Zam, Zulüm, İşkence! - Yürüyüş
Zam, Zulüm, İşkence! - Yürüyüş
Zam, Zulüm, İşkence! - Yürüyüş
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Halkın<br />
Hukuk<br />
Bürosu<br />
Mısır Piramitlerinden Adliye<br />
Saraylarına, Emek Veren El Bizim<br />
Sayı: 291<br />
<strong>Yürüyüş</strong><br />
23 Ekim<br />
2011<br />
Kapitalizm en fazla kar etmeyi<br />
kendine amaç edinen sistemin adıdır.<br />
En fazla kar elde etmek isteyen sınıfsa<br />
burjuva sınıfıdır ve artık içinde bulunduğumuz<br />
sürede en büyük sermaye<br />
sahipleri yani tekellerdir. Devlet buna<br />
göre organize olur ve yaptığı her işte tekellerin<br />
karını gözetir.<br />
Kapitalizm sosyalist sistem yaşadığı<br />
sürece dünya üzerinde adına sosyal devlet<br />
dediğimiz, halklara bazı haklar tanıyan<br />
biçimlerde sürdürülmüş olmakla<br />
beraber içinde bulunduğumuz zamanda<br />
halklara azgınca saldırmaktadır.<br />
Büyük bedellerle kazanılan haklar geri<br />
alınmakta, en dokunulmaz sanılan statüler<br />
sarsılmaktadır.<br />
İçtiğimiz sudan, aldığımız havaya<br />
her şeyi piyasa malı haline getiren<br />
sistemin eğitim, sağlık, hukuk alanlarına<br />
gözünü dikmesi kaçınılmazdı.<br />
Hukuk alanında bu alım satım işleri saraylarda<br />
yapılmaktadır. Bu saraylarda<br />
kişi haklarının ancak parası olanlarca<br />
kullanılabilmesi ayrı bir çalışma ve yazı<br />
konusu olması sebebi ile bu sarayların<br />
inşasında emeği geçen tutuklu ve hükümlülerden<br />
söz etmek istiyoruz.<br />
Avrupa’nın en büyük adalet sarayını<br />
inşa eden eller tutuklu ve hükümlülerin<br />
elleriydi. Yine burjuva<br />
basına haber olduğu üzere 91 adliyenin<br />
yapımında işçi olarak hükümlüler<br />
kullanılmıştı.<br />
Asmayıp da besleyelim mi mantığının<br />
bir devamı olarak sanki tercihleri<br />
üzerine hapishanelerde kalıyorlarmış<br />
gibi tahliye olan hükümlülerin arkalarından<br />
evlerine yüklü miktarlarda borç<br />
dökümleri postalandı. Adına iaşe bedeli<br />
denilen bu dökümlerde eski hükümlülerden<br />
hapishanede yediği yemeğin, yattığı<br />
yatağın parası istendi.<br />
İktidarların her alanda örnek aldığı<br />
ve “ne buyurursanız o olur” şeklinde<br />
mükemmel bir işbirliği içinde olduğu<br />
Avrupa ve ABD’nin infaz modellerini<br />
Türkiye hapishanelerine uygulayarak<br />
karlı işletme biçimleri aranmaya başlandı.<br />
Bu karlı işletmelerden biri de hapishanelerin<br />
özelleştirilmesidir. Devletin<br />
üzerinde bir ekonomik yük olarak görülen<br />
hapishaneleri, karlı birer işletme<br />
haline getirmek gerekli görüldüğünde<br />
bu kar elbette patronların kasasına<br />
akacaktır. Bu sebeple gerek bazı hizmetlerin<br />
özelleştirilmesi gerekse bütün<br />
halinde hapishanenin özelleştirilmesi<br />
şeklinde olsun özel şirketlerin kasasına<br />
akacak karın temini içindir. Her durumda<br />
üzerinden kar elde edilecek<br />
olan tutuklu ve hükümlülerdir. Kimi kez<br />
tutuklu ve hükümlülere yatırılan paraların<br />
işletilmesi yolu ile, kimi kez fahiş<br />
fiyatlarla zorunlu ihtiyaç malzemeleri<br />
satan kantinle, yemekhaneler ile ve kimi<br />
kez de doğrudan tutuklu ve hükümlülerin<br />
emeğini kullanmak yolu ile gerçekleşti<br />
ve gerçekleşecektir. Tabii ki<br />
eğer asgari ücretten ödenen ücretleri<br />
harcamak istediklerinde de hapishane<br />
