26.10.2014 Views

BİBER GAZI KİMYASAL SİLAHTIR! - Yürüyüş

BİBER GAZI KİMYASAL SİLAHTIR! - Yürüyüş

BİBER GAZI KİMYASAL SİLAHTIR! - Yürüyüş

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Yeter ki, sanatımızla faşizme<br />

karşı açtığımız cepheyi büyütelim,<br />

halktan yana sanatı hayatın<br />

içinde örgütleyelim. Bunun biçimi,<br />

bir araya geliş şekilleri bulunur.<br />

Örneğin F Tipi Film, Sanat<br />

Cephesi anlayışının bir üretimidir.<br />

Sanat alanında faşizme karşı<br />

omuz omuza gelmenin umut veren<br />

bir örneği olmuştur F Tipi Film.<br />

Atılan bu adımı, güç birliğini, kolektivizmi,<br />

yaratıcılığı, dayanışmayı<br />

ve ortak hedefi bir bütün olarak<br />

sanat alanını kapsayacak tarzda düşündüğümüzde,<br />

karşımıza güçlü bir<br />

Sanat Cephesi çıkacaktır. Neden olmasın?<br />

'F Tipi Film' bunun olabileceğini<br />

gösteren mütevazı bir adım<br />

olmuştur. İşte bu örneğin klavuzluğunda<br />

düşündüğümüzde, sonuç alınabilecek<br />

bir çok adımın bizi beklediği<br />

görürüz.<br />

Anti-faşist içerikli bir sinema eserinin<br />

Sanat Cephesi anlayışıyla nasıl<br />

üretildiği ufuk açıcıdır. Sonuçlarına<br />

da hepimiz, herkes tanık olduk. Bütün<br />

engellemelere rağmen, halkımız büyük<br />

bir sahiplenme gösterdi.<br />

Sinema gibi zahmetli, maliyetli<br />

bir alanda bu eseri yaratmak, bundan<br />

sonrasının da zeminini yaratmıştır.<br />

Söz konusu olan “sadece bir film”<br />

değildir Sanat Cephesi'nin anlayışı,<br />

kültürü, dayanışması ve kolektivizmidir.<br />

Düzenin durup dinlenmeden<br />

“Gemisini kurtaran kaptan” egoizmi<br />

empoze ettiği ve bunun, sanat alanının<br />

mevcut zaafalarıyla birleşip<br />

çürümeye yol açtığı koşullarda, kelimenin<br />

gerçek anlamıyla omuz omuza<br />

yaratılmıştır F Tipi Film.<br />

“... Filmde yönetmenler ve oyuncuların<br />

dışında; kamera, ses, set,<br />

ışık gibi teknik alanlarda profesyonel<br />

ekiplerin yanı sıra, reji ve prodüksiyonda<br />

sinema-televizyon öğrencilerinden<br />

oluşturulan bir ekip de büyük<br />

özveriyle çalışıyor. Her aşamasında<br />

çok yüksek bedellerin ödenmesi<br />

gereken filmde hemen hemen herkes<br />

maddi bir karşılık beklemeksizin<br />

çalışıyor. Ortak hedef, Türkiye ve<br />

dünya halklarına bu ülkenin gizlenmeye<br />

çalışılan bir gerçeğini çok<br />

güçlü ve etkili bir biçimde gösterebilmek.<br />

F Tipi hapishaneler ve tecrit<br />

zulmüne karşı mücadele araçları arasına<br />

etkili bir tanesini daha ekleyebilmek.”<br />

(Tavır - Ocak 2012- syf:<br />

43)<br />

İşte böyle ortak hedefler koyarak<br />

gereken adımları atan onurlu aydın<br />

sanatçılar güçlü eserler yaratarak,<br />

yalan karanlığının ortasına gerçeğin<br />

sanatsal etkisini de bırakmış olacaklardır.<br />

Bu adımları çoğaltmalıyız. Halkımızın<br />

da sanatçılarımızın da bu<br />

birlikteliğe ihtiyacı vardır. “Çürümenin<br />

en büyük olduğu yerde, yeniden<br />

doğma arzusu da en güçlüdür”<br />

der György Lukacs. Sanat Cephesi<br />

işte bu arzuyu örgütleyecektir.<br />

Böylece, hem halkımız hem de sanatçılarımız<br />

birbirlerinden moral bulacak,<br />

güç vereceklerdir. Sanatçılarımız<br />

