halkların tek dostu devrimcilerdir - Yürüyüş
halkların tek dostu devrimcilerdir - Yürüyüş
halkların tek dostu devrimcilerdir - Yürüyüş
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Sayı: 255<br />
<strong>Yürüyüş</strong><br />
13 Şubat<br />
2011<br />
sında “Ne kazandınız?”, “sus” gibi<br />
provokatif sözler sarfediyor, kendilerine<br />
müdahale edilince “bakın bizi konuşturmuyorlar”<br />
şeklinde apaçık bir başka<br />
provokasyon yaratıyorlar. (DHF’liler<br />
burada, Özgür Gelecek okurlarıyla<br />
birlikte hareket etmiş, anmayı birlikte<br />
provoke etmişlerdir.)<br />
Bu ülkede DHF son iki yıldır 19<br />
Aralıklar’da benzer bir provokatif tutum<br />
içindedir. Kitlelerini açıkça Cephe’ye<br />
karşı düşmanlaştırmaktadırlar. 2 yıldır<br />
“19 Aralık Anması”(!) adı altında, direnişi<br />
karalamakta, “Ölüm Orucu; yerlerde<br />
sürünen bir zafer” gibi, devrimci<br />
olmayan provokatif bir üslup kullanmaktadırlar.<br />
30 Ocak 2011..<br />
Öğleden sonra...<br />
Nurtepe’de bir provokatif<br />
girişim daha...<br />
DHF’liler, füze kalkanıyla ilgili<br />
İstanbul’un her yanını afişlemiş(!) olarak,<br />
Çayan Mahallesi’ne de afişlerini asmak<br />
ve yazılama yapmak için geldiler...<br />
Cepheliler, <strong>tek</strong>rar yaptıklarının yanlışlığını<br />
hatırlatıyorlar. DHF’liler provokatif<br />
dayatmada ısrarlı. Elbette son derece<br />
ilginçtir, yaklaşık 30 kişi ile gelmişler<br />
sıradan bir afişlemeye... Bazılarında<br />
da “plastik borular” var, sopa niyetine!<br />
Oldukça hazırlıklılar. İtişme kalkışma<br />
esnasında bazı Cepheliler’in elleri,<br />
kolları çiziliyor, <strong>tek</strong>me darbesi alanlar<br />
oluyor. Ama cevap verilmiyor.<br />
DHF, kendi içine dönerek<br />
bu provokasyonlara son<br />
vermelidir!<br />
Bu gelişmeler, Kasım ayında Nurtepe<br />
Halk Cephesi tarafından yapılan bir<br />
açıklamayla eleştirildi.<br />
Demokratik Haklar Federasyonu tarafından<br />
7 Aralık 2010’da, Nurtepe<br />
Halk Cephesi bildirisinde ortaya konulan<br />
eleştirilere karşı bir bildiri yayınlandı.<br />
Sözkonusu bildiri daha ilk paragrafında<br />
Nurtepe’de yaşanan her şeyi<br />
ters yüz ediyordu.<br />
“Bildiriye gerekçe olan olay, 14 Kasım<br />
2010 (Pazar) günü, Halk Cephesi’<br />
nin, Nurtepe’de afiş çalışması yapan<br />
DHF faaliyetçilerine saldırması; saldırı<br />
anında ve sonrasında ise mahalle halkının<br />
tepkisini almasıdır.”<br />
Saldıran kim, mahalle halkının tepkisini<br />
alan kim, hepsi ters yüz edilmişti.<br />
Böyle bir bildiride sağlıklı, sorunu çözücü<br />
bir yaklaşım bulunamayacağı<br />
açıktır.<br />
DHF, Sarıgazi’de neden saldırmıştır?<br />
Neden bir anda Nurtepe’de dergi dağıtmak,<br />
afiş asmak ihtiyacı duymuştur? Bu<br />
sorular cevaplanamamaktadır. DHF ile<br />
yapılan görüşmelerde de DHF tarafından<br />
bu konuda <strong>tek</strong> bir açıklama yapılmamıştır.<br />
Çok açık ve net söylüyoruz bu noktada:<br />
Sorun sadece grupçuluk, rekabetçilikle<br />
de açıklanabilir gözükmemektedir.<br />
Üzerinde son derece ciddiyetle durulması,<br />
ciddiyetle sorgulanması gereken<br />
bir durumla karşı karşıya olduğumuz<br />
açıktır.<br />
Biz, halk saflarında<br />
gördüğümüz bir siyasi<br />