kantinlerinin verdiği fiyattan mal satın<br />
almaya mecbur olan mahkûmlar hem<br />
iş üretecek hem de geliri dışarı akıtmayacak<br />
türde bulunmaz işçi ve müşteriler<br />
olacaktır.<br />
2009 yılında Maliye Bakanlığı bazı<br />
kamu hizmetlerinin özelleştirilmesi ile<br />
ilgili çalışmalar yaparken, kamu hizmetinden<br />
saydığı hapishaneleri özelleştirmenin<br />
karlılığı üzerinde durdu. Yapılan<br />
çalışmalarda örnek alınan ülkelerin<br />
başında ABD geliyordu. ABD’de<br />
"mahkum kiralama sistemi" adında<br />
köleliğin yerine uygulanmış olan sistemlerin<br />
çağa uygun isimler alarak<br />
devam ettiği görülmektedir. Babil’in<br />
Asma Bahçeleri’nden, Mısır Piramitleri’nden<br />
dünyanın en büyük adliye saraylarına<br />
uzanan süreç aradan geçen<br />
yüzyıllara rağmen aynı mantığı taşımaktadır.<br />
Tüm dünyadaki özel sektör cezaevleri<br />
işletmelerine bakıldığında bunların<br />
önemli faaliyet alanlarından birinin<br />
de inşaat olduğunu görürüz. Büyük<br />
oranda insan gücüne dayalı inşaat sektörü<br />
için denetimin azlığı ücretlerin düşüklüğü<br />
bakımından tutuklu ve hükümlüler<br />
bulunmaz bir fırsattır.<br />
Türkiye’de F Tipi hapishane modeline<br />
geçiş sürecinde iktidarın akıl hocalığını<br />
yapan, ABD’de çok uzun yıllar<br />
denetçi olarak çalışmış Melda Türker<br />
katıldığı toplantılarda, Türkiye hapishanelerindeki<br />
tutuklu ve hükümlü sayısının<br />
azlığından yakınıyor, eğer<br />
ABD’de mahkum sayısı düşerse ekonominin<br />
olumsuz etkileneceğini söyleyerek<br />
şaşkınlığını ifade ediyordu.<br />
Nitekim çalışmayı reddeden tutukluların<br />
disiplin cezalarına çarptırıldıkları<br />
ülkelerin başında ABD<br />
gelmektedir. Bu ülkede çalışmayı reddedenler<br />
tecrit uygulamalarına tabi tutulmaktadır.<br />
Akşam gazetesinin 3 Ekim tarihli<br />
haberine göre; “Müdürlüklerin toplam<br />
bütçesi 2011'de 747 milyon TL'ye<br />
ulaştı. Gelir ise Bakanlık için adeta ilaç<br />
oldu. Hem mahkumların türlü ihtiyaçları<br />
karşılandı hem bakanlığın ihtiyacı<br />
birçok bina ve hizmet için kaynak<br />
oldu.”<br />
Haber şöyle devam ediyor ; “Adliye<br />
saraylarının yanı sıra 57 ceza infaz<br />
kurumu işyurtlarının gelirleriyle tamamlandı.<br />
27'sinin yapımı devam<br />
ediyor. 189 adliye hizmet binasına döşeme<br />
ve eşya alımı, lojman ve arsa temininde<br />
de bu gelirlerden yararlanıldı”<br />
4301 sayılı yasanın Ağustos 1997<br />
yılından önce yalnızca açık cezaevlerinde<br />
bulunan iş yurtları bu tarihten sonra<br />
kapalı hapishanelerde de kurulmaya<br />
başlandı.<br />
2004 tarihli Ceza ve Güvenlik<br />
Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un<br />
hükümlülerin yükümlülüklerini<br />
düzenleyen altıncı bölümünde<br />
hükümlülerin çalıştırılmasını da saymıştır.<br />
Ceza infaz modelinin hükümlülerin<br />
çalıştırılması yalnızca kar sağlama<br />
amacına değil aynı zamanda iyileştirme<br />
amacına da hizmet ettiği söylenmektedir.<br />
Elbette yukarıdaki haberle<br />
birlikte düşünüldüğünde bu iyileştirmenin<br />
kime hizmet ettiği açığa çıkmıştır.<br />
Yeni insanları mahkum edecek adliyeleri,<br />
yeni insanları kapatacak mekanları<br />
tutuklu ve hükümlülere yaptırmak<br />
kapitalizmin halkı ciddiye almamasının<br />
bir göstergesi değil de nedir ?<br />
32<br />
ZAM ZULÜM İŞKENCE