24.07.2014 Views

Ekber ONUK - Savunma Sanayii Müsteşarlığı

Ekber ONUK - Savunma Sanayii Müsteşarlığı

Ekber ONUK - Savunma Sanayii Müsteşarlığı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

63<br />

değiştirilerek rekabetçi bir yapıya kavuşturulmuştur.<br />

Türk <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde Ar-Ge, Ürün<br />

Geliştirme ve TÜBİTAK<br />

SSM, yeni ve özgün savunma sanayii ürünlerinin<br />

ülke ihracatında oynayacağı rolü 2009-<br />

2016 stratejik planında tespit etmiştir. Bu<br />

konularda destek vermeyi de öngören ilk<br />

adımlarında, teknoloji geliştirilmesine destek<br />

vermiştir. Fakat, 2012 yılında hazırlanan yeni<br />

stratejilerde bu adımdan vazgeçen SSM,<br />

doğrudan “yeni ürün geliştirme” projelerine<br />

destek vermeye başlamıştır. Bu konudaki<br />

formül şudur: SSM, TSK’nın öngördüğü veya dış<br />

pazarda da iş yapacak ürünleri geliştirme<br />

görevini kabiliyetli şirketlere dağıtmakta,<br />

ortaya çıkan ürünleri TSK, Test, Ölçme ve<br />

Değerlendirme Tugaylarında denemekte,<br />

başarılı bulduklarını tedarik yolunu seçmekte,<br />

diğerleri için ise geliştirme önerilerini<br />

sıralamaktaydı. Böylece Türklerin savunma<br />

ürünü geliştirme süreci, sürekli yeni ürünlerin<br />

ortaya çıkarılmasını sağlamakta; TSK’nın ise<br />

“şimşek gibi bir ordu” imajını pekiştirmekte idi.<br />

SSM’nin yanı sıra TÜBİTAK ise, araştırma ve<br />

geliştirme alanında Türkiye’nin son yıllarda<br />

yaptığı atılımlarda öncülük etmiştir. Teknoloji<br />

ve ürün geliştir-mede sağladığı teşviklerle<br />

TÜBİTAK, savunma sanayiinin en büyük<br />

destekçi kurumlarından olmuştur. 2011’den<br />

itibaren SSM ve TÜBİTAK yeni bir işbölümü<br />

yapmış; SSM, Ar-Ge desteği sağladığı<br />

“teknoloji geliştirme” görevini TÜBİTAK’a<br />

devretmiştir. Buna karşılık TÜBİTAK ’ta bir<br />

zamanlar el attığı seri üretim işlerine<br />

girmemeye; ancak geliştirdiği teknolojilerin<br />

ticari olarak üretilmesini sanayiye bırakmaya<br />

başlamıştır.<br />

2005-2010 aralığında yan<br />

sanayiye en az %20 pay<br />

verilmesini zorlayan sistem,<br />

2011’den başlayarak daha fazla<br />

iş payının aktarımını<br />

öngörmüştür. 2023 itibariyle<br />

ana müteahhitler aldıkları işin<br />

takriben %50’sini Türk şirketleri<br />

ile paylaşmak zorundadır.<br />

Türk <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nin Belirgin Özellikleri<br />

Sayın Başbakan,<br />

TC’nin Cumhurbaşkanlarından Turgut Özal’ın<br />

ileri görüşlülüğü ile 1980’lerde kurulmuş olan<br />

Türk <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>, dünya pazarında<br />

aşağıdaki ayırıcı özellikleri ile diğer ülke<br />

savunma sanayiilerinden ayrılır:<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

Türk <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Şirketleri güvenilirdirler.<br />

