26.10.2014 Views

BİBER GAZI KİMYASAL SİLAHTIR! - Yürüyüş

BİBER GAZI KİMYASAL SİLAHTIR! - Yürüyüş

BİBER GAZI KİMYASAL SİLAHTIR! - Yürüyüş

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

SANAT CEPHESİNİ GÜÇLENDİRELİM! -3-<br />

Sanatçılar Halk İçin Ürettiklerinde<br />

Gerçek Bir Sanatçı Olacaklardır<br />

Sayı: 366<br />

<strong>Yürüyüş</strong><br />

26 Mayıs<br />

2013<br />

Sanat Cephesi'nin sanat anlayışının<br />

temelini, Nazım Hikmet'in şu<br />

sözleriyle özetlemek mümkündür:<br />

“... Sanattan tek bir şey bekliyor ve<br />

istiyorum: Sanat halka hizmet etmelidir,<br />

halkın acılarını, öfkesini,<br />

umudunu, sevincini ve hayallerini<br />

yansıtmalıdır... Bu benim sanat anlayışımda<br />

değişmeden kalan noktadır.<br />

Geri kalanların hepsi sürekli<br />

olarak değişti, değişiyor ve değişecektir.”<br />

Sanatımız hayattan beslenip halkla<br />

bütünleştikçe, ne “Muhafazakar sanat”<br />

dayatması ne de düzen onu teslim<br />

alıp sindirebilir. Sanat alanındaki<br />

kuşatmayı parçalamanın tek yolu<br />

budur.<br />

Tamamlanmış bir yolda, kolaylıkla<br />

ilerleyeceğimizi söylemiyoruz.<br />

Hem yolu açacak hem de omuz<br />

omuza ve adım adım ilerleyeceğiz.<br />

Hayalini kurduğumuz her şey, hemen<br />

olmayacaktır. Ama düşlerimizi örgütlemekten<br />

vazgeçmeyeceğiz. Attığımız<br />

her adım, kuşatmayı yarmaya<br />

hizmet edecektir.<br />

Sanat Cephesi, bir yandan alanın<br />

sorun ve çözümlerinin ele alınması<br />

üzerinden kendisini inşa ederken,<br />

aynı süreçte halk için sanat etkinlikleri<br />

de örgütlemelidir. Böylece,<br />

bugün sanat alanın en hayati sorunu<br />

olan halktan kopukluğun giderilmesinin<br />

kendine has adımları da mümkün<br />

olacaktır.<br />

Sanatçılarımız, yoksul mahallelerde<br />

yaşayan halkımız için üretip<br />

paylaşamazlar mı eserlerini? Kendine<br />

has oyunlar, sergiler, film gösterimleri,<br />

konserler... olamaz mı? Neden<br />

olmasın.<br />

Bugün sanat, halktan kopartılırken<br />

sanatçı da halk için sanat yapma<br />

motivasyonundan soğutulmuştur.<br />

"Para" ve "Şöhret" olmuştur düzen<br />

içindeki sanatçının motivasyon kaynağı.<br />

Bu şekilde halktan kopan sanatçı,<br />

halka da tamamen yabancılaşmaktadır.<br />

Bir çok sanatçı da daha baştan<br />

düzenin, arz-talep kuralları gereğince,<br />

sanatını yapamaz, üretemez ve halka<br />

ulaştıramaz hale düşürülüyor. Kapitalizm,<br />

sanat eserinin “değeri”ni<br />

elbette piyasaya, yani burjuvazinin<br />

çıkarına göre belirliyor. Ve halkı aydınlatmayı<br />

sorumluluğu olarak gören<br />

sanatın ve sanatçıların bu piyasada<br />

bir değeri olmuyor. Film için salon,<br />

oyun için sahne, sergi için galeri,<br />

kitap için yayınevi, etkinlik için yer,<br />

masrafları karşılayacak gelir... bulunamaz<br />

oluyor. Nedir bu? Halk ile<br />

sanatçının bağının kopartılmasından<br />

başka bir şey değildir. Sanatçıya<br />

bundan daha yıkıcı bir saldırı olabilir<br />

