07.03.2013 Views

DERNEKLERİN ÜLKE EKONOMİSİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ

DERNEKLERİN ÜLKE EKONOMİSİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ

DERNEKLERİN ÜLKE EKONOMİSİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

sahip kişi topluluklarını ifade etmekle birlikte ülkemizde sivil toplumun önemli bir<br />

parçasıdır. Sivil toplum ise gönüllülük esasına dayanan, kar amacı gütmeyen,<br />

genelde bürokratik olmayan esnek bir yapıya sahip olan, karar ve uygulamalarda<br />

katılımcı yaklaşımı benimseyen örgütlenmelerdir.<br />

Sivil toplum ve dernekler bugünkü yapılanmasına ulaşıncaya dek çeşitli<br />

tarihsel süreçlerden geçmiştir. Sivil toplumun batıda ortaya çıkışı 12. yüzyıla<br />

kadar uzanmakta iken ülkemizde 16. yüzyılın öncesine kadar uzanmaktadır.<br />

Batıda sivil toplumun ortaya çıkışında ekonomik ilişkiler ön plandayken ülkemizde<br />

dinsel düşünce yanında loncaların ekonomik yönünden dolayı ekonomik<br />

ilişkilerde etkili olmuştur. Sivil toplum, ülkemizde devlete uyum sağladığı<br />

noktalarda bir aktör olarak rol almasından dolayı batıdaki oluşuma göre farklı bir<br />

gelişim göstermiştir. Batıda, 1789 Fransız devrimi ile insan hakları bildirisi, sanayi<br />

devrimiyle şekillenen kapitalist düzen, 1929 ekonomik bunalımının neden olduğu<br />

sosyal refah devletinin gelişmesi, 1970 stagflasyonu ile neoliberal yaklaşımların<br />

gündeme gelmesi, küreselleşme, yapısal uyumla birlikte büyüme yaklaşımı<br />

çerçevesinde iktisadi büyümenin devamlılığının sağlanmasının yanında iktisadi<br />

alanın iyi yönetilmesi sivil toplumun gelişip bugünkü yapısına gelmesinde etkili<br />

olmuştur. Ülkemizde ise 16. yüzyıl sonrası Osmanlı imparatorluğunda merkezi<br />

otorite sivil toplumun gelişmesine engel teşkil etmiş, 19. yüzyılla birlikte Osmanlı<br />

modernleşmesi başlamış hukuk, idare, ekonomi ve eğitim alanlarındaki<br />

reformlarla sivil toplum alanında canlanma sağlanmıştır. 1923-1946 arasındaki<br />

Tek Parti Dönemi’nde gerçekleştirilen yapısal reformlar ve programlar her<br />

yönden baskın olan “merkez” tarafından “çevre”de uygulatılmıştır. O nedenle sivil<br />

toplum ancak merkeze uyum sağladığı noktalarda bir aktör olarak rol<br />

oynayabilmiş ve sivil toplum unsurları tehdit olarak algılandığından dolayı 1930’lu<br />

yıllardan itibaren sivil toplum unsurları tasfiye edilmiştir. 1950 yılında başlayan<br />

çok partili dönemle sivil toplum unsurları yeniden ortaya çıkarak siyasal partilere<br />

yönelmişlerdir. Türkiye’deki STK’ların % 56’dan fazlasının 1980 darbesinin<br />

sonrasında kurulması sivil toplum unsurlarının Türkiye’deki geleneksel<br />

merkeziyetçi varlık alanına karşı bir varlık alanı oluşturmaya başladığının<br />

göstergesi olmuştur. Son dönemde de Neoliberal politikalar, 1996 Habitat<br />

94

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!