33

Özcan’ın verdiği kayıtlardaki köle ve cariyelerinin

milliyetlerinin de ağırlıklı olarak

Gürcü’dür. Bunun da şehirlerin birbirine

yakın olmasından kaynaklandığı olsa

gerek. Geri kalan da Rus, Eflak, Macar

ve Boğdan asıllıdır. Hatice Yetim yüksek

lisans tezinde 1858 numaralı (1691-1693

tarihli) defterden bunlardan faklı olarak

birde Megri asıllı kölelerin varlığına

değinmiştir. 34 Trabzon’da azat edilen

kadın kölelere verilen isimler Fatma,

Rabia, Gülsüme gibi isimler olup Yasemin

ve Kahraman isimleri en sık kullanılan

isimlerdir. 35 Bu iki isim hür kadınlardan

ziyade cariyelerin kullandığı isimlerdir.

Bu durumda 17.yy Trabzon’unda

isimlerin bile statüsü olmuş oluyor.

Azadı gerçekleşen cariyeler zamanla

toplum içerisinde bütünleşmiştir.

Bundan sonraki yaşamlarında cariye

olduklarına dair bir isimlendirme söz

konusu olmamıştır. Kayırlara sadece 6

nikâhta kadınların isimlerinin önüne

ya da sonuna “muteka” tanımlaması

geçmiştir. 36 Bu durum kadınların azat

edilmiş köleler olduğunu göstermektedir.

Özcan bu tanımlamanın nedeninin

mehir miktarının belirlenmesi için

yapıldığını söylemektedir.

Şengül Yegin, şer’îyye sicillerinde

Müslim ve gayrimüslim cariyelerin nasıl

kaydedildiğini de vermekte. Müslüman

cariyeler baba adı olarak Abdullah adını

taşımaktadır. Yukarıdaki davalarda da

kaydedilen isimlerde görülen Aşye binti

Abdullah ve Kahraman binti Abdullah

buna örnek teşkil etmekte. Gayrimüslim

cariyelerden bahsedilirken de baba adı

kullanılmaz sadece isim söylenirdi.

SONUÇ

Kölelik neredeyse insanlık tarihi ile

paralel bir şekilde var olmuştur. Kadınlar

farklı toplumlarda ve coğrafyadasadece

zaman farkıyla- bazı haklarını

elde edebilmişlerdir. Ulus-devletin

ortaya çıkması ile birlikte kadınlar da

görünürlüklerini arttırmaya başlamıştır.

Köleliğin Osmanlı topraklarında da

başlamasıyla kadın ve erkek köle alımsatımları

olmuştur. Bu köle alımsatımları

bölgeden bölgeye değişiklik

göstermiştir. Nitekim sınır bölgelerinde

köle sayısı daha fazladır. Köleliğin

Osmanlı’da tamamen ortadan kalkması

ise II. Meşrutiyet döneminde olmuştur.

Kölelik üzerine herhangi bir çalışma

yapacak olanlar için kaynakların titiz

ve ciddi bir şekilde incelenmesi gereklidir.

Kaynak ve literatür çeşitliliği

de araştırmaya zenginlik katacaktır. Bu

konu çok hassas bir konu olduğundan

araştırmacı öznel bir yaklaşımdan

her zaman kaçınmalıdır. Toledano’da

eserinde kaynak çeşitliliğine vurguda

bulunmuştur.

KAYNAKÇA

AYDIN Mehmet Akif ve HAMÎDULLAH

Muhammed, “Köle”, DİA, Türkiye

Diyanet Vakfı Yayınları, C:26, Ankara,

2002, s.237-246.

AYDIN Mehmet Akif, “Mehir”, DİA,

Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, C:28,

Ankara, 2003, s.389-391.

ÇAKIR Serpil,“Tarih Yazımında Kadın

Deneyimlerine Ulaşma Yolları”, Kadın

Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi

Vakfı, Sayı:35, 2004.

33 Yetim, a.g.e., s.33.

34 Gös.yer.

35 A.g.e., s.156.

36 A.g.e., s.157.

37 Yegin, a.g.e., s.105-106.

MINTAN - 3

.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!