mi?<br />

Maksim Gorki, “Gerçek sanat,<br />

halkla sanatçının birliğinden doğar”<br />

der. Düzen, işte bu birliği bozduğu<br />

oranda sanatı yozlaştırıyor. Sanatçıları<br />

da kulu, kölesi haline getiriyor.<br />

Halkı da, gerçek sanatın sağlayacağı<br />

düşünce gücünden yoksun<br />

bırakmış oluyor.<br />

Bu tabloyu tersine çevirmeleyiz.<br />

Sanat, halkındır. Sanatçılar ise, halk<br />

için ürettikçe gerçek birer sanatçı<br />

olacaklardır. “Hayır” diyor burjuvazi;<br />

“Bırakın halkı-malkı, piyasa için<br />

üretin.” Elbette, “Sanat piyasası”nın<br />

kurallarını koyan sömürü çarkını<br />

sürdüren, burjuvazinin ta kendisidir.<br />

Bu noktada yazar Gustave Flaubert'in<br />

şu sözünü daima aklımız da<br />

tutmalıyız: “Erdemin ilk şartı burjuvalardan<br />

nefret etmektir.”<br />

Burjuvazinin kuşatmasına karşı,<br />

sanatın ve sanatçının direncini, üretimini<br />

örgütleyecek olan Sanat Cephesi'dir.<br />

Bunun nasıl gerçekleştirileceği,<br />

araç ve biçimleri, yolu yöntemi<br />

hep birlikte tartışılacak, netleştirilip<br />

adım atılacaktır. Sanat Cephesi,<br />

düzenin çürüyen ve çürüten<br />

sanatına karşı, halktan beslenen,<br />

halkla bütünleşen ve halka umut taşıyan<br />

alternatifi büyütecektir.<br />

Bir yanda düzen, bir yanda “muhafazakar<br />

sanat” dayatması ve sanat<br />

emekçilerinin artan sorunları...<br />

Çözümü sanatı metalaştıranlardan,<br />

“Padişahım Çok Yaşa Sanatı” isteyenlerden<br />

değil, kendi mücadelemizle<br />

arayacağız. Hakkımızı isteyeceğiz,<br />

almasını da bileceğiz.<br />

Kapitalist düzenin sanat emekçilerine<br />

reva gördüğü örgütsüzlük<br />

ve güvencesizliğin 'Torba Yasa'da<br />

nasıl somutlandığı Sanat İşkolu Platformu'nun<br />

1 Kasım 2012'de Cumhurbaşkanlığı’na<br />

verdiği dilekçe de<br />

görülüyor:<br />

“... 'Ticaret, Büro, Eğitim ve<br />

Güzel Sanatlar İşkolu', 2,7 milyon<br />

kişi ile en çok çalışanın olduğu işkolu...<br />

Üstelik çalışanların çoğu da<br />

ticaret, büro ve eğitim alanlarından...<br />

'Toplu İş İlişkileri Kanunu'na göre<br />

toplu iş sözleşmesi yapabilmek için<br />

olunan işkolunda çalışanların<br />

%3'ünü örgütlemek gerekiyor. Bu<br />

durumda, 'Ticaret, Büro, Eğitim ve<br />

Güzel Sanatlar İşkolu'ndaki bir sendikanın<br />

81 bin kişiyi örgütlemesi<br />

gerekiyor. Peki sanat alanından bir<br />

sendikayı düşünürsek Türkiye'de bir<br />

işverene bağlı 81 bin sanatçı var<br />

mı? Müzisyenlerden ya da yazarlardan<br />

oluşuyorsa; Türkiye'de 81<br />

bin oyuncu, 81 bin yönetmen veya<br />

81 bin müzisyen ya da 81 bin yazar<br />

var mıdır? Hadi var diyelim; peki<br />

bu sanatçı sendikası 'Ticaret, Büro,<br />

Eğitim ve Güzel Sanatlar İşkolu'nda<br />

sanat alanında sayıca daha çok çalışana<br />

sahip alan ticaret, büro eğitim<br />

32<br />

<strong>BİBER</strong> <strong>GAZI</strong> <strong>KİMYASAL</strong> <strong>SİLAHTIR</strong>!

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!