halkların tek dostu devrimcilerdir - Yürüyüş
halkların tek dostu devrimcilerdir - Yürüyüş
halkların tek dostu devrimcilerdir - Yürüyüş
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
AVRUPA’dakiBİZ<br />
Tecrite yüzbin kere hayır!<br />
❐ Kampanyamıza “Tecrite<br />
Yüzbin Kere Hayır” ismini<br />
verdik.<br />
❐ Yüzbin adet bildiri<br />
dağıtacağız<br />
❐ Yüzlerce afiş ve pankart<br />
ile tecrit işkencesini<br />
anlatacağız<br />
❐ İmza topluyor, masalar<br />
açıyoruz<br />
❐ 9-19 Mart'ta Almanya'da<br />
yapacağımız uzun<br />
yürüyüşle tutsaklarımızın<br />
sesini taşıyacağız<br />
Almanya'da siyasi davalarla ilgili<br />
hem soruşturma aşamasında, hem<br />
yargılama aşamasında, hem de infaz<br />
aşamasında tam bir keyfiyet hakimdir.<br />
Bu keyfiyet de siyasi tercihlerden<br />
kaynaklanmakdır.<br />
Devrimcilere yönelik keyfiyetin<br />
temelinde ise; devrimcilerin faşizme,<br />
ırkçılığa, ayrımcılığa karşı mücadeleleri<br />
ve düşüncelerine düşmanlık<br />
vardır. Bu saldırıların temelinde mücadeleyle<br />
kazanılmış olan demokratik<br />
hak ve özgürlüklere düşmanlık vardır.<br />
Anadolu Federasyonu davasının<br />
soruşturma ve yargılama sürecine bakıldığında<br />
iki olgu öne çıkmaktadır. Birincisi;<br />
suçlanan devrimciler Almanya'da<br />
yaşayan Türkiyeliler’in demokratik<br />
hak ve özgürlükler mücadelesinde<br />
yeralmışlardır. İkincisi; Türkiye'deki<br />
faşist rejimin insanlık suçlarını dile getirmiş,<br />
faşizmin mağdurlarına sahip<br />
çıkmış olmalarıdır. Almanya devletinin<br />
hak gasplarına karşı direnmeleri,<br />
hem de faşist rejimi rahatsız etmeleri<br />
onların hedef olmasını belirlemiştir.<br />
Tutsak devrimcilere karşı kullanılan<br />
129b maddesi ve bütün anti-terör<br />
yasalarının ortak noktası; anayasal<br />
hak ve özgürlüklerin ortadan<br />
kaldırılmasıdır.<br />
Anadolu Federasyonu dava dosyasında<br />
kullanılan suçlamalar asıl<br />
olarak işkenceci Türkiye polisinin<br />
fezlekeleri ve ırkçı Alman polisinin<br />
kurguları üzerine şekillenmiştir.<br />
Tecrit teslim almak içindir!<br />
Açılan davaların başından itibaren<br />
ceza verileceği kesin olduğu için,<br />
yani hukuki değil, siyasi bir dava<br />
başlatıldığı için, başından itibaren<br />
tutsaklar suçlu muamelesi görmektedir.<br />
Bunun için de günün 24 saatini<br />
kapsayan özel bir tecrit politikası<br />
uygulanmaktadır.<br />
Mektuplar, ziyaretler ve tutsak<br />
haklarının gasbedilmesi çerçevesinde<br />
oluşturulan tecrit politikası asıl olarak<br />
bir işkence aracı olarak kullanılmaktadır.<br />
Telefonu kullanmak yasaklanmıştır.<br />
Mektuplar özel bir hakimin denetimine<br />
veriliyor, ziyaretler ise davayı<br />
soruşturan bir polisin, tercüman eşliğinde<br />
yapılıyor. Ziyaret saatleri de normal<br />
tutsakların ancak üçte birine denk<br />