Türkler verdikleri sözü tutan işadamlarıdır.<br />

Yazılı kontrat önemli olmakla birlikte,<br />

verilen söz ülke sanayicisinin namusudur.<br />

Garanti süresinden çok sonra, uzun yıllar<br />

sonra, eskiyen sistemleri sorun çıkardığında<br />

müşterinin yanında olur ve soruna çözüm<br />

bulmaya çalışırlar. Bunu, Müşterinin<br />

aleyhine ve kısa zamanda para kazanıcı bir<br />

eyleme çevirmek yerine, “önce yardımcı ol,<br />

sana güvensin; iş sonra zaten gelir!” anlayışı<br />

ile yaparlar.<br />

Türk sanayicileri yüksek ahlaklıdır! Bu<br />

şirketlerin girdiği pazarlarda vergi verenler,<br />

Türk Şirketlerinin çevrelerinde yarattıkları<br />

ahlak kültüründen olumlu anlamda<br />

etkilenir.<br />

Türk savunma sanayicileri inatçıdır; hiçbir<br />

koşulda vazgeçmezler! Cesurdurlar. Risk<br />

almayı severler.<br />

Türk savunma sanayicileri girdikleri pazara<br />

yerleşir; yerlileşirler… Bu raporun yazarları<br />

olarak bizleri en çok etkileyen hususlardan<br />

birisi de bu olmuştur. Yüksek milliyetçi<br />

duygulara sahip olan Türkler, bir pazara<br />

yerleşirken bencil davranmaz; mutlaka<br />

güçlü yerel ortaklar bulur; kendileri de o<br />

ülkenin vatandaşı imiş gibi bir ruha<br />

bürünürler.<br />

Türkler daha fazla kazanmanın yolunu,<br />

ortağına da kazandırmaktan geçtiğini<br />

bilirler. Bu nedenle, Türk şirketleri ile iş<br />

yapmanın cazibesi giderek yayılmaktadır.<br />

Türklerin yüksek özgüveni, iş becerisi ile birleşmiştir.<br />

1980’li yıllardan itibaren Üniversitelerin<br />

en parlak öğrencilerini daha<br />

öğrenci iken kendilerine bağlayan savunma<br />

sanayicileri, bunun semeresini Şirketlerine<br />

sadık, genç, yaratıcı çalışanlara sahip<br />

olmakla almaktadırlar.<br />

Türk sanayicileri mütevazıdır! Tevazu, Türk<br />

kültürünün bir parçası olmakla birlikte Türk<br />

sanayicileri Türkiyenin son yirmi yılda<br />

parlayan yıldızının şımartıcı etkisine<br />

kapılmamış; muhatapları karşısında daima<br />

saygılı ve mütevazı olmuşlardır.<br />

Türk <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> ve KOBİ’ler<br />

Sayın Başbakan,<br />

Türkler, savunma sanayiini geliştirirken önce<br />

ana müteahhitlerin filizlenmesini sağlamış;<br />

daha sonra bu müteahhitlerin hızını artırmak,<br />

riski paylaştırmak ve yerel sanayii de geliştirmek<br />

için verdikleri ihalelerden belirli<br />

payların yan sanayiye aktarılmasını sağlamışlardır.<br />

2005-2010 aralığında yan sanayiye en az %20<br />

pay verilmesini zorlayan sistem, 2011’den<br />

başlayarak daha fazla iş payının aktarımını<br />

öngörmüştür. 2023 itibariyle ana müteahhitler<br />

aldıkları işin takriben %50’sini Türk şirketleri<br />

ile paylaşmak zorundadır.<br />

Bu konudaki ilk çabalar, ana müteahitlik<br />

görevini üstlenen şirketlerin, üretim ağırlıklı iç<br />

yapılarında dirençle karşılaşmış; temel<br />

yetenekleri bünyede tutup, detay üretim<br />

işlerini yan sanayiye aktarmak yerine pahalı<br />

makine yatırımlarını bünyelerine yapmışlardır.<br />

Buna kalite ve üretim kültüründen yoksun olan<br />

bazı yan sanayi firmalarının varlığı da sebep<br />

olmuştur. Ancak, SSM’nin teşvik ve zorlamaları<br />

ile yan sanayide son on yılda olağanüstü<br />

gelişmeler sağlanmıştır.<br />

Devletin sanayi ile işbirliğine en iyi örneklerden<br />

birisi de 2013’lerde kurulan Türk <strong>Savunma</strong><br />

<strong>Sanayii</strong> Akademisidir (TÜSSAK). SSM, <strong>Savunma</strong><br />

İmalatçıları Derneği (SaSaD), OSTİM, KOSGEB<br />

işbirliği ile kurulan Akademi, savunma<br />

sanayiinin ihtiyaç duyduğu yetenek dallarında<br />

şirketlerin personeline eğitim vermekte ve<br />

sertifikalandırmaktadır. Çok geniş olan müfredat<br />

konuları arasında kaynakçılık, CNC operatörlüğü,<br />

ağır iş makineleri operatörlüğü, kalite<br />

kontrol uzmanlığı, test uzmanlığı, kalibrasyon,<br />

ERP vs. gibi olağanüstü sayıda konu bulunmaktadır.<br />

SSM, şirketlerin personelinin bu<br />

akademiden sertifika almasını şart koşmuştur.<br />

Böylece geçen on yılda, gerek ana müteahitler<br />

ve gerekse yan sanayide ortak bir savunma<br />

sanayii üretim kültürü oluşmuştur. Bu kültüre<br />

sahip olan OSTİM firmalarının artması,<br />

özellikle bu şirketlerin gerek Türkiye’de gerekse<br />

yurtdışında bu şirketlere ilave iş olanakları<br />

sağlamıştır.<br />

V. Tekrarlamakta Yarar Olan Hususlar; Ya Da<br />

“sonuçlar”<br />

1. Türk Devleti, Hükümeti ve Ordusu ile Türk<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nin arkasındadır.<br />

2. Güçlü bir Ordu, beraberinde birçok siyasi<br />

ve ekonomik avantaj getirmektedir.<br />

3. TSK, Türk <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>ni kendi stratejik<br />

gücü olarak kabul etmekte, her<br />

türlü çalışmayı birlikte yapmaktadır.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!