24.07.2014 Views

Ekber ONUK - Savunma Sanayii Müsteşarlığı

Ekber ONUK - Savunma Sanayii Müsteşarlığı

Ekber ONUK - Savunma Sanayii Müsteşarlığı

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Sürdürülebilirlik ve Rekabetçilik<br />

gelecek ve iç pazarla yetinmeye çalışacak,<br />

küçülmek zorunda kalacak, finansman kaybı ile<br />

orantılı olarak özellikle Ar-Ge ve yeni teknoloji<br />

geliştirme kabiliyetine sahip yetişmiş istihdamın<br />

kaybı önlenemeyecek ve bu nedenlerle<br />

harekat konseptini değişen çağa göre<br />

yenileyecek olan TSK’nın ihtiyaçlarının da<br />

karşılanmasında zorluklar yaşanabilecektir.<br />

Sürdürülebilirlik için Çift Kullanım ve<br />

Yetenek Bazlı Üretim<br />

Sürdürülebilirlik açısından, ihracat hacmini<br />

artırarak yüksek gelir elde edilmesinin yanı<br />

sıra, esnek tasarım yeteneğiyle maliyet etkin<br />

çözümler sunabilen rekabetçi bir sektörün<br />

uluslararası arenada kalıcılığını sağlamak<br />

amacıyla, alt sistem, bileşen, malzeme<br />

geliştirme ve üretimi için gerekli olacak kaynak<br />

yönetiminin sektörel bazda yürütülebilmesini<br />

sürekli kılacak yöntemlere başvurmak diğer<br />

kritik unsur olarak öne çıkmaktadır.<br />

Sektörün devamlılığı amacıyla söz konusu<br />

finansman açığı oluşma riskinin azaltılması;<br />

milli savunma ihtiyaçlarının yüksek yerli katkı<br />

oranıyla karşılanması ve savunma ihracatı ile<br />

birlikte savunma alanı haricinde başka alanlarda<br />

da kullanılabilecek ürünlerle sağlanabilecektir.<br />

Bu yaklaşım bir ürünün çift kullanımı<br />

(dual use) anlamına gelmektedir.<br />

Çift kullanım kavramı irdelendiğinde bu<br />

kavramın, belirli bir amaç için geliştirilen bir<br />

ürün, sistem ya da malzemenin fazla değişime<br />

ihtiyaç duymadan başka amaçlar için kullanılabilmesi<br />

üzerine olduğu görülmektedir. Bu<br />

çerçevede, çift kullanımın, ihtiyaç bazlı<br />

üretimden yetenek bazlı üretime geçmek ile<br />

mümkün olduğu görülmektedir. İhtiyaç bazlı<br />

üretimde, başka parametreler düşünülmeden<br />

ihtiyaç tanımı üzerinde tasarım yapılır.<br />

İhtiyaç bazlı üretimde ürünün<br />

başka alanlarda kullanımı için<br />

önemli ölçüde yeni tasarım ve<br />

geliştirme süreçleri<br />

gerekmektedir.<br />

Bunun aksine, yetenek bazlı<br />

ürünler söz konusu olduğunda,<br />

ürünün doğrudan ya da çok az<br />

bir değişiklikle bir çok alanda<br />

hizmet etmesi sağlanabilir.<br />

<strong>Savunma</strong> ihtiyacı platform ve sistemler<br />

karmaşık yapılarıyla son kullanıcının teslim<br />

alacağı, genelde ihtiyaç tabanlı üretim ile elde<br />

edilebilecek ürünlerdir. Bu nedenledir ki, aynı<br />

ürünün başka alanlarda kullanımı için önemli<br />

ölçüde yeni tasarım ve geliştirme süreçleri<br />

gerekmektedir. Bunun aksine, yetenek bazlı<br />

ürünler söz konusu olduğunda, ürünün<br />

doğrudan ya da çok az bir değişiklikle bir çok<br />

alanda hizmet etmesi sağlanabilir. Aslında,<br />

ihtiyaç bazlı üretim sadece savunma sektörü ile<br />

ilgili bir durum değildir. Sistem ihtiyaçları<br />

karmaşıklaştıkça, ilgi alanlarında kullanılacak<br />

sistemler ihtiyaç bazlı ürün kavramına daha<br />

yakın hale gelirler.<br />

Yetenek Bazlı Üretim İçin Alt Yüklenici<br />

Kullanımı<br />

Yetenek bazlı üretimi, savunma sektöründe<br />

rol alan sanayiinin durumuna göre değerlendirmekte<br />

fayda vardır. <strong>Savunma</strong> sanayiimizde,<br />

ana entegratör görevini üstlenen firmalarımız<br />

ele alındığında, deniz ve kara platformları için<br />

savunma alanı haricindeki alanlarda önemli<br />

seviyede üretim yetkinliği kazanmış firmalarımız<br />

mevcuttur. Diğer platformlarda görev<br />

alan ana yükleniciler için aynı şeyi söylemek<br />

mümkün değildir. Bu iki grubun değerlendirilmesi<br />

ayrı ayrı ele alınmalıdır.<br />

İlk gruptaki firmalarımız, savunma haricindeki<br />

alanlarda üretim yetenekleri sayesinde<br />

endüstriyel açıdan sürekliliklerinin sağlanmasında<br />