halk için üretirken halkımız<br />

da sanat emekçilerini bağrına basıp<br />

sahiplenecektir.<br />

“ Siz kimsiziniz?” diye soruyordu<br />

zamane Zübük'leri. O halde cevap<br />

verelim biz de.<br />

Haraminin karşısında Nasreddin<br />

Hoca'yız... Orta Oyunu'nda Kavuklu,<br />

Hızır Paşa iktidardaysa, biz darda<br />

Pir Sultan'ınız... Anadolu'nun ölümsüz<br />

sevdasıyız, adımıza Karacaoğlan<br />

derler... “Yetmiş iki millete bir göz<br />

ile bakmayan bizden değildir” diyen<br />

Yunus Emre'yiz...<br />

“Bütün sanatlar, sanatların en<br />

büyüğü olan yaşama sanatına katkı<br />

da bulunurlar” diyen üstadımız<br />

Bertolt Brecht'in çıraklarıyız... Firdevsi'nin<br />

“Dünyada senden sonra<br />

da yaşabilecek olan şey, sözdür!<br />

Sen, sözü hor görme” deyişine inanırız.<br />

Ki sözümüzü namus, sanatını<br />

onur bilenlerdeniz... Hitler'in yüzüne<br />

sanatın tokatını indiren Şarlo ustamızdan<br />

öğrenmesini severiz...<br />

“Uyumayacaksın / Memleketin<br />

hali / Seni sözlerle uyandıracak /<br />

oturup yazacaksın” diyen Melih<br />

Cevdet Anday'ın işaret ettiği uykusuz<br />

gecelerin ev sahibiyiz...<br />

“Esaret bağlarında gül olmaktansa,<br />

özgürlük dağlarında diken<br />

alanını nasıl geçecek de "Toplu İş<br />

Sözleşmesi' yetkisi alacak? (Sanatçıların<br />

çoğunun kayıt dışı çalıştırılması<br />

da cabası.) Bu durum sanatçıları<br />

sendikasızlığa dolayısıyla, 'Toplu<br />

İş Sözleşmesi' hakkını kullanmamasına,<br />

nihayetinde sigortasızlığa, sosyal<br />

güvencesizliğe, emekli olamamaya,<br />

o hep şikayet edilen sefalete<br />

mahkum etmek anlamına gelecektir...”<br />

Görüldüğü gibi “ileri<br />

demokrasi”nin sanat emekçilerine<br />

reva gördüğü koşullar, gayet açıktır:<br />

Örgütsüzlük, güvencesizlik ve bir<br />

bütün olarak, sefalete mahkum olmak...<br />

Düzenin sanat emekçilerine yaklaşımı<br />

diğer emekçilere olduğu gibi<br />

sınıfsaldır. Sömürü çarkının karşısında<br />

örgütlülük, sosyal haklar ve<br />

güvence gibi “pürüzler” istemiyor<br />

egemenler. Ne de olsa “Sanat işletmesinin<br />

herhangi bir işletmeden<br />

farkı yok.” Böyle olduğu içindir ki,<br />

açıkça örgütsüzlük dayatıyor ve haksızlığa<br />

boyun eğilmesini istiyorlar.<br />

Egemenlerin bu yaklaşımına karşı<br />

koymanın tek bir yolu vardır: Örgütleneceğiz,<br />

haklarımız için halkımızla<br />

birlikte mücadele edeceğiz.<br />

Evet, Emek Sineması’nı sahiplenmede<br />

olduğu gibi faşizmin baskıları<br />

da olacaktır. Ama bedel ödenmeden<br />

hiç bir hak kazanılmaz.<br />

Sanat Cephesi'nin özü, aydın ve<br />

sanatçılarımızın faşizme karşı omuz<br />

omuza gelme iradesidir. Temel budur<br />

ve Sanat Cephesi, bu temel üzerinde<br />

yükselir. Faşizme karşı sanatsal anlamda<br />

omuz omuza gelme iradesini<br />

somutlar. Bunlar, her şeyden önce,<br />

devrimci sanatçıların emekçiliklerindeki<br />

güce, yaratıcılıklarındaki cürete<br />

bağlı olarak şekillenecektir.<br />

Sayı: 366<br />

<strong>Yürüyüş</strong><br />

26 Mayıs<br />

2013<br />

<strong>BİBER</strong> <strong>GAZI</strong> YASAKLANSIN!<br />

33

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!