24.08.2015 Views

OCAK - ΙΑΝΟΥΑΡΙΟΣ 2012 Azınlıkça 1

Azınlıkça 1 OCAK - ΙΑΝΟΥΑΡΙΟΣ 2012 - Azınlıkça | Yunanistan Batı ...

Azınlıkça 1 OCAK - ΙΑΝΟΥΑΡΙΟΣ 2012 - Azınlıkça | Yunanistan Batı ...

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

yüzünden dışlıyor. Onlar da dışlandıklarıiçin çevrelerinden yabancılaşıyorlar. Acıbir kısır döngü.Geçenlerde Batı Trakya’da azınlığınbir etkinliği – Türkçe eğitimi konusundaprogramlanmış olan seminerler – yapılamadı;“ertelendi” dediler. İşte kısır döngününküçük bir örneği. Önemsiz gibiama insanın içini bulandıran bir gelişme.Güvensizliği, yabancılaşmayı, kırgınlığıyeniden üreten küçük bir olay. Bir süresonra unutulacak ve tarihin kaydetmeyeceğibir olaydır bu. Ama Lozan azınlıklarınınhayatı tam da bu tür küçük olaylarlabelirlenmiş. Bazen özel bir yasa, bazenaçık bir ayrımcılık hadisesi, bazen kembir söz, bir ima, bir yanlış sıfat… Herbir dışlamanın her zaman bir gerekçesioluyor. Bu bahaneler de azınlık üyesinde“benimle alay ediyorlar”, “beni aptalyerine koyuyorlar” duygusunu yaratıyor.Azınlık derken - tek yanlı ve yanlış anlaşılmasın- buna İstanbul Rumlarını (vedaha birçoklarını) da dahil ediyorum.Neden mübadiller daha rahat ve azınlıklarsürekli tedirgin? Bu konuda ne yapılabilir?Bu durumun sorumlusu kim?Kuşkusuz sorumluluk en başta çağdaş birdevlet ve sağlıklı bir devlet-yurttaş ilişkisikuramayan yöneticilerindir. Beğenmedikleridurumlar varsa bunları kısmenkendilerinin yarattıklarını anlamamalarıyazık. Aslında yaptıkları hem yazık, hemayıp, hem de suçtur. Anayasa ve yasalarbütün yurttaşları eşit sayar. Yurttaşa güvenmemekve onu yabancı saymak veyabancılaştırmak hak değil, insan haklarıihlalidir. Bazı insanları, çoğunluktanfarklı bir dine, dil ve etnik gruba aittirdiye, mübadelede gitmesi gerekirken birkaza sonucu ülkede kalmış yabancı olarakalgılamak kötü gidişin ilk adımıdır. Gerisibu algının sonuçlarıdır.Azınlıkların sorumluluğu ise kendilerinibir vesayet sisteminin dışında görememeleridir.Kendilerine güveneceklerinehep bir gücün himayesini aramışlardır.Kendi devletlerine sitemlerde bulunurken“anavatan” dedikleri yana yaslanma gereğiniduymuşlardır. Kuşkusuz buna zorlanmışlardır.Ama sonuçta kısır döngününbir halkasına dönüşmüşlerdir. Azınlıklarınsivil kuruluşları bile memurlardanoluşan resmi kuruluşlar gibidir. Bağımsıziradeleri yok olmuştur. Bu durum da sağlıklıbir yurttaş-devlet ilişkisinin yeşermesineolanak vermemektedir.Bu kısır döngü, yani sürekli yenilenengüvensizlik, iki farklı inisiyatifle aşılabilir:Bir yandan devlet kendi yurttaşınagüvenmekle, öte yanda azınlıkların ülkelerineve çevrelerine entegre olmasıyla.“Hangisi önce olacak?” gibi bir soru yanlıştır;böyle bir soru çözüme hazır olmayanlarınsorusudur. Travmayı ve çarpıkilişkileri aşmaya hazır olanlar, bu tür yanıtıolmayan soruları öne sürmezler, gerekeniyaparlar. Kuşku yok ki “güven” riskleriçerir. Bundan dolayı güvensiz olanlar,yönetici iseler otoriter olurlar, sıradanvatandaş iseler tebaa olurlar. Halkına güvenmeyenlerdemokrat olamazlar, devletlerinegüvenmeyenler yurttaş olmazlar.Lozan bakiyesi azınlıklar olayına bu genişperspektiften bakarsak, ilerleyememişbir modernleşmenin iki ayağını görürüz:gelişememiş devletler ve yüzyılımıza ayakuyduramamış insan toplulukları. Belki dedaha zamana ihtiyacımız var!*34 <strong>Azınlıkça</strong>

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!