avantajlı durumdadırlar. Tabi ki bu<br />

avantajlı durum, girdikleri diğer alanlar ile ilgili<br />

sektörel bazda krizler ya da durağanlıklar<br />

yaşanmaması ile mümkündür. Bunun yanı sıra,<br />

firmaların savunma alanı dışındaki diğer<br />

alanlarda üretim kapasitelerini artırma ihtimali<br />

ile savunma alanındaki yatırım ve bilgi birikimi<br />

sürekliliğinde zafiyetlerin oluşması muhtemeldir.<br />

Bunun nedeni ise, ilgi alanının çok daha<br />

fazla gelir getirecek alanlara kayması olacaktır.<br />

Söz konusu firmalarımızın, böyle bir durumda<br />

dahi savunma alanında yeteneklerini ve<br />

altyapısını koruyabilmesi için, hâlihazırda<br />

savunma alanında kazanmaya devam ettikleri<br />

yeteneği üst seviyede platform entegratörü<br />

olarak sürdürmeleri, alt sistem bazında üretim<br />

yeteneğinin ise alt yüklenici ya da yan sanayii<br />

firmalarınca sürdürülmesi uygun olacaktır.<br />

İkinci grupta, yetkinliklerini savunma alanında<br />

geliştirmiş ve elde ettikleri ürün / sistemlerin<br />

farklı alanlarda varlık gösterebilmesi ihtimali<br />

düşük olan ana entegratör firmalarımız yer<br />

almaktadır. Bu firmalarımızın, bilgi birikimleri<br />

ve iş süreçleri diğer alanlara yeterli düzeyde<br />

kaymalarına imkân vermeyecektir. Söz konusu<br />

firmalarımızın savunma sanayiimizin lokomotifi<br />

ve bu alanın büyük aktörleri olarak<br />

yollarına devam etmeleri daha doğru olacaktır.<br />

Platform / sistemden, alt sistem ve malzemeye<br />

doğru yönlendikçe, kullanım alanları artmaktadır.<br />

Bir başka deyiş ile interdisipliner alana<br />

doğru bir yönelimdir bu. Birçok alana hizmet<br />

edebilecek bu seviyedeki ürünlerin geliştirilmesi<br />

için gereken uzmanlık genelde aynı<br />

teknolojik seviyedeki başka ürünlerin geliştirilmesi<br />

için gereken uzmanlıktan çok farklı<br />

olabilmektedir. Örnek vermek gerekirse, bir<br />

kızılötesi kameranın optik kısmı ile yine aynı<br />

kameranın dedektör kısmının aynı ürün kırılım<br />

seviyesinde olmalarına karşın her ikisi için de<br />

teknoloji gereksinimi ve üretim süreçleri<br />

birbirinden bütünüyle farklıdır. İlk aşamada,<br />

tüm bu farklı uzmanlık alanlarının birçoğuna<br />

tek bir organizasyon bünyesinde sahip olmaya<br />

çalışmak için gereken zaman, insan ve finans<br />

kaynağı yine bu yeteneklerin ayrı ayrı yerlerde<br />

oluşması için gereken zaman, insan ve finans<br />

kaynağından, sektörün tümü düşünüldüğünde,<br />

çok farklı olmayabilir. Söz konusu<br />

üründen elde edilecek gelirlerde ise üreticilerin<br />

pazar genişliğine bağlı olarak farklılıklar<br />

oluşacaktır.<br />

Bu konuyu biraz açmak gerekirse, üst seviyede<br />

ürün geliştiren bir üreticinin müşterileri,<br />

asıl odak noktası olan ürün seviyesindeki<br />

platform/sistemin kullanıcılarıdır. Bu nedenle,<br />

üst seviye üreticiler geliştirmiş oldukları<br />

herhangi bir alt sistem seviyesindeki ürünü,<br />

entegre olduğu üst seviyedeki ürün ile birlikte<br />

sadece bu kullanıcılara ulaştırabilecektir.<br />

Bunun yanı sıra, alt seviye bir üreticinin asıl<br />

müşterilerini sadece platform ve sistemlerin<br />

son kullanıcıları değil, bunlarla birlikte son<br />

kullanıcılara tedarikçi olarak ulaşabilecek tüm<br />

yerli ve yabancı ana yükleniciler oluşturmaktadır.<br />

Buradan hareketle alt seviye üreticilerin alt<br />

sistem seviyesindeki bir ürünü, çeşitliliğini de<br />

artırarak, çok daha fazla müşteriye ulaştırabileceği<br />

değerlendirilmektedir. Buna bağlı<br />

olarak geliştirilen üründen daha fazla gelir elde<br />

edilebilecektir. Sağlanan gelir artışı, alt sistem<br />

bazındaki geliştirme faaliyetinin sürekliliğinin<br />

sağlanmasına imkân verecektir. Bu sayede,<br />

teknolojik gelişmelere paralel ürün geliştirme<br />

sağlanmaya devam edilebilecek, bununla<br />

birlikte, çift kullanıma esas değişiklikler için<br />

gerekli finans ve zaman fırsatı yaratılmış<br />

olacaktır.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!