DERNEKLERİN ÜLKE EKONOMİSİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ
DERNEKLERİN ÜLKE EKONOMİSİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ
DERNEKLERİN ÜLKE EKONOMİSİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
kalkınmanın gerçekleştirilmesine yönelik derneklerin etkileri derneklerin<br />
ekonomideki önemine vurgu yapmaktadır. Derneklerin gelir dağılımının<br />
sağlanarak yoksulluğun azaltılmasına yönelik olarak yaptıkları harcamalar 2006<br />
yılında 392.095.384 YTL’dir. Devletin sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları<br />
vasıtasıyla 2006 yılında yaptığı harcamalar 1.389.547.995 YTL’dir. Derneklerin<br />
gelir dağılımının düzeltilmesine yönelik olarak yaptığı harcamaların, Devletin<br />
sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları vasıtasıyla yaptığı harcamalara oranı<br />
% 28.21’dir. Yani dernekler, Devletin gelir dağılımının düzeltilmesi ve yoksulluğun<br />
azaltılmasına yönelik yapması gereken harcamaların % 28.21’lik bir kısmını<br />
gerçekleştirmektedir.<br />
Bir diğer istikrar politikası unsuru olan tam istihdamın sağlanmasına<br />
dernekler personel istihdam ederek katkıda bulunmaktadır. Derneklerin,<br />
istihdama yönelik yaptığı diğer bir katkı mesleki eğitime yönelik faaliyetleridir. Bu<br />
çerçevede 2006 yılında 102,942,305.09 YTL’lik harcama yapılmıştır. Ayrıca<br />
işsizliği önlemek ve mesleki eğitim politikasının işlevselliği arttırmak ve<br />
desteklemek için Avrupa Birliği (AB) fonlarından Leonardo da Vinci (2000–2006,<br />
Meslek İçi Eğitim) programı önemli bir işlev üstlenmekte ve ülkemizdeki birçok<br />
kurum ve kuruluşa proje karşılığı fon sağlamaktadır. Bu kuruluşlar arasında kar<br />
amacı gütmeyen birlikler ve dernekler de bulunmaktadır. Bu program<br />
çerçevesinde, 2002 yılında Türkiye'ye sağlanan AB mali yardımları 200 milyon<br />
Euro'ya ulaşmıştır.<br />
İstikrar politikalarından fiyat istikrarının sağlanması yani enflasyonun<br />
önlenmesine yönelik olarak dernekler bazı etkilerde bulunmaktadır. Batıda, halk<br />
katılımını sağlayan ve mali alt yapısı güçlü tüketici örgütleri, satıcı üzerinde<br />
neredeyse hukuki yaptırımdan daha etkili kamuoyu baskısı yaratabilmektedir.<br />
Oysa ülkemizde tüketicilerce kurulan dernek ve vakıf şeklindeki örgütler, Batıdaki<br />
örneklerine göre daha zayıftır. Dernekler çeşitli sektörlerde ortaya çıkan fiyat<br />
artışlarına yönelik tepkilerini ortaya koyabilmekte, sosyal sorumluluk bilinciyle<br />
kamuoyu oluşturmaktadırlar. Bazen de ortaya çıkan fiyat artışlarını engellemek<br />
için dava açmak suretiyle baskı unsuru olabilmektedirler. Bu şekilde dernekler<br />
fiyat artışlarını kontrol altında tutma fonksiyonu icra edebilmektedirler. Diğer<br />
98