hareketi uyarı görevimizi<br />
yerine getiriyoruz.<br />
Bu siyasi hareketin saflarında geçmişte<br />
büyük bir “karşı-devrimci örgütlenme”<br />
açığa çıkmıştır. Bu ajan örgütlenmesi<br />
içinde yeralanlar, Merkez<br />
Komite’ye kadar yükselmişlerdir. Söz<br />
konusu ajanlar, örgütün politikalarını,<br />
kararlarını belirleyen konumdaydılar.<br />
Kendi açıklamalarına göre, bu karşı-devrimci<br />
örgütlenmenin “soruşturulması”<br />
sırasında kendi içlerinden 13 kişiyi<br />
öldürmüşlerdir. Sonra “yanlış yaptık” denilmiştir.<br />
Kendilerinin “Kardelen Harekatı”<br />
olarak adlandırdığı bu olayda, insanlara<br />
işkence yaptıklarını yine kendileri<br />
açıkladılar.<br />
Bu son provokatif saldırılarla ilgili<br />
eleştiri ve uyarımızı yaparken, bunları<br />
da hatırlattık, bu tür durumlara dikkat<br />
çektik... DHF’liler buna “her devrimci<br />
harekette olur” diye cevap verdiler.<br />
Hayır, olmaz! Oluyorsa orada ciddi<br />
bir sorun vardır. Ajanlaştırmalar, sızmalar<br />
her zaman olabilir, ama hiç birisi<br />
Merkez Komite’ye kadar tırmanıp<br />
hareketin politikalarını belirleyen, kararlarını<br />
alan bir düzeyde olamaz. Hiçbirisi<br />
tamamen örgütü ele geçirmiş konumda<br />
olamaz.<br />
Açıklanamayan, izah edilemeyen<br />
her şeyde, devrimciler, ihtiyatlı olmalı,<br />
sorgulayıcı bakmalıdırlar. Bize tüm<br />
sınıflar mücadelesi tarihinin öğrettiği<br />
budur.<br />
DHF’ye hatırlatıyoruz:<br />
Bu tarih sizin!<br />
Üslup tartışması yapıyorsunuz. Hayır,<br />
biz ne küfrediyoruz, ne hakarette bulunuyoruz.<br />
Marksist-Leninist teorinin<br />
kavramlarıyla konuşuyoruz. Ama bakın,<br />
şu satırlar size aittir:<br />
“Çünkü komplocu demek Dursun<br />
Karataş tipinde bir manyak<br />
demektir.”<br />
Evet, bu sözler size ait.<br />
Bir konuşma sırasında söylenmiş,<br />
duyulmuş sözler falan da değil Dergilerinizde<br />
yazdınız. Partizan, (Sayı: 18,<br />
sayfa 19)<br />
Bir devrimci hareketin önderine karşı<br />
böyle bir şey söylenmesi, yazılması<br />
normal miydi sizce?<br />
Devam ediyordunuz:<br />
“Buray ı basmakla dev lete hizmet<br />
ettiklerini düşünüyorum.<br />
Bu Dursun Karataş’ın mantığıdır.<br />
” (Özgür Gelecek, s. 27, sf. 9)<br />
“Parti tüzüğü, ahlaki değerlerin, dejenere<br />
edilerek parti iradesi önderliğe kayıtsız<br />
şartsız tabi kılınacak. Ve sonuçta<br />
A. Öcalan ve D. Karataş’ta somutlanan<br />
önderlik anlayışı partiye hakim kılınacak.”<br />
(Özgür Gelecek, s.29, sf.2)<br />
Bu alıntılar TKP-ML çevresinin<br />
Devrimci Sol’a yönelik bir yazısından<br />
değil, kendi iç sorunlarını tartıştıkları<br />
yazılarından alındı.<br />
Bunları yazmak normal değildi. Bir<br />
devrimci hareketin önderi hakkında<br />
“manyak” gibi bir kelimeyi kullanmak<br />
için, ya tam bir ahlaksız ve soysuz ya<br />
da ajan provokatör olmak gerekirdi. Ya<br />
da ikisi birden.<br />
VE ÖYLE DE OLDUĞU<br />
ORTAYA ÇIKTI.<br />
Bunların devrimci bir yayın organında<br />
yazılabildiğini bilmeyen insanların<br />
çoğu şaşıracaktır. Evet, bunlar yazılmıştır.<br />
Sonra bunların yazıldığı dönemin<br />
“yöneticileri”, karşı-devrimci, ajan vb.<br />
ilan edilmiş, kimi işkencede öldü-<br />
3 2<br />
AKP TÜM HALKLARIN DÜŞMANIDIR!