DERNEKLERİN ÜLKE EKONOMİSİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ
DERNEKLERİN ÜLKE EKONOMİSİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ
DERNEKLERİN ÜLKE EKONOMİSİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Bankacılığın ve sermaye piyasasının yeteri kadar gelişmediği bu ülkelerde<br />
halk tasarruflarını büyük ölçüde altına ve gayrimenkule yönlendirmek zorunda<br />
kalmaktadır.<br />
Halkın tasarruflarını bankalarda değerlendirmemelerinin en önemli<br />
nedenleri arasında, yüksek enflasyon oranı nedeniyle reel faiz alamama riski ile<br />
bankalara güvensizlik yatmaktadır. Bankacılık sektörünün yeterince gelişmemiş<br />
olması ise işletmelerin uzun vadeli kredi temininde güçlüklerle karşılaşılması<br />
sonucunu doğurmaktadır. Yeterli kredi temin edemeyen işletmeler ise üretken<br />
kapasiteleri yaratmaya yönelik yatırımlara gidememektedirler.<br />
Öte yandan, kayıtlı ekonominin yeterince gelişmediği, halkın vergi<br />
vermektense, vergi toplayan memurlara rüşvet vermeyi yeğlediği bu ülkelerde,<br />
vergi gelirlerinin düşük olması, ekonomik kalkınma için gerekli kamu fonlarının<br />
oluşturulmasında önemli bir engel niteliği arz etmektedir.<br />
f) Kültürel, Sosyal ve Dini Engeller<br />
Gelişmekte olan ülkelerde, ekonomik kalkınmaya bir diğer engel, ülkenin<br />
sosyokültürel yapısı ve hatta dini inançları olabilir.<br />
Gelişmekte olan ülkelerde, mevcut sanayi faaliyetleri el gücüne dayalı,<br />
küçük işletmelerdir. Bu toplumlarda belirli mesleklerin belirli ailelerin tekelinde<br />
olmasından öte, pederşahi aile geleneğinin bir sonucu olarak, erkek evlatlar<br />
babalarıyla birlikte çalışırlar. Babalarının mesleğini öğrenen ve babalarından<br />
mesleğin inceliklerini alan gençler, babaları ölene kadar onunla çalışmak<br />
zorundadırlar. Bu uygulama müteşebbislik ruhunu köreltmekte, kişilerin inisiyatif<br />
kullanma arzusunu ortadan kaldırmaktadır. Yaşlı babanın hakim olduğu<br />
işletmelerde büyüme arzusu hissedilmez, yeniliklere iltifat edilmez. Baba, kendi<br />
babasından öğrendiklerinin devam etmesi yanlısı olur. Böylece tasarruf ve<br />
yatırım arzusunun geri planda kaldığı bu ülkelerde, kalkınma için gerekli ortam<br />
oluşamaz.<br />
Gelişmekte olan toplumlarda, okuma-yazma oranına paralel olarak, kültür<br />
düzeyi de çok düşüktür. Ekonomik gelişmeye ve yeniliklere karşı olanlar, halkın<br />
cahilliğinden de yararlanarak, dini kendi menfaatleri doğrultusunda yorumlayıp,<br />
kalkınmayı engellemeyi başarabilirler. Öte yandan dinin ekonomik kalkınma<br />
89