gelen on günde yarım saat ile sınırlı.<br />
Ziyaretçilerin hiçbir şekilde demokrat<br />
bir kimliği ve siyasetle ilgili olmaması<br />
gerekiyor.<br />
Mektuplar ortalama iki ayda sahibine<br />
ulaşıyor. Mektuplara elkoyma gerekçeleri:<br />
Tutsağa moral verici olan ve<br />
siyasi-örgütsel bir içeriğe sahip olmasıdır.<br />
Ziyaret haklarının engellenmesi<br />
çok çeşitli gerekçeler ile olabilmektedir.<br />
Tutsakların hapishane içindeki<br />
aktivitelere katılmaları da engellenmektedir.<br />
Tecrit uygulaması tam bir işkencedir.<br />
Yalnızlaştırma, asosyalleştirme<br />
ve gerici-faşist doktrinlerle tutsağı<br />
kendi kafa yapılarına uydurup teslim<br />
almayı amaçlamaktadır.<br />
Kampanyamızla emperyalizm<br />
gerçeğini anlatıyoruz<br />
Tecrite Yüzbin Kere Hayır kampanyası<br />
ile tutsakları teslim almayı hedefleyen<br />
tecrit işkencesi<br />
gerçeğini ve bu işkenceye<br />
dayanak yapılmaya çalışılan “Kamu<br />
Güvenliği” demagojisinin bir yalan olduğunu<br />
Alman halkına teşhir etmeyi<br />
amaçlıyoruz.<br />
Tecrite Yüzbin Kere Hayır kampanyası<br />
ile soruşturma, takibat ve<br />
yargılama süreçlerinin arkasındaki<br />
gerçeği anlatmak istiyoruz.<br />
Tecrite Yüzbin Kere Hayır kampanyası<br />
ile siyasi davaların kafatasçı<br />
Nazilerin saldırılarını meşrulaştırmak<br />
ve insanlık suçları işleyen faşist rejimlerin<br />
meşrulaştırılması için açıldığını<br />
ve tutsaklara uygulanan tecrit<br />
işkencesinin amacının da demokratik<br />
kamuoyuna bir gözdağı olduğunu,<br />
asıl amacın ise hukuk ve<br />
adaletin yokedilmesi olduğunu anlatmak<br />
istiyoruz.<br />
Tecrite Yüzbin Kere Hayır kampanyası<br />
ile tutsakların yanında olduğumuzu<br />
göstermek istiyoruz. Eğer<br />
düşman onların mektuplarını “Moral<br />
verici” diye yasaklıyorsa, biz onlara<br />
daha fazla moral verici mektuplar<br />
yazmalıyız.<br />
Eğer düşman onları yalnızlaştırarak<br />
teslim almayı hedefliyorsa;<br />
biz onlara yalnız olmadıklarını eylemlerimizle,<br />
bildirilerimizle, mektuplarımızla,<br />
afiş ve pankartlarımızla<br />
göstereceğiz.<br />
Onlar bizim haklarımız için, bizim<br />
umutlarımız için, bizim geleceğimiz<br />
için orada bedel ödemektedirler.<br />
Ve hiçbir baskıyla, işkenceyle<br />
teslim alınamayacaklarını haykırıyorlar.<br />
Onlara sahip çıkmak sadece<br />
bir onur değil, aynı zamanda bir<br />
görevdir.<br />
Tecrite Yüzbin Kere Hayır kampanyası<br />
ile 129b maddesiyle düzenlenmiş<br />
olan hukuksuzluğu teşhir<br />
etmek istiyoruz.<br />
Bir yanıyla kampanyamızla halklara<br />
emperyalizm gerçeğini anlatıyoruz.<br />
Saldırılar karşısında <strong>halkların</strong><br />
çaresiz olmadığını, mücadele edersek<br />
kazanacağımızı gösteriyoruz.<br />
Sayı: 255<br />
<strong>Yürüyüş</strong><br />
13 Şubat<br />
2011<br />
HALKLARIN TEK DOSTU DEVRİMCİLERDİR<br />
5 3