23.10.2014 Views

halkların tek dostu devrimcilerdir - Yürüyüş

halkların tek dostu devrimcilerdir - Yürüyüş

halkların tek dostu devrimcilerdir - Yürüyüş

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Haklar ve Özgürlükler<br />

Kurultayı<br />

Haklar ve Özgürlükler Platformu oligarşinin terörü ve<br />

bütün olarak her alandaki hak gasplarına karşı kitlelerde<br />

haklar ve özgürlükler bilincini geliştirmek için 18-19 Ara -<br />

lık 1993’de Hak lar ve Öz gür lük ler Ku rul ta yı’nı gerçekleştirdi.<br />

Oligarşinin tüm engellemelerine rağmen İstanbul'da<br />

ya pıl an kurultay, işçilerden öğrencilere, kondululardan aydınlara<br />

kadar halkın çeşitli kesimlerini bir araya getirdi.<br />

Ku rul tayda emek sömürüsünden yargıya, gecekondu sorunundan<br />

ulusal soruna kadar Tür ki ye gün de mi nin en<br />

önemli sorunları tartışıldı.<br />

Lice’de devletin<br />

“çatışma senaryosu”<br />

boşa çıkartıldı<br />

Devlet, 21 Ekim 1993’de başlayıp 26 Ekim’de so na<br />

eren bir katliam gerçekleştirdi. Ya şa nan bu kat li am dan ge -<br />

ride 60’dan fazla ölü, 300 yaralı ve için de ki ler le bir lik -<br />

te ya kıl mış 228 dükkan kaldı. Ve ardından yaşanan göç.<br />

9600 nüfuslu kentten geriye sadece 300 kişi kaldı.<br />

Devlet “çatışma senaryosu”yla katliamını meşrulaştırmaya<br />

çalıştı. Katliamın ardından çeşitli kurumların yanısıra<br />

TA YAD’ın çağ rı sıy la Mar ma ra Öz gür-Der, Hal -<br />

kın Hu kuk Bü ro su, Ta vır Der gi si, FO SEM ve Sağ lık-<br />

Sen’den temsilcilerin katıldığı bir heyetin Lice’ye gitmesi<br />

ve göz lem le ri ni halka açık la ma la rıy la oli gar şi nin “ça -<br />

tışma” senaryosu bozuldu.<br />

Halkın Acil<br />

Müdahale Hattı<br />

Baskı, yasak, terör, bu ülkenin gündeminden hemen hiç<br />

bir zaman eksilmedi. Bazen daha yoğun, bazen daha seyrekti,<br />

ama hep varoldu. Devrimci, demokrat kesimler, örgütlü<br />

halk güçleri bu saldırıların öncelikli boy hedefi duru<br />

mun da ol ma sı na kar şın, bu ke sim le rin dev le tin key fi -<br />

liklerine karşı geniş kesimleri birleştiren, birlikte harekete<br />

geçiren asgari bir örgütlülüğe sahip olmadığı da bir başka<br />

gerçeğimizdi.<br />

Haklar ve Özgürlükler Platformu’nun girişimiyle gözal<br />

tı la ra, kat li am la ra, ka çır ma la ra anın da mü da ha le ede -<br />

bil mek, zu lüm dü ze ni nin önü ne ye ni bir ba ri kat oluş tur -<br />

mak amacıyla “Halkın Acil Müdahale Hattı” oluşturuldu.<br />

Bem-Sen, OKM, Öz gür-Der gi bi ku ru luş lar, te le fon la rı -<br />

nı, faks la rı nı bu hat tın hiz me ti ne ve re rek çağ rı yı des <strong>tek</strong> -<br />

lediler.<br />

Derneklerimiz bu dönemde oligarşinin katliamlarına,<br />

kayıplarına, hapishanelerdeki saldırılarına, işkencelerine<br />

karşı haklar ve özgürlükler mücadelesinin önemli bir mevzisi<br />

oldu.<br />

(Sürecek)<br />

Sayı: 255<br />

<strong>Yürüyüş</strong><br />

13 Şubat<br />

2011<br />

Na s›l B‹R Ya fla m?<br />

Na s›l B‹R Ya fla m?<br />

Çocuklarımızın düşünceleri<br />

Çocuklarımızın düşüncelerini dikkate<br />

alıyor, onların düşüncelerine değer<br />

veriyor muyuz?<br />

Yoksa yaşları, taşıdıkları düşünceler<br />

ne olursa olsun, halen onları “çocuk!”,<br />

taşıdığı düşünceleri de “ci ddi ye<br />

alınamaz!”, “kandırılmış!” ve biraz<br />

da “çocukça mı!” buluyoruz?<br />

Biliriz ki, her aile için çocukları değerlidir.<br />

Eğer bu lafta kalmayacaksa,<br />

bencilce düşüncelerimizi bir yana bırakıp,<br />

çocuklarımıza gerçekten değer veriyorsak,<br />

yapmamız gereken bir şey<br />

daha var.<br />

Çocuklarımıza değer vermek, sadece<br />

onların masraflarını karşılamak, onlara<br />

sevgi sözcükleri sıralamak değildir.<br />

Onlara değer vermek, onları ciddiye almak,<br />

onları anlamaya çalışmaktır.<br />

Ve en önemlisi onların düşüncelerine<br />

değer vermektir. Her şeyden önce<br />

onların bizim gibi düşünmemesi, bizden<br />

geri düşünceler savundukları anlamına<br />

gelmez.<br />

Tersine, bizim çocuklarımız bizden<br />

daha ileri, daha doğru düşünceler savunabilirler.<br />

Bizim onların anneleri, babaları<br />

olmamız onlardan daha doğru<br />

düşüneceğimiz anlamına gelmez.<br />

Çocuklarımızın düşüncelerini öğrenmek,<br />

onlara saygı göstermek, düşüncelerini<br />

anlamak, doğruysa dikkate<br />

almak, yanlışsa eğitici bir tarzda düzeltmek<br />

görevimizdir.<br />

Yaşları, küçük olabilir, bizler kadar<br />

yaşam tecrübeleri de olmayabilir. Ama<br />

bu onların kocaman bir yüreğe, vatanları<br />

için çalışan kocaman bir beyne sahip<br />

olmalarına engel değildir.<br />

16, 17,18 yaşında gencecik liseli<br />

kızlarımızın ve erkeklerimizin parasız<br />

eğitimi savunmaları yanlış mıdır? Bu<br />

düşünceler değer verilmeyi haketmiyor<br />

mu? Bu düşünceler için hepimizin seferber<br />

olması gerekmiyor mu?<br />

Bizim “çocuk olarak” görüp düşüncelerine<br />

değer vermediğimiz, o yürekleri<br />

koskocaman, gencecik<br />

çocuklarımız, bir meydanda açtıkları çadırda<br />

kış ortasında soğukta günlerce süren<br />

açlık grevi yaptılar.<br />

Yaşıtlarının internet cafelerden çıkmadığı<br />

bu gencecik çocuklar, milyonlarca<br />

insanın yaşadığı bir sorun için<br />

mücadele ediyor. Bu çocukların aileleri<br />

olarak neden onları “kandırılmış” olarak<br />

veya “çocuk” olarak görelim?<br />

Onların düşüncelerini anlamalı, o<br />

düşünceler uğruna bizler de çocuklarımız<br />

ile omuz omuza olmalıyız.<br />

HALKLARIN TEK DOSTU DEVRİMCİLERDİR<br />

2 